20'nci yüzyılın en etkin kişilerinden birisi olan Malcolm X, 19 Mayıs 1925 tarihinde, ABD’nin orta eyaletlerinden olan Nebraska'da dünyaya geldi.
Malcolm X, mütevazı ‘Little’ ailesinin 4’üncü çocuğu olarak doğdu.
Afrikalıların ABD’de asla özgür olamayacağını düşünen rahip bir babanın çocuğu olarak doğdu.
Irkçı örgüt Ku Klux Klan, ömür boyu içinde Afrika’ya dönme ideali taşıyan baba Little’a düşmandı.
Malcolm, Üstünden henüz 2 yıl geçmişken, 6 yaşında babasını kaybetti. Resmi kayıtlara ‘tramvay kazası’ olarak geçse de babası faili meçhul bir cinayetin kurbanı oldu.
12 yaşına gelen Malcom Little, çok daha büyük travmalara şahit oldu. Annesi, akıl hastanesine yerleştirildi, Malcolm ve 6 kardeşi de farklı farklı ailelerin yanına verildi.
Malcolm’ün beyazlarla ilgili düşüncelerinin ilk tohumları bu yıllarda atıldı.
Malcolm, zeki ve oldukça başarılı bir öğrenciydi. Hayali avukat olmaktı.
Bir gün öğretmenine hayalini söyledi. Öğretmeninin verdiği cevap ise, ondaki beyaz düşmanlığını körükledi.
Bu cümlenin kendisindeki tesirini yıllar sonra şöyle anlatıyor:
14 yaşından 18 yaşına kadar Boston’da üvey ablasının yanında kaldı.
Gönderildiği ıslahevinden çıktığında, garson ve ayakkabı boyacılığı ile işe başladı. Sonra siyahiler için ‘itibar’ anlamına gelen gece hayatıyla tanıştı.
Ve Harlem yılları başladı. Kirli bir hayatın içinde buldu kendini. Hakikatten, sorgulamadan, düşünmekten uzak… İçini kaplayan ‘beyaz nefreti’ ile boğuşup durdu. Her türlü kirli işe bulaştı. Bir gün, hırsızlık yaparken suçüstü yakalandı. 8 yıl hüküm giydi.
Ve hapishane yılları başladı.
Hırsızlıktan hüküm giyen Malcolm’ün hapishane günleri başladı.
İki ayrı cezaevinde kaldı, önce Charlestown, sonra Concord cezaevi.
7 Ağustos 1952'de hapisten çıktı. Çıkar çıkmaz Eliyah’ın örgütü ‘Nation of İslam’a katıldı.
Dikkatleri üstünde toplaması zor olmadı. Malcolm X, enerjik, teşkilatçı, hareketli, sağlam bir hatipti.
Ancak yine de, Elijah Muhammed’in önüne geçmemek için her konuşmasına onun ismiyle başladı.
Malcolm'ün katıldığı Naiton of Islam'a göre, beyazlar ‘şeytan’dı. Onlardan kurtulmak gerekiyordu.
Ocak 1958'de yine aynı örgüte mensup Betty ile evlendi. 6 kızı oldu. Kızlarından dördü, Malcolm hayattayken dünyaya geldi. İkiz olan diğer kızları ise, onun vefatından sonra...
Mart 1964’te Elijah Muhammed ve Nation of Islam hareketinden ayrılan Malcolm artık yerinin Elijah’nın yanı değil zenci yerleşimler olduğuna karar verdi. Bu dönemde İslâm anlayışı değişmeye başladı, beyaz adamın şeytan olduğu görüşünden vazgeçti. Müslüman ülkelerin diplomatlarıyla görüşerek İslâmiyet hakkında bilgiler aldı. Malcolm hayatının bu döneminde el-Hâc Mâlik eş-Şahbâz adını kullanmaya başladı. Güney Asya’dan Amerika’ya gelen müslümanların Farsça’da “doğan” anlamına gelen, mecazen “yiğit, yüksek görüşlü ve himmet sahibi” anlamına geliyordu.
Malcolm X’in içindeki derin şüpheler, onu Nation of İslam'dan uzaklaştırdı.
Nisan 1964'te kutlu bir yolculuğa niyet etti. Önce Mısır'a, ardından kutsal topraklara gitti. Gittiği her yerde, 2 CIA ajanı peşindeydi. Malcolm X, gerçek dönüm noktasını yaşadı. Malcolm X'in içindeki 'beyaz nefreti’ yerini hakiki Müslümanlığa bıraktı.
Beyazlar da onunla birlikte ibadet ediyor, aynı Allah'a inanıyordu. Ona selam veriyor, onunla kucaklaşıyorlardı. Malcolm, bu duruma o kadar şaşırmıştı ki, eşine gönderdiği mektupta, hayretini şöyle dile getirdi:
Dönüş vakti geldi. Malcolm X, Mekke'den arınmış, rahatlamış ve hakikatin nuruyla aydınlanmış bir halde, Malik El-Şahbaz olarak döndü.
Döner dönmez yaptığı o meşhur basın açıklamasında örgütten ayrıldığını ilan etti:
Malcolm ve ailesi için zor günler başladı. Çocukluğunda olduğu gibi, evleri yakıldı. Tehditlerin ardı arkası kesilmedi. Ölümle kendisinin burun buruna olduğunu hissediyordu. Hem CIA, hem Elijah'ın örgütü telefonlarını dinliyor, peşinden ayrılmıyordu.
Ve tarih: 21 Şubat 1965.
New York'ta kürsüde.
Selam verdi, konuşmaya başladı.