
Arka planda güçlü bir koordinasyon yürütülen Suriye’nin uluslararası topluma entegresi, ambargoların kaldırılması ve resmen tanınması noktasında Türkiye mentörlüğünü çalıştırıyor. Suriye’de istikrarın sağlanması için Türkiye’nin de yeni yönetim gibi elini çabuk tutması gerek. Çünkü Suriye’nin istikrarı, Türkiye’nin istikrarı manasına geliyor.
Suriye’de devrimciler 13 günlük askeri bir operasyon sonrasında Halep, Hama, Humus ve sonrasında başkent Şam’ı ele geçirerek 61 yıllık Baas dikta rejimi ve 53 yıllık Esed hanedanına son verdi.
BÜYÜK SÜRPRİZ
Bu büyük ‘zafer’ sadece dünya için değil, devrimcilerin kendisi içinde bir sürprizdi. 13 yılda yapamadıklarını 13 günde yapmışlardı. Birleşik Krallık merkezli El Arabiyyül Cedid Suriye Temsilcisi Absi Sumeysem, Esed rejiminin çok hızlı bir şekilde yıkılmasını bir tür uluslararası mutabakatın oluşmasının Suriyelilerin lehine gelişmesine bağlıyor. Bunun askeri operasyonları yönetenler için bile sürpriz olduğunu savunuyor.
Burada, rejimin hızlı çökmesinde devrimcilerin İdlib’de 4-5 yıla sâri askeri hazırlıklarını, attıkları önemli stratejik adımları da unutmamak gerekiyor.
SEÇİMLE İKTİDARA GELMİŞ GİBİ

Suriye’de yönetimi ele geçiren devrimciler mümkün olduğunca çoğulcu ve kuşatıcı olmaya çalışıyorlar. Bunu sözde de bırakmadılar. Rejime öldürücü darbe vurulması esnasında bile mümkün olduğunca sivillere zarar vermediler ve hatta şehirlerde yönetimi silahla devralan bir devrim rüzgarı estirmediler. Yeni Şafak olarak Suriye’de geçirdiğimiz 15 günde bunu gittiğimiz her yerde gözlemleme imkânı bulduk.
Bir baskı ve dayatma, sosyal hayata, kılık kıyafete karışma söz konusu değildi. Halk uzun süren bir istibdat döneminden sonra özgürlüğün tadına varmıştı.
ZAFER KONFERANSI
Devrimciler zaferlerini 29 Ocak 2025'te Şam’da, Cumhurbaşkanlığı Sarayı'nda düzenledikleri ‘Suriye Devriminin Zaferinin İlanı Konferansı’ ile taçlandırdılar. Konferansa, Beşşar Esed'in rejimine karşı Suriye muhalefet koalisyonu içinde savaşan çeşitli silahlı devrimci grupların komutanları katıldılar.
KANSIZ DEVRİM
Bu konferansla adeta kansız bir devrim yaptılar: 2012 Anayasası askıya alındı, Baas Partisi ve ona bağlı örgütler feshedildi, mal varlıkları müsadere edildi. Suriye'nin hala yürürlükteki yasama organı olan Halk Meclisi de feshedildi. Esed rejiminin düşüş tarihi olan 8 Aralık, Suriye'nin kurtuluşunu anmak için ulusal bayram ilan edildi.
ŞARA RESMEN GEÇİCİ BAŞKAN
Şam’ın düşmesinden sonra başkanlığı fiilen yürüten Ahmed Şara, resmen geçici yönetimin başkanlığına getirildi ve yeni bir anayasa hazırlamak için bir anayasa komitesinin oluşturulması kararı verildi. Mevcut Suriye ordusu ve güvenlik güçleri resmen feshedildi ve yeni bir ulusal ordu kurma kararı alındı. Daha da önemli HTŞ dahil tüm silahlı oluşumlar kendilerini feshederek ulusal orduya katıldılar.
ÇATLAKLAR
‘Zafer Konferansına’ Suriye’nin kuzeybatısındaki, ABD destekli ve kendilerini ‘Suriye Demokratik Güçleri’ olarak tanımlayan PKK’nın uzantısı YPG / PYD, Dürzi ağırlıklı Suveyda grupları ve güneydeki 8. Tugay Komutanı Ahmed el-Avde gibi bazı önemli grupların katılmaması yakın ve orta erimde ülke bütünlüğünde çatlak ve kriz sinyali verdi.
GEÇİŞ DÖNEMİ
‘Zafer Konferansı’ ile birlikte geçiş dönemi resmen başlamış oldu. Suriyeli yetkililer geçiş döneminin 4-5 yıl almasını bekliyorlar, bazı gözlemciler sürenin daha da uzayabileceğine dikkat çekiyorlar.
ULUSAL DİYALOG KONFERANSI

Devrimcilerin yönetimi ele geçirmesi sonrasında uzun süredir dillendirilen Ulusal Diyalog Konferansı 25 Şubat 2025’te yapıldı. Bunlar tabi ki ülkenin normalleşmesine giden süreçler ve vakit alması da bekleniyor. 600 delegenin katılımıyla yapılan (önceden 1200 delegenin katılımı ile yapılması bekleniyordu) ve bazıları tarafından alelacele yapılmakla eleştirilen Ulusal Diyalog Konferansı bitiminde yapılan açıklamada yeni bir anayasa taslağının yapılmasının yolu açıldı ve ifade özgürlüğü ile insan haklarının önemi vurgulandı.
İSRAİL’E TEPKİ
Kapanış açıklamasında, İsrail'in Esed'in devrilmesinden bu yana Suriye'deki eylemleri sert bir şekilde reddedildi ve bu eylemler ‘Suriye devletinin egemenliğinin açıkça ihlali’ olarak nitelendirilirken, İsrail güçlerinin Suriye'den “derhal ve koşulsuz çekilmesi” çağrısında bulunuldu.
