Yediot Aharonot'un aktardığı kulis bilgisine göre, kabinede bazı bakanlar, bu isme, Filistinlilerin, maruz kaldıkları kıyım, kuşaklar boyu süren göç ve iltica nedeniyle "Büyük Felaket" (Nekbe) diye isimlendirdiği, İsrail'in 1948'te kuruluşundaki "bağımsızlık savaşını" andırabileceği gerekçesiyle karşı çıktı.
İsrail'in Gazze'ye devam eden saldırılarında ABD'nin de açıkladığı Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nin de onayladığı ateşkes kararları bir türlü uygulanamadı.
Bu dönemde İsrail kamuoyu, basını ve uluslararası topum tarafından ateşkese yanaşmamakla eleştiren Netanyahu, "savaşın hedefleri, mutlak zafer" konusunda ısrar etmiş, bu ikisinin sağlanması için en son eylülde Gazze-Mısır sınır hattı Philadelphi Koridoru konusunda İsrail ordusunun işgalinin bunun için gerekli olduğunu savunmuştu.
İsrail, "Kuzeyden tahliye edilen vatandaşlarının güvenlik içinde evlerine dönmesini" eylülde savaşın hedeflerine eklemiş Gazze'de bir ateşkes sağlanmasıyla doğrudan ateşi keseceğini duyuran Lübnan'da Hizbullah'a geçen aydan itibaren şiddetli bir saldırı başlatmıştı.
İsrail'in "güvenliğini" öne sürerek 7 Ekim 2023'ten bugüne başta Gazze, Batı Şeria, şimdi Lübnan'da yol açtığı insani ve bölgesel felaket devam ediyor.
İsrail'in saldırılarını Lübnan'a taşıdığı senaryoda ortaya çıkan can kaybı ve yerinden edilmelere rağmen ABD, yakın zamanda İsrail'e artırılmış 8,7 milyar dolarlık askeri yardım paketi açıkladı.
İran'ın son dönemde düzenlediği balistik füze saldırısının ardından İsrail'in vereceği karşılıkla bölgesel çatışmanın daha şiddetli ve karmaşık hale gelmesinden endişe ediliyor.