DSÖ'den yapılan açıklamada, Gazze'de hiçbir yerin güvenli olmadığı, ağır bombardıman da dahil, düşmanlıkların yeniden başlamasından ciddi şekilde kaygı duyulduğu ve İsrail'e, savaş yasaları uyarınca sivilleri ve hastaneler de dahil olmak üzere sivil altyapıyı korumak için her türlü tedbiri alması çağrısında bulunuldu. Açıklamada, "Gazze nüfusunun yaklaşık yüzde 80'ini oluşturan yaklaşık 1,9 milyon kişinin ülke içinde yerinden edildiği tahmin ediliyor. Son tahliye emirleri Han Yunus'un yüzde 20'sini ve çatışmalardan önce sırasıyla yaklaşık 117 bin ve 352 bin kişiye ev sahipliği yapan Han Yunus'un doğusundaki bölgeleri kapsıyor. 60 günden kısa bir sürede işleyen hastane sayısı 36'dan 18'e düştü. Bunlardan 3'ü yalnızca temel ilk yardım sağlıyor, geri kalan hastaneler ise yalnızca kısmi hizmet veriyor. Hasta kabul edebilenler, amaçlanan kapasitelerinin çok üzerinde hizmet sunuyor; bazıları, tasarlandıklarından 2 ila 3 kat daha fazla hastayı tedavi ediyor. Güneyde halen faaliyette olan 12 hastane artık sağlık sisteminin omurgasını oluşturuyor" denildi.
DSÖ ekibinin Han Yunus'taki Nasır Tıp Kompleksi'ne ziyaret gerçekleştirdiği anımsatılırken, bina ve hastane alanlarının hastalarla ve barınak arayan yerinden edilmiş insanlarla aşırı kalabalık olması nedeniyle içerideki durum felaket olarak nitelendirildi. Açıklamada, "Acil servis hastalarla dolup taşıyor. Yoğun ihtiyaçlara karşılık sağlık çalışanı sıkıntısı yaşanıyor. Mevcut olanlar ise hiç durmadan çalışıyorlar ve bitkin durumdalar. Çok sayıda hasta yerde tedavi ediliyor. Yatak kapasitesi dolmuştur. Hastaneye sığınan hastalar ve aileleri güvenliklerinden korkuyor. Hastalık gözetim sistemleri sekteye uğruyor; ancak sendromik gözetim, akut solunum yolu enfeksiyonları, uyuz, sarılık, ishal ve kanlı ishal gibi bulaşıcı hastalıklarda artış olduğu görülmüştür. Güneydeki barınaklar da hepatitin endişe verici bir sinyali olan akut sarılık sendromu vakalarını bildiriyor" ifadeleri kullanıldı.
Güney Gazze'deki tahliyelere dikkat çekilen açıklamada, "Daha fazla sivil acil tahliye emri alıp, taşınmak zorunda kaldıkça, daha fazla insan daha küçük alanlara yoğunlaşırken, bu bölgelerdeki geri kalan hastaneler yeterli yakıt, ilaç, yiyecek, su veya sağlık çalışanlarının koruması olmadan çalışıyor. Malzemelerimize erişimin azalması veya malzemeleri veya personeli taşıdığımızda herhangi bir güvenlik güvencesi göz önüne alındığında, DSÖ ve diğer ortakların destek sağlama yeteneği azalıyor. 7 Ekim'den 28 Kasım'a kadar sağlık hizmetlerine yönelik benzeri görülmemiş sayıda saldırı gerçekleşti. Bu kabul edilemez. Sivilleri ve sivil altyapıyı korumanın yolları var ve bunların hayata geçirilmesi gerekiyor. Sağlık ihtiyaçları artmaya devam ederken Gazze bir hastaneyi daha kaybetmeyi kaldıramaz. Tek geçerli çözüm kalıcı ateşkestir" denildi.