DİPLOMASİ ATAĞI
Suriye’de devletin çarkları yavaş yavaş hareketlenip istikrar yönüne doğru yol almaya başladı. Uluslararası ilişkiler de içeride ve dışarıda yürütülen diploması ile güç ve hız kazanıyor. Ancak yeni yönetimin önünde devasa problemler var.
DAĞ GİBİ SORUNLAR
Zaferi kazanmak kadar korumak da oldukça önemli. Bu yolda yeni yönetimin kısa ve orta erimde cebelleşeği sorunları şu şekilde sıralamak mümkün.
GÜVENLİK
En önde gelen ve acil halledilmesi gereken sorun, güvenliğin tüm ülke sathına yayılması. Devrimin henüz sıcak olmasından dolayı ufak tefek güvenlik sorunları yaşansa da sürecin tavsaması büyük güvenlik sorunlarına, Allah korusun, büyük terör eylemlerine yol açabilir. Ordunun ve güvenlik güçlerinin kuruluşunun bir an evvel tamamlanması ve daha da önemlisi yönetimin bu konuda elini çabuk tutması gerekiyor.
TOPRAK BÜTÜNLÜĞÜ
Esed rejiminin yıkılmasıyla birlikte toprak bütünlüğünü sağlama noktasında ileri adımlar atılmış olsa Suriye’nin kuzeydoğusundaki PKK uzantılarından, ülkenin güneyindeki Dürzi ağırlıklı Suveyda gruplarından ve Ahmed el-Avde komutasındaki 8. Tugaydan kaynaklanan bölücü eğilimler toprak bütünlüğünü tehdit ediyor. PKK en büyük ve de facto bölücü unsur gibi gözükse de dış güçlerin desteği ile güneydeki sorun daha kronik bir hale gelebilir. Bu oluşumların sisteme entegre edilememesi diğer ayrılıkçı (Alevi vs) grupların teşvik olmasına, kıpırdanmaya başlamasına da neden olacaktır. İsrail’in Suriye’deki eski ve yeni işgal bölgeleri ise çok daha büyük ve uluslararası çabaları gerektiren cinsten bir problemdir.
YAPTIRIMLAR
Esed rejimine yönelik konulan yaptırımların halen sürdürülüyor olması aslında Suriye halkını cezalandırmak manasına geliyor. Avrupa Birliği'nin yaptırımları 12 aylığına geçici olarak askıya alması olumlu bir adım olsa da ülkeye yönelik tüm yaptırımların kaldırılması ve yeni yönetimin önünün açılması gerekiyor.
YENİDEN İNŞA
Dışarıdan pek algılanamasa da ülke tam bir yıkıma uğramış durumda. BM tahminlerine göre ülkenin emlak stokunun dörtte birine denk, bir milyondan fazla ev oturulamayacak bir şekilde yıkılmış durumda. BM tahminleri 500 milyar dolara kadar bir maliyet öngörüyor.
Suriye’nin bu yükün altından tek başına kalkması mümkün değil.
ÜLKENİN YARISI GÖÇMEN
Savaş döneminde 14 milyon Suriyeli iç ve dış göç mağduru oldu, tüm dünyaya yayıldı. Onların geri dönmesi de yeniden inşa faaliyetlerinin başlamasına bağlı. Yeniden inşa gerçekleşmeden çoğunun dönmesi pek de mümkün gözükmüyor.
Bu sorunlar yanında, ulusal diyalog üzerinden yeni yönetimin kurulması, anayasanın yapılması, geçiş dönemi adaletinin sağlanması, ekonominin güçlendirilmesi gibi çözüm bekleyen sorunlar da var.
ACİL İHTİYAÇLAR
Suriye’de şu an insani noktadan en büyük ihtiyaç kalemlerinin neler olduğunu sorduğumuz IHH Suriye Çalışmaları Medya Sorumlusu Selim Tosun, öncelikle büyük bir yıkıma uğrayan evlerin tekrar ayağa kaldırılması için inşaat malzemelerini zikrederken inşaat malzemelerinin bedelsiz verilmesini tavsiye ediyor ve diğer ihtiyaç kalemlerini ise temel gıda malzemeleri, eğitim ve sağlık hizmetleri ve istihdam oluşturulması olarak sıralıyor.
TÜRKİYE NE YAPIYOR?
Türkiye, bölgesel ve uluslararası aktörler tarafından Suriye’deki değişimin en büyük kazananı olarak lanse ediliyor. Herkesten önce MİT Başkanı İbrahim Kalın’ın herkesten önce Şam’da boy göstermesi bu iddiaların bir işaret fişeği aslında.
ARKA PLAN ÇALIŞMALARI
Kanımızca ve Suriye’de bulunduğumuz süre zarfında kulaklarımıza gelenlere bakılırsa, arka planda güçlü bir koordinasyon yürüyor ve Suriye’nin uluslararası topluma entegresinde, ambargoların kaldırılması ve nihayetinde ülkenin resmen tanınmasında Türkiye mentörlüğünü çalıştırıyor.
İSTİKRAR KAZANDIRACAK
Türkiye’nin de ülkede bir an evvel istikrar sağlanması için aynen Suriye’nin yeni yönetimi gibi elini çabuk tutması gerekiyor. İstikrar her iki ülkeye de kazandıracak. Çünkü Suriye’nin istikrarı Türkiye’nin istikrarı manasına geliyor. Daha bir değerlendirme için çok erken ama süreç de çok hızlı. Suriye’nin yeni yönetiminin ayakta kalması ve içeride ve dışarıda sorunlarını çözmesi için zaman daralıyor.