Çin'in Doğu Türkistan'daki yerli Uygur nüfusundan temizleyerek bölgeyi Çinliler ile doldurmak için devam eden insanlık dışı çabaları Birleşmiş Milletler Soykırım Suçunun Önlenmesi ve Cezalandırılmasına İlişkin Sözleşme'deki soykırım tanımına uyuyor.
İnsan hakları aktivistleri, sivil toplum kuruluşları, politika düşünce kuruluşları ve gazeteciler, uydu görüntüleri ve görgü tanığı hesaplarının açıklamaları sayesinde Doğu Türkistan'daki 500 kadar potansiyel toplama kampı ve gözaltı merkezi alanının belirledi.
Yakın zamanda kamuoyu ile paylaşılan Buzzfeed News araştırması, şu anda Çin'in toplu gözaltı programının bir parçası olarak kullanılan 315 konum tespit edildiğini duyurdu.
Toplama kamplarında gözaltına alınan Uygurların yüzde 80'i ise tamamen ortadan kayboldu.
Bu gözaltı merkezlerinden biri yerel olarak Urumçi'de bulunan "Xinjiang Beşinci Hapishanesi" olarak biliniyor.
Çinli harita platformu Baidu'yu inceleyen Buzz Feed News'ten Alison Killing ve beraberindeki araştırmacılar bilinen toplama kamplarından birinin civarında uydu görüntülerinin yüklenmediğini hemen fark etti.
Uydu görüntülerinde Doğu Türkistan'da 5 milyondan fazla benzer yüklenmemiş konum var. Ve bunlardan bir çoğu işkence üssü olarak kullanılıyor.
Çalışmayı sürdüren gazeteci ve araştırmacılar bu lokasyonları Google Earth, Planet Labs ve ESA'nın Sentinal Hub Playground görüntüleri ile kıyasladı. Araştırmalar sonucunda Doğu Türkistan'da bulunan ve çoğunluğu kamp, hapishane ve ön duruşma gözaltı merkezleri de bulunan 428 adet hapishane yerleşkesi keşfedildi.
Yine rapora göre, Uygur Müslümanlarına yönelik son kampanyanın başladığı 2016-17'den beri 268 yerleşke inşa edildi, ya da bariz şekilde genişletildi. 2018 baharından beri inşa edilen, kamp ve hapishaneler daha geniş, daha kalıcı ve müstahkem, Kuqa'daki gibi.
Uygur Türkleri bu kamplarda zulüm ve tacize uğruyor. Bunun yanı sıra zorla kısırlaştırma, dini inanç ve uygulamaların bastırılması, hükümet görevlilerin denetim yapmak için zorla ailelerin evine baskın yaptığına dair raporlar ortaya çıkardı.
Uygur Projeleri Vakfı Başkanı ve Dünya Uygur Kongresi'nin kıdemli danışmanı Dr.Erkin Sidick dahil birçok Uygur aktivist hapishaneye ilk Uygur tutuklularının gelişini şöyle anlatıyor;
"17 Haziran 2017 günü yerel saatle 02:00 idi. Aniden, 25 otobüsten oluşan bir filo, aynı zamanda Xinjiang Beşinci Hapishanesi olarak da bilinen Urumçi hapishanesine girdi"
"Bu sözde güvenlik güçleri yeni gelenlere işkence etmeye hazırdı. Araç kapıları vagonlardan tek tek açıldı. Yaklaşık 10 gün önce Kaşgar yakınlarındaki köylerinden gizlice kaçırılan bin 500 Uygur Türkü ülkeden çıktı. Yaklaşık 2000 PLA (Halk Kurtuluş Ordusu) askerleri, gece yarısı Kaşgar yakınlarındaki köylerini kuşattı ve tüm insanlar kaçak saldırıya uğradı. 28 saat kesintisiz yolculuk yapılacak kamufle edilmiş otobüslere bindirildi."
"Mahkumların yaklaşık yüzde 30'u altmış yaşın üzerinde erkekti. Otuz tanesi doksan yaşın üzerindeydi. Birçok mahkum engelli, bazıları görme engelli, bazıları işitme engelli, bazıları sadece tek bacaklı, ve hatta bacağı yoktu. Hiç bir savunma ya ada avukata izin verilmeksizin 5 ila 10 yıl arası hapis cezasına mahkum edildiler."
2017’den beri 1 buçuk milyon Uygur Türkü işkence edilmek üzere toplama kamplarına götürüldü ve kendilerinden bir daha haber alınamadı. Haziran ve Eylül 2017 arasında 300'den fazla tutsak işkenceyle öldürüldü.
Şubat 2018'de gözaltına alınan bir Kazak eczacı olan 48 yaşındaki Parida, Buzzfeed News'e yaptığı açıklamada "Mavi üniforma giymek için sıraya girdik ve kıyafetlerimizi çıkardık. Aynı odada bir arada erkekler ve kadınlar vardı. Bize ahırdaki hayvanlar gibi davrandılar. Ağlamak istiyorum. Başkalarının önünde kıyafetlerimi çıkarmaktan utanıyordum." ifadelerini kullandı.
Çin'in gerçekten saklayacak hiçbir şeyi yoksa, BM'nin anında ve sınırsız erişime izin vermemesi için hiçbir neden olmamalı.
Çin hükümeti gizli doğası ve internet dahil medya ve telekomünikasyon üzerindeki tam kontrolü ve yabancı ziyaretçilere getiriği yasaklar nedeniyle, Uygur Türklerine uygulanan dehşetin tamamı büyük ölçüde bilinmemektedir. Aynı zamanda hükümet yurtdışındaki aile üyeleriyle iletişim kurmaya çalışan Uygurlara zarar vermekle tehdit ediyor.
Birleşmiş Milletler, Uluslararası Kızılhaç veya başka herhangi bir önemli kişi tarafından yürütülebilecek bağımsız ve sınırsız denetimlere Çin hükümetinin artık izin vermesi gerekiyor.