Fransa'da yarın yapılacak milletvekili genel seçimine 52 adayla katılan Eşitlik ve Adalet Partisine (PEJ) yönelik ırkçı ve ayrımcı saldırılar seçim kampanyasına gölge düşürdü. PEJ Onursal Başkanı Gedikoğlu, "PEJ’e karşı alınan tavır aslında Fransa’nın göçmenlere, göçmen kökenli vatandaşlarına yaklaşımını da en net şekilde ortaya koyuyor. Fransa’nın Müslüman azınlığa tahammülü yok." ifadelerini kullandı.
Fransa'da yarın yapılacak milletvekili genel seçimine 52 adayla katılan Eşitlik ve Adalet Partisine (PEJ) yönelik ırkçı ve ayrımcı saldırılar seçim kampanyasına gölge düşürdü.
Göçmen kökenliler tarafından 2015’te kurulan PEJ, teröre, fırsat eşitsizliğine, ırkçı, ayrımcı ve İslam karşıtı söylemlere karşı durmak ve özellikle banliyölerde sahip çıkılmayan göçmen kökenlilere doğru hedefler oluşturmak amacıyla yola çıktı.
- PEJ’in kısa sürede Fransa geneline yayılıp yasal yükümlülükleri yerine getirerek seçimlere girmeye hak kazanmasının ardından basında ve sosyal medyada karalama kampanyası başlatıldı. Bu kampanyalara sözde yabancı haklarını savunan dernekler ve lobi kuruluşları da destek verdi.
Partinin Onursal Başkanı Ali Gedikoğlu, "Önce medyada Türk partisi, Türkiye’den yönetilen parti, (Cumhurbaşkanı Recep Tayyip) Erdoğan’ın partisi gibi yaftalarla partimizi marjinalleştirmeyi seçtiler, kamuoyunda partimize ve adaylarımıza karşı tepki ortamı oluşturmayı denediler." ifadelerini kullandı.
PEJ’in kısa sürede büyük ilgi gördüğünü ve göçmen mahallelerinin harekete geçtiğini kaydeden Gedikoğlu, “Fransa’da doğan, tüm eğitimini Fransa’da almış, hayatının her aşamasını Fransa’da geçirmiş adaylarımızı başka bir ülkeden gelmiş kişiler olarak yansıtma şekliyle iftira ve karalama kampanyası sürdürüldü.” dedi.
Nüfusunun yüzde 15’ten fazlası göçmen kökenli bir ülke olan Fransa’da insanların isimleri ve etnik kökenlerine bakılarak görünmez setlerin çekildiğini vurgulayan Gedikoğlu, “PEJ’e karşı alınan tavır aslında Fransa’nın göçmenlere, göçmen kökenli vatandaşlarına yaklaşımını da en net şekilde ortaya koyuyor: 50 yıldır burada yaşasanız bile kendi başınıza hareket edemez, kendi partinizi kuramaz, özgürce hareket edemezsiniz. Sizin sınırlarınızı biz çizeriz mesajı veriliyor.” şeklinde konuştu.
PEJ Genel Başkanı Şakir Çolak, çok zor şartlarda ve her türlü imkandan yoksun bir şekilde seçim kampanyasını yürüttüklerini dile getirdi. Çolak, “Adaylarımızın güvenli bir ortamda kampanya yapmaları engellendi. Medyada kullanılan dışlayıcı ve linç kültürü ile bezenmiş dil, sosyal medyaya ve sokağa yansıdı. Adaylarımız tehdit edildi. PKK terör örgütü, Ermeni örgütleri, Komünist Parti, aşırı sağcı Ulusal Cephe (FN) birleşerek adaylarımız ve partimize yönelik ağır bir baskı oluşturdu.” sözleriyle zorlu süreci anlattı.
En büyük saldırıyı başörtülü adaylarının gördüğünü belirten Çolak, “Afişleri sürekli olarak yırtıldı ve sözlü ve fiziki olarak tehditlere maruz kaldılar, tüm adaylarımıza buna benzer saldırılar gerçekleştirildi.” ifadelerini kullandı. Çolak şöyle devam etti:
- “Fransa’nın Müslüman azınlığa tahammülü yok. Biz, gençlerin, yeni neslin arka sokaklardan, banliyölerden çıkıp, şehrin ve hayatın merkezine, belediyelere, il meclislerine, Ulusal Meclise girmesini hedefliyoruz. Bunu da halkın oylarıyla seçilerek demokratik yolla ve hak ederek sağlamak için yola koyulduk. Burada ilk tepkiyi yabancı savaşçılar diye bildiğimiz terör örgütlerine adam sağlayan aşırı sol ve sınırları kapatıp Fransa’yı dış dünyadan izole etme hedefindeki ırkçı aşırı sağdan gördük. Sonra diğerleri de bu koroya katıldı. Hayır, bu gençler buradalar, burada yükselecekler ve her türlü kirli emellerden uzak, yaşadıkları ülkenin geleceğini şekillendirecekler. Sadece yönetilen değil, yöneten ve yön veren de olacaklar.”
PEJ adaylarına yönelik korkutma ve yıldırma politikalarının tüm şehirlerde uygulandığını aktaran Çolak, “Afişlerimiz yırtıldı, yasal olarak belirlenen afiş panolarında adaylarımızın afişlerine ırkçı, ayrımcı ve İslamofobik yazılar yazıldı, şekiller çizildi. Yine hem sosyal medyada hem de afişler üzerine tehdit mesajları yazıldı. Tüm bu olumsuzluklara rağmen arkadaşlarımız mükemmel bir olgunlukla kampanya sürecini başarıyla yürüttüler. Seçim sonrası saldırılar, iftira ve karalama amaçlı yayınlar karşısında hukuki süreçleri başlatıp, haklarımızı arayacağız.” şeklinde konuştu.
Haut-Rhin 1. bölgeden milletvekili adayı olan Erol Yücel, kampanya sürecine sanki gizli bir elin dahil olduğunu belirterek “Biz Fransa’da, dününü yaşadığımız ve geleceğimizi kuracağımız bu ülkede 'Sesini Yükselt' sloganıyla en doğal vatandaşlık hakkımız olan seçme ve seçilme hakkımızı kullanmak için yola çıktık. Fakat bize hala bu hakkın çok görüldüğünü görüyoruz.” dedi.
Yücel, Avrupa Konseyine, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine, UNESCO’ya ev sahipliği yapan bir ülkede göçmen kökenli vatandaşların seçimlere katılmasının yadırganmasına anlam veremediğini ifade etti.
- Fransa’da geçen ay düzenlenen ve Emmanuel Macron’un kazandığı cumhurbaşkanı seçiminden sonra yarın da genel seçimin ilk turu yapılacak. Ulusal Mecliste görev yapacak 577 milletvekilinin seçileceği oylamada yüzde 50'nin üzerinde oy alan adaylar direkt seçilecek. Aksi durumda en az yüzde 12,5 oy alan adayların yarışacağı ikinci tur oylamaya gidilecek. 18 Haziran’daki bu oylamada en çok oyu alan aday seçilmiş sayılacak.