Güney Kıbrıs’ta Prime Consulting tarafından 12-16 Şubat tarihleri arasında gerçekleştirilen ankette oylarını 2019 seçimlerine göre yüzde 6 artırarak yüzde 15’lik bir orana sahip olan ELAM, Güney Kıbrıs Rum Yönetimde ankete göre üçüncü büyük parti konumuna yerleşti. Yayınlanan bu anket, bir sonraki seçimlerde ELAM’ın hükümet ortağı olmasının ihtimalini Rum toplumu arasında konuşulmaya başlamasına neden oldu.
25 Mart tarihinde, Yunanistan’ın, Mora’da Türk katliamı yaptıktan sonra elde ettiği bağımsızlığının yıldönümü Güney Kıbrıs Rum Yönetiminde yoğun halk katılımı ile kutlandı. Kutlamalar sırasında, Kıbrıs Türk Halkına yönelik katliamların sorumlusu, EOAKA’nın güncel devamı ELAM kutlamaları tek tip giyimli üyeleri ile katılım gösterdi.
Geçtiğimiz günlere DİSİ başkan yardımcısı Marios Pelekanos’un, Avrupa Parlamentosu seçimlerinde partisinin aday listesinde yer almamasının ardından DİSİ’den ayrılarak ELAM’a katılmıştı. ELAM listesinden adaylığı açıklanan Pelekanos’a eski partisinden tepki gelse de DİSİ yönetiminin tepkisi ELAM’dan çok AKEL’i destekleyen oy avcılığı benzetmesi ile kullanarak, AKEL’e dolaylı bir eleştiri yapabildi ancak aşırı sağcı ELAM’a bir eleştiri yöneltmeyi tercih etmedi. Pelekanos’un katılımı EOKA’nın güncel devamı ELAM’ın yükselişine yeni bir ivme kazandırma potansiyeli barındırmaktadır.
Avrupa Parlamentosunda da diğer üye ülkelerde de aşırı sağ partilerinin yükselişi DİSİ eski başkan yardımcısı Pelekanos’un ELAM’a dahil olması Avrupa siyasetinin içinde bulunduğu akış içinde olağan bir pozisyona oturmuştur. Avrupa Birliği ülkelerindeki aşırı sağın yükselişi ile uyumlu bir yükseliş içindeki aşırı sağcı ELAM’ın büyümesi, 1964 yılından bu yana varlığını sürdüren UNFICYP’nin de 60 yıl içerisinde tehdidin hala Rum kesiminden gelmesine önleyici etkisinin olamaması, BM’nin adadaki işlevsizliğinin göstergesi olmuştur.
Yakın geçmişte, GKRY sınırları içinde KKTC vatandaşlarına saldıran, KKTC Bayrağı yakan ELAM’ın 2008 yılında Yunan Altın Şafak’ın adadaki kolu olarak, EOKA’nın güncel versiyonu halinde var olmasının ardından son yıllardaki hızlı yükselişi, Kıbrıs Türk halkına karşı, Rum toplumunda zihinsel bir değişim olmadığını göstermiştir. Özellikle de Mora’da bir Türk katliamı ile kurulmuş Yunanistan’ın bağımsızlık gününde bu görüntülerin ortaya çıkması Rum toplumu arasında hala ENOSIS hayalinin diri olduğunu ve bu hayal içinde geçmiş denemelerini yapma potansiyelinde sahip olduğunu göstermektedir. AB ve BM’nin Kıbrıs’ta hukuk ve mantık sınırlarını zorlayan çifte standartları ELAM etiketi ile EOKA zihniyetinin yükselişine çanak tuttuğu anlaşılmaktadır.
Söylemlerini adadaki Türk ve İngiliz varlığına karşı inşa eden EOKA gibi “anti-kolonyal” sloganlar arkasına saklayıp geliştiren ELAM’ın yükselişi Kıbrıs Türk halkının ve Kıbırs Türk halkının yaşamsal güvence kaynağı KKTC’nin varlığına karşı Rumların sorunlu zihin dünyasının tarihsel tutarlılık içinde devam ettiğini göstermektedir. Kıbrıs Türk halkının bu varoluşsal tehdit karşısında toplumsal olarak birliğinin güçlendirilmesi için hukuki düzenlemeler dahil tüm revizyonlara başvurması kaçınılmaz bir hale gelmektedir. Özellikle de KKTC’de bir terörle mücadele yasasının olmaması, sınırın ötesinden gelecek bu ırkçı terör tehditlerine karşı en belirgin zafiyet başlığıdır. Bu gelişmeler, sadece Kıbrıs Türk halkının değil, KKTC’nin Türk Dünyasının tek ada devleti olmasından kaynaklı tüm Türk dünyasının dikkatini adaya vermesi ve teyakkuz halinde olmasını gerekli kılmaktadır.