Nehammer, Alman Die Zeit gazetesine verdiği mülakatta, yaklaşan seçimler, Rusya-Ukrayna Savaşı, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'le yaptığı görüşmenin içeriği gibi önemli konularda açıklamalarda bulundu.
Ukrayna'da savaşın sona ermesi için barış görüşmelerinin bir şekilde başlatılması gerektiğini kaydeden Nehammer, Ukrayna'nın Kırım dahil kaybettiği toprakları geri almak koşuluna bağlı olarak bir barış planı öne sürmesinin Kiev yönetiminin pozisyonu olduğunu ancak barış görüşmelerinin kendi içinde farklı dinamiği bulunduğunu, bu nedenle önemli olanın görüşmelere başlanması olduğunu dile getirdi.
Nehammer, Ukrayna'da arabulucu rolüyle en çok hangi ülkeye ümit bağlıyorsunuz sorusuna verdiği yanıtta, "Bence Türkiye hala önemli çünkü her iki taraf da Türkiye'yi tanıyor." ifadesini kullandı. Çin ve Hindistan'ın yanı sıra Almanya ve Fransa'nın da belirleyici olduğuna işaret eden Nehammer, Avusturya'ya bir rol düşerse ellerinden geleni yapmaya hazır olduklarını kaydetti.
Nehammer, Ukrayna savaşının başlaması sonrasında Rusya Devlet Başkanı Putin ile görüşen ilk Avrupalı siyasetçi olarak, bu görüşmede ele alınan konulara da değindi.
Putin'in Ukrayna'da sivillerin öldürülmesi, Buça kentindeki katliamlara ilişkin hiç konuşmadığını ancak yaptırımlar söz konusu olduğunda görüşmenin daha canlandığını ifade eden Nehammer, Putin ile yaptığı görüşme sonrasındaki tepkileri de anlamlandıramadığını belirtti.
Nehammer, Avusturya'da eylülde yapılması kararlaştırılan genel seçim sonrasında aşırı sağcı Avusturya Özgürlük Partisi (FPÖ) Genel Başkanı Herbert Kickl ile koalisyona olumlu bakmadığını ancak aşırı sağcı partiye kapılarını kapatmadıklarını sözlerine ekledi.