Çin, son yıllarda Doğu Türkistan Uygur Özerk Bölgesi'ndeki Uygur Türkleri ve diğer azınlık mensuplarını hedef alan sistematik hak ihlallerine ilişkin iddialar nedeniyle uluslararası kamuoyunda eleştirilere hedef oluyor.
Çin yönetimi, Doğu Türkistan'da kaç kamp bulunduğuna, buralarda kaç kişinin tutulduğuna ve söz konusu kişilerden ne kadarının sosyal hayata döndüğüne ilişkin bilgi vermezken, kendi belirlediği birkaç kampın az sayıda yabancı diplomat ve basın mensubu tarafından kısmen görülmesine izin vermişti.
Toplama kamplarında tuttuğu mağdurlar ve avukatları Zeytinburnu Kazlıçeşme Kültür Merkezi Akdeniz Salonu'nda basın açıklamasında bulundu.
Çin’in; Doğu Türkistanlılara yönelik dini ve etnik temelli, soykırım, kasten öldürme, işkence, kötü ve zalimane muamele, zorla kaybettirme vb. işlediği suçlar artık yargı konusu olmaktadır. Bilindiği üzere bu suçlara maruz kalan Çin vatandaşı Doğu Türkistanlıların yanı sıra Türkiye vatandaşları da mevcuttur. Müvekkilimiz olan mağdurlar adına Birleşmiş Milletler mekanizmalarına başvurular gerçekleştirdik. Türkiye’de yaşayan Müvekkillerimiz adına onların kamplarda tutulan aileleri için yapmış olduğumuz başvurularda çok önemli bilgi, belge, rapor ve delillere yer verilmiştir. Alınan kararlar neticesinde Çin kaybettirdiği kişiler ile ilgili ilk defa savunmalar yapmak zorunda kalmaktadır. Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Konseyi Keyfi Gözaltı Çalışma Grubu ve diğer bazı mekanizmalara yapmış olduğumuz başvuruların bir kısmı incelenmeye devam etmektedir. Başvurularımızdan, aralarında Türk vatandaşı olanlar da dahil olmak üzere bir grup mağdurun dosyası daha karara bağlanmıştır.
BM İnsan Hakları Konseyi Keyfi Gözaltı Çalışma Grubu, bu son kararında birçok yönden Çin Halk Cumhuriyeti’ni işlemiş olduğu ihlallerden dolayı mahkum ettiğini dünya kamuoyuna açıklamıştır.
Bu kararda adı geçen mağdurlardan Halemaimaiti Yiliyasi, 30 Mayıs 1984 doğumlu bir iş adamıdır. 2017 yılında tutuklanana kadar kendi işini başarıyla sürdüren birisidir. Bay Yiliyasi, 1 Mart 2017 tarihinde Çin kolluk güçleri tarafından evinden alınıp bir toplama kampına götürüldü. Tutulduğu günden bu yana kendisinden hiçbir haber alınamadı. Çeşitli işkence ve kötü muameleye maruz kaldığı bildirilmiştir.
Abudureheman Kuerwanjiang, 9 Ocak 1977 doğumlu bir mimardır. Bay Kuerwanjiang Mart 2017'de Çin polisi tarafından evinden alınıp götürüldü. Hiçbir suçlama yargılama vb bir isnad ya da gerekçe sunulmadan toplama kampına götürüldüğü bilinmektedir. Tutulduğu günden bu yana kendisinden haber alınamadı. Bay Kuerwanjiang'ın sağlığına ilişkin ciddi endişeler mevcuttur.
Paliden Yasheng, 8 Mayıs 1989 doğumlu bir ev hanımıdır. Bayan Yasheng, Ekim 2016'da Aksu Şehrindeki ailesinin evinden polis tarafından keyfi olarak alınıp götürülmüştür. Paliden Yasheng'in tutulmasının ardından ilk götürüldüğü gözaltı merkezinde iki ay boyunca işkenceye maruz kaldığı bilinmektedir. Küçük çocuğu da dahil olmak üzere ailesinin geri kalanının neredeyse tamamı toplama kamplarına gönderildi ve hâlâ tutuluyor. Aksu Şehrindeki iki yeniden eğitim kampında tutulan kadınların cinsel şiddete, işkenceye ve zorla kısırlaştırmaya maruz bırakıldığı bilinmektedir. Bu raporlara da dayanarak Bayan Yasheng'in hayatı ve sağlığına ilişkin ciddi endişeler mevcuttur.
