Yunanistan’ın Mora Yarımadası açıklarında 750 kadar düzensiz göçmeni taşıyan balıkçı teknesinin batmasına ilişkin skandallar silsilesine her gün bir yenisi ekleniyor. Libya’nın Tobruk limanından çıktıktan sonra Yunan karasularına yakın bölgede Frontex ve Yunan sahil güvenlik ekipleri takibindeki teknede düzensiz göçmenlerin yardım çağrısına kayıtsız kalındığı ve İtalya’ya doğru zorla ittirildiği ortaya çıktı. Yunan makamları olayla ilgili çelişkili açıklamalar yaparken, ülke genelinde sorumluların bulunmasına ilişkin protesto gösterileri düzenlendi. Protestolarda, “Katiller; AB, Yunan sahil güvenliği ve Frontex” yazılı pankartlar taşındı. Faciada resmi can kaybı sayısı 78 olsa da, bilançonun 500’e ulaşabileceği belirtiliyor.
Yunanistan Radikal Sol İttifak (SYRIZA) Lideri Aleksis Çipras, faciadan kurtarılan göçmenlerin götürüldüğü Kalamata Limanı’nı ziyareti sırasında gazetecilere Yunan makamlarının balıkçı teknesini zorla ittiği iddiasını dile getirdi. Çipras, olaydan sağ kurtulan göçmenlerin kendisine bu iddiaları aktardıklarını söyledi. Kendisinin bu iddiaları doğrulamak için yetkili kişi olmadığını belirten Çipras, “Sorduğum sorular kilit öneme sahip. Siyasi olarak değerlerimizi, Frontex ve AB’nin politikasını ve aynı zamanda ülkemizin son dört yıldır izlediği politikayı ilgilendiriyor” dedi.
Çipras, yetkililerin, “700’den fazla insanın batmaya hazır bir teknede bulunduğunu gördüklerinde onları kurtarmaya çalışmak yerine rotasına devam etmesine izin veren protokollerin neler olduğu” şeklindeki soruları cevaplanması gerektiğini vurguladı.
Çipras’ın “geri itme” iddiasını doğrulayacak bir çıkış da sivil toplum kuruluşu Alarm Phone’dan geldi. Kuruluş, Yunan makamlarının, “Tekne bizden yardım istemedi” iddialarının gerçeği yansıtmadığını belirterek, teknenin tespit edildiği zaman dilimi içerisinde, pek çok kez, “imdat çağrısı” gönderdiğini belirtti. Yunan sahil güvenliği ve Frontex’in tekneyi batana kadar takip ettiği ortaya çıkmıştı.
Yunan makamların, faciayla ilgili can kaybı sayısını da gizlediği belirtiliyor. Teknenin alt güvertesinde en az 100 çocuğun olduğu ortaya çıkmış öte yandan kadınların da olduğu 750 düzensiz göçmenin bulunduğu belirlenmişti. Söz konusu 750 kişiden 104’ünün kurtarıldığı açıklanırken, 78 can kaybı olduğu resmen açıklanırken, Yunan makamların 500’e varan gerçek can kaybı sayısını tepkilerden kaçınmak için açıklamadığı değerlendiriliyor. Batan teknenin dört bin metre derinlikte olduğu ve kurtarma çalışmasının mümkün olmadığı açıklanmıştı.
Yunan polisi dün Mısır uyruklu 9 insan kaçakçısının yakalandığını açıklamıştı. Ancak yetkililer, 3 milyon doları bulduğu belirtilen insan kaçakçılığı olayında işin başındaki isimlerin bu 9 kişi olmadığını açıkladı.
Türk Dışişleri Bakanlığı, 14 Haziran’da düzensiz göçmenleri taşıyan balıkçı teknesinin Yunanistan açıklarında batması sonucu hayatını kaybedenlerin yakınlarına başsağlığı diledi. Bakanlıktan yapılan açıklamada, “Akdeniz coğrafyasında yaşanan bu trajedi ne ilk ne de son olacaktır. Düzensiz göçe sebep olan nedenler ortadan kaldırılmadan bu tür felaketlerin önlenmesi mümkün değildir. Aksi yönde üretilecek çözümler, sadece göçmenlerin ve sığınmacıların acıları ile denizlerdeki ölümleri artıracaktır” ifadeleri kullanıldı. Aralarında çocuk ve kadınların bulunduğu, çok sayıda can kaybı yaşanmasından büyük üzüntü duyulduğu vurgulanan açıklamada, ölenlerin yakınlarına başsağlığı, yaralılara acil şifa dilendi. Açıklamada, mültecilerin ve sığınmacıların yaşam koşullarının iyileştirilmesinin ve sorunlarına kalıcı çözümler bulunmasının herkesin ortak sorumluluğu olduğuna işaret edildi.