ABD'de görülen davada Fransız çimento üreticisi Lafarge'ın terör örgütü DEAŞ'a yardım etme suçunu kabul ettiği duyuruldu.
ABD Adalet Bakanlığından yapılan yazılı açıklamaya göre, Fransa merkezli çimento üreticisi Lafarge, New York Brooklyn'deki federal mahkemede anlaşma yoluna gitti.
Hakkındaki "DEAŞ'a yardım etme" suçunu kabul eden Lafarge, 777,78 milyon dolar ceza ödemeye razı oldu.
AA belgeleriyle Fransız Lafarge'ın DEAŞ'a finansmanı kanıtlandı
Anadolu Ajansı, 7 Eylül 2021'de Fransız şirketi Lafarge’ın terör örgütü DEAŞ’ı Fransa istihbaratının bilgisi dahilinde finanse ettiğini kanıtlayan belgeleri yayımlamıştı.
Haziran 2018'de şirkete yöneltilen "insanlığa karşı suçlara ortak olmak" suçlaması Kasım 2019'da düşürülmüştü.
Davaya müdahil olan sivil taraflar yolsuzlukla mücadele sivil toplum kuruluşu Sherpa ile Avrupa Anayasa ve İnsan Hakları Merkezi, suçlamanın düşürülmesine itiraz ederek Yargıtaya başvurmuştu.
Fransa Yargıtayı, 7 Eylül 2021'de Lafarge'ın Suriye'de DEAŞ'lı teröristlere finansmanı nedeniyle "insanlığa karşı suça ortak olmak" suçlaması yöneltilebilmesinin önünü açan kararı almıştı.
Paris Temyiz Mahkemesi de 18 Mayıs'ta Suriye'de terör örgütü DEAŞ'a finansman sağladığı, AA'nın ulaştığı belgelerle ispatlanan Fransız çimento devi Lafarge'a "insanlığa karşı suça ortak olduğu" iddiasıyla soruşturma açılmasını onaylamıştı.
Şirketin Suriye'de kuruluşundan DEAŞ'a finansmana uzanan süreç
Dünyanın en büyük çimento şirketlerinden Fransız Lafarge, Suriye'de Mart 2011'de başlayan iç savaşa rağmen faaliyetini sürdürdü.
Terör örgütü DEAŞ'ın bölgeyi ele geçirmesine rağmen üretim faaliyetlerini sürdüren şirket, 2014'ün sonlarında çalışmalarını sonlandırdı ancak şirketin Çelebiye bölgesindeki faaliyetlerini devam ettirebilmek için DEAŞ'a "haraç" ödemenin dışında örgütten malzeme ve akaryakıt temin ettiği ifşa oldu.
Şirket, Temmuz 2015'te İsviçreli rakibi Holcim ile birleşerek isim değişikliğine gitti.
Tesisin bir bölümüne 2015 başlarında yerleşen ABD ve Fransız askerleri, Türkiye'nin 9 Ekim 2019'da Suriye'de terör örgütlerine karşı başlattığı Barış Pınarı Harekatı öncesinde, yaklaşık 4,5 yıl boyunca buranın bir kısmını üs olarak kullandı.