Mevlude Hilal, 1 Temmuz 1986 Gulca doğumludur. Üniversite eğitimi için 2006 yılında Türkiye’ye geldi. Türkiye’de TÖMER’de Türkçe eğitim aldıktan sonra Samsun 19 Mayıs Üniversitesi İngilizce öğretmenliğini kazandı. Sonrasında üniversite ve bölüm değişikliği yaparak İstanbul Üniversitesi İşletme Fakültesi’ne geçti. Buradan 2011 yılı sonlarında mezun oldu. 2012’nin sonlarında Türk Vatandaşı oldu. Çin’de yaşayan annesi hastalanınca acilen 2012 yılı sonlarında Gulca’ya gitti. Hasta olan annesine bakmak için bir süre orada kaldı. Annesine bakım süreci uzayınca orada Türkçe ve İngilizce öğretmenlik yapmaya başladı. Toplumun önde gelen aydınları ve yurt dışında eğitim almış olan gençler tarafından kurulup yönetilen üst düzey bir dil okulunda görev yapıyordu. Türkçe, İngilizce, Çince ve Uygurcayı ana dili gibi konuşan, eğitimli biri olan Mevlüde Hilal annesini bırakacak kimsesi olmadığı için orada kalmaya devam etti ve 2015 yılında orada evlendi. 2016 yılında Aişe Abdullah isminde bir kızı oldu. Kızı bir yaşına geldiğinde yani 2016’nın sonlarında Çin’in toplama kampları başladı. Türkiye’de yaşayan ablası Medine Nazımi, kızkardeşi Mevlüde Hilal’in Çinli polisler tarafından alındığını ve bir daha ondan haber alamadığını belirtmiştir. Türk Vatandaşı olan Mevlüde Hilal’in küçük kızından da bir daha haber alınamamıştır.
Öte yandan Mevlüde Hilal, Türkiye vatandaşlığına geçtiğinde Çin vatandaşlığını kaybetmiştir. Çin Anayasası’nın 9. Maddesi “Yabancı bir ülkede ikamet eden ve gönüllü olarak yabancı bir vatandaşlığa katılan veya yabancı bir vatandaşlık kazanan bir Çin vatandaşı Çin vatandaşlığını otomatik olarak kaybeder” şeklinde bir düzenlemeye sahiptir. Mevlüde Hilal sadece Türkiye vatandaşıdır.
08.05.2022 tarihinde BM İnsan Hakları Konseyi Keyfi Gözaltı Çalışma Grubu’na yapmış olduğumuz başvuruya Çin Halk Cumhuriyeti resmi olarak savunmasını yapmıştır. Savunmanın ardından karşılıklı beyan ve savunmalar süreci tamamlandıktan sonra 08.12.2023 tarihinde karar açıklanmıştır.
13-17 Kasım 2023 tarihli oturumunda kabul edilen, Bay Halemaimaiti Yiliyasi, Bay Abudureheman Kuerwanjiang, Bayan Mevlude Hilal ve Bayan Paliden Yasheng ile ilgili 77/2023 sayılı karar Çin Halk Cumhuriyeti’nin sistematik ve ağır ihlaller yaptığına hükmetmiştir.
Çalışma Grubu, bu dört kişinin Çin Devlet görevlileri tarafından alıkonulduğu ve o tarihten bu yana akıbetlerinin ve nerede olduklarının gizlendiği ve böylece hukukun koruması dışında bırakıldıkları için zorla kaybetmeye maruz bırakıldıkları kanaatini açıklamıştır. Özellikle, Çalışma Grubu'nun birçok kez teyit ettiği gibi, zorla kaybetmeler uluslararası hukuk tarafından kesinlikle yasaklanmıştır ve keyfi gözaltının özellikle ağırlaştırılmış bir biçimini oluşturmaktadır. Halemaimaiti Yiliyasi, Abudureheman Kuerwanjiang, Mevlüde Hilal ve Paliden Yasheng'in özgürlüklerinden yoksun bırakılması, İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi'nin 7, 9, 10 ve 11. maddelerine aykırı olup, keyfidir ve I, III ve V kategorilerine girmektedir.
Çalışma Grubu, Çin Hükümeti'nden, Bay Yiliyasi, Bay Kuerwanjiang, Bayan Hilal ve Bayan Yasheng'in durumunu gecikmeksizin düzeltmek ve İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi'nde belirtilenler de dahil olmak üzere ilgili uluslararası normlara uygun hale getirmek için gerekli adımları atmasını talep etmiştir.
Çalışma Grubu, davanın tüm koşullarını göz önünde bulundurarak, Bay Yiliyasi, Bay Kuerwanjiang, Bayan Hilal ve Bayan Yasheng'in derhal serbest bırakılmasının, mahkumiyetlerinin iptal edilmesinin ve uluslararası hukuka uygun olarak tazminat ve diğer telafiler için uygulanabilir bir hak tanınmasının uygun çözüm olacağı görüşünü açıklamıştır.
Çalışma Grubu, çalışma yöntemlerinin 33 (a) paragrafı uyarınca, mevcut davayı işkence ve diğer zalimane, insanlık dışı veya aşağılayıcı muamele veya ceza ile ilgili Özel Raportör'e ve Zorla veya İradesiz Kaybetmeler Çalışma Grubu'na havale ederek yeni soruşturmalar başlatmıştır.
Çalışma Grubu, belirli koşullar altında, uluslararası hukuk kurallarını ihlal eden yaygın veya sistematik hapsetme veya diğer ağır özgürlükten mahrum bırakma uygulamalarının insanlığa karşı suç teşkil edebileceğini hatırlatmaktadır. Bu hatırlatma ile beraber Çalışma Grubu, Çin Devletinden aşağıdaki hususları yerine getirmesini istemektedir.
Çalışma Grubu, davanın tüm koşullarını göz önünde bulundurarak, Halemaimaiti Yiliyasi, Abudureheman Kuerwanjiang, Mevlude Hilal ve Paliden Yasheng'in derhal serbest bırakılması ve kendilerine uluslararası hukuk uyarınca uygulanabilir bir tazminat ve diğer telafi haklarının tanınması olduğunu bildirmiştir.
Çalışma Grubu, Çin Hükümetini, Halemaimaiti Yiliyasi, Abudureheman Kuerwanjiang, Mevlude Hilal ve Paliden Yasheng'in keyfi olarak özgürlüklerinden mahrum bırakılmalarını çevreleyen koşulların tam ve bağımsız bir şekilde soruşturulması ve mağdurların haklarının ihlal edilmesinden sorumlu olanlara karşı gerekli önlem ve cezaların uygulanmasını sağlamalıdır.
Çalışma Grubu, ayrıca Çin Hükümetinden,
• Halemaimaiti Yiliyasi, Abudureheman Kuerwanjiang, Mevlude Hilal ve Paliden Yasheng'in serbest bırakılıp bırakılmadığı ve serbest bırakıldıysa hangi tarihte serbest bırakıldığı;
• Halemaimaiti Yiliyasi, Abudureheman Kuerwanjiang, Mevlude Hilal ve Paliden Yasheng'in tazminat veya diğer telafilerin yapılıp yapılmadığı;
• Halemaimaiti Yiliyasi, Abudureheman Kuerwanjiang, Mevlude Hilal ve Paliden Yasheng'in haklarının ihlal edilip edilmediğine ilişkin bir soruşturma yürütülüp yürütülmediği ve yürütüldüyse soruşturmanın sonucu;
• Çin'in yasalarını ve uygulamalarını mevcut karar doğrultusunda uluslararası yükümlülükleriyle uyumlu hale getirmek için herhangi bir mevzuat değişikliği veya uygulama değişikliği yapılıp yapılmadığı;
• Mevcut kararın uygulanması için başka herhangi bir işlem yapılıp yapılmadığı bilgisini Çalışma Grubuna sunmasını istemiştir.
Bugün BM Keyfi Tutuklamalar Çalışma Grubu’na yaptığımız bu başvurularla, Müvekkillerimiz için özgürlük ve adalet arıyoruz. Öte yandan bir nebze de olsa üç milyondan fazla Uygur Türkünü temsilen Çin Halk Cumhuriyeti’nin keyfi tutuklama, zorla kaybettirme ve sistematik ihlallerini teyit eden bu emsal kararları uluslararası topluluğun dikkatine sunuyoruz. Müvekkillerimizin ailesinin ve tüm toplamam kamplarında tutulanların ivedilikle hemen salıverilmesini talep ediyoruz.
Son kararda yer alan Türk vatandaşı Mevlüde Hilal’in Çin Hükümetinden talep edilmesi ve küçük kızı ile Türkiye’ye getirilmesi için Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanlığına başvuru yaptık. Dışişleri Bakanlığını ve Pekin Büyükelçiliğini Mevlüde Hilal için acilen resmi girişimleri yapmaya davet ediyoruz.
Çin Büyükelçiliğine başvuru yaparak Müvekkillerimizin ailelerinin derhal serbest bırakılmasını da talep ettik. Birleşmiş Milletler ve uluslararası toplumu Çin’in BM kararına uyması için yaptırıma davet ediyoruz.