Dünya Çin'den gelen açıklamaları konuşuyor. Zira Çin Komünist Partisi'nin güdümündeki devlet medyası açık açık '3. Dünya Savaşı' uyarasında bulunarak gerilimin dozunu artırdı.
Çin merkezli Global Times'ta yer alan makalede ABD ile Tayvan arasındaki ilişiki 'cüretkar' olarak tanımlandı ve bu durumun ABD ile Çin'in karşı karşıya getireceği vurgulandı.
Çin halkının, Tayvan'ı destekleyen ABD ile topyekûn savaşı desteklemeye hazır olduğunu belirten makalede 'Tayvan ateşle oynuyor' ifadesi yer aldı.
Tayvan Savunma Bakanlığı, 1 Ekim’de 38, 2 Ekim’de 39, 3 Ekim’de ise 16 savaş uçağının hava savunma tanımlama sahasına girdiğini bildirmişti.
Bunun üzerine ABD, Tayvan’a öz savunma kapasitesini koruması için yeterli desteği sürdüreceğini açıklamıştı.
ABD’li emekli amiral James Stavridis ve gazeteci Elliot Ackerman’ın kaleme aldığı'2034: A Novel of the Next World War' (2034 Dünya Savaşı senaryosu) isimli kitap, geçtiğimiz dönemde yeni bir dünya savaşı çıkarma potansiyeline sahip bölge olarak Güney Çin Denizi gösterilmişti.
Stavridis ve Ackerman konvansiyonel savaşın yanı sıra böyle bir çatışmada bir ilk yaşanacağı görüşünde. İkiliye göre, bu ölçekte bir savaşta iki tarafta 'düşman sistemleri'ni saf dışı bırakmak için geniş çaplı hack saldırıları düzenleyecek.
Çin'de İkinci Dünya Savaşı'nın ardından çıkan iç savaşta Mao Zedong liderliğindeki Çin Komünist Partisinin (ÇKP) 1949'da iktidarı ele geçirmesi ve Çin Halk Cumhuriyeti'nin kuruluşunu ilan etmesi üzerine Çan Kayşek liderliğindeki Çin Milliyetçi Partisi (Kuomintag) üyeleri, Tayvan'a yerleşip 1912'de kurulan "Çin Cumhuriyeti" iktidarının Ada'da devam ettiğini ileri sürerek bağımsızlık ilan etmişti.
Bu girişim Çin tarafından kabul edilmese de Tayvan temsilcileri, 1971'e kadar Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulunda Çin'i temsil etmişti. 1950'ler ve 1960'larda çok sayıda ülkenin diplomatik ilişki tercihini Çin Cumhuriyeti'nden Çin Halk Cumhuriyeti'ne çevirmesinin ardından 1971'de BM Genel Kurulunda yapılan oylamada Pekin hükümetinin Çin'in tek meşru temsilcisi kabul edilmesiyle Tayvan'ın uluslararası örgütlerdeki konumu belirsiz hale gelmişti.
Pekin yönetimi, "Tek Çin" ilkesini benimseyerek Tayvan’ın kendi topraklarının parçası olduğunu savunuyor. Tayvan Boğazı ve çevresindeki askeri varlığının yanı sıra Tayvan'ın dünya ülkeleriyle müstakil diplomatik ilişkiler kurmasına, BM'de ve diğer uluslararası kuruluşlarda temsil edilmesine karşı çıkıyor.