
Türkiye’nin en sıcak illerinden Adana 1 haftada 5 kez ülkenin en sıcak şehri oldu. Prof. Dr. Mesut Başıbüyük, "Her yıl anormal iklim olayları yaşıyoruz ama çok çabuk unutuyoruz. Bu olaylar böyle devam edecek, azalmayacak. Gelecek sene de bu felaketler ile karşı karşıya kalacağız" dedi.
Türkiye’nin en sıcak illerinden Adana’da son 1 haftada Meteoroloji Genel Müdürlüğü verilerine göre 5 gün sıcaklık rekoru kırıldı ve Adana, 31 derecenin üzerine çıkarak Türkiye’nin en sıcak ili oldu. Sonbahar mevsiminde yok denecek kadar az yağış düşen kentte, gelecek 1-2 hafta içerisinde de herhangi bir yağış beklenmiyor. Hal böyle olunca da kuraklık her geçen gün kendisini hissettiriyor.
"Meteorolojik afetler arttı"
Küresel iklim değişikliği ve bunun etkileri hakkında Çevre Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mesut Başıbüyük, İhlas Haber Ajansı’na açıklamalarda bulundu. Son 30 yılda iklim değişikliğinin artış yaşadığını belirten Prof. Dr. Başıbüyük, "1990’lı yıllardan itibaren iklim değişikliği çok daha kronik bir hal aldı. Artık bu yaşananları bir iklim krizi olarak ifade ediyoruz. Günümüzde artan hava, deniz ve kara trafiğinin yanı sıra insan faaliyetlerini de bir araya getirdiğinizde iklimde değişiklik küresel olarak krize ulaşmış durumda. Her gün artık geçmişe göre çok daha fazla sayıda meteorolojik afetlerin olduğunu görüyoruz" ifadelerini kullandı.
"2 milyondan fazla can kaybı"
Meteorolojik afetlerin yaşattığı kayıplarla ilgili de bilgi veren Prof. Dr. Başıbüyük, "Meteorolojik afetlerin ortaya çıkartmış olduğu can ve mal kayıplarına baktığınızda son 50 yılda 2 milyondan fazla insan hayatını kaybetti. Son 50 yıl içerisinde depremlerde bu kadar insan hayatını kaybetmedi. Türkiye’nin diğer bölgelerinde de insanlar kendi bölgelerinde sıcak havayı hissediyorlar ancak Adana’da ciddi bir sıcaklık artışı var. Ortalama hava sıcaklığı Adana’da 2,5-3 derece arttı" diye konuştu.
"Gelecek sene de bu felaketler ile karşı karşıya kalacağız"
Barajların, nehirlerin ve su kaynaklarının bu sene daha çok kuruduğuna vurgu yapan Başıbüyük, daha sonra şunları söyledi:








