Yıl, 3 Kasım 1986... Alaattin Kaya ile İhsan Arslan, Ankara'da Zaman Gazetesi'ni yayınlamaya başladı. 1987 yılında birçok çalışanının tasfiyesi ile gazete FETÖ elebaşı Fetullah Gülen'in kontrolüne geçti. İstanbul Yenibosna'ya taşınan Zaman Gazetesi'nin 1996 yılından itibaren sistemli olarak misyonerlik vurgusu yaptığına dair en net bulguları derledik.
Yıl, 9 Şubat 1998... Fetullah Gülen, 28 Şubat 1997'den bir yıl sonra Vatikan'a sürpriz bir ziyaret gerçekleştirdi. Görüşmeden sonra basın toplantısı düzenleyen Gülen, bir yıl öncesinde gelmeyi planladığını ve bir yıl geciken ziyaretin 'çok olumlu' geçtiğini açıkladı.
Bu tür görüşmeleri Diyanet İşleri'nin kurması gerektiğini ancak hükümete bağlı bir kuruluşun özgürce hareket edemediğini iddia eden Gülen, bu misyonu toplumlar adına üstlendiğini ve çelişkiye düşmeden devam etmeyi hedeflediğini ifade etti.
Zaman Gazetesi'nin Alaaddin Kaya'nın Vatikan'daki ikili görüşmenin perde arkasında yatan isim olduğu öğrenildi. Görüşme sırasında Papa'ya yakın duruşuyla dikkati çeken Kaya, gün boyunca Gülen ile II. Jean Paul arasında köprü görevi gördüğü görüldü.
Türkiye'ye döndükten sonra gazetesini adeta Rum Fener Patrikhanesi'nin PR kuruluşuna çeviren Kaya, misyonerlik vurgusunu sürekli dile getirdi.
Zaman Gazetesi'nin 1990 yıllarından itibaren Vatikan'a yönelik olarak eleştirel bir dil takındığı biliniyor. Bu kapsamda, 22 Nisan 1990'da yer verilen '
' başlığı süreci başlattı.
FETÖ'nün kısa bir süre sürecek olan eleştirel akımı, 1991'deki '
' ve 1992'deki '
' başlıklarıyla devam etti..
1 Temmuz 1995'te ise
' haberi ile Zaman Gazetesi, Vatikan'ı eleştirme sürecine son verdi.
Vatikan ile ittifaka girişen Zaman Gazetesi, 17 Nisan 1996 tarihinde '
' başlığıyla misyonerliğe övgü dolu bir yayıncılığa başladı.
FETÖ'nün ajansı Cihan, Fener Rum Patriği Bartholomeos'un Heybeliada Ruhban Okulu'nda yapmış olduğu açıklamaları pür dikkat takip etmiş. Zaman Gazetesi'nde yer alan haberde Bartholomeos'un 'Ruhban Okulu'yla bayram yapacağız' ifadeleri yer alıyor.
Zaman Gazetesi, 'Kadın ve Erkek Arasında Sadakat ve Aşk Farkı' adlı kitabın yazarı M. Canan Ceylan ile dikkatleri çeken bir söyleşi yaptı. Gazetede büyük yer bulan söyleşinin bir bölümünde misyonerlik vurgusu yapıldığı net bir şekilde görülüyor. Ceylan, "Ülkemizde misyonerlik faaliyetlerinde bulunanlar var. Onlara kanan insan zaten İslam'a ve Allah'a tam olarak gelmemiş, inanmamış demektir... Bu yüzden kendimize güveniyorsak, bırakalım onlar da kendi görüşlerini anlatsınlar" diyor.
FETÖ'nün yayın organlarından bir diğeri olan Aksiyon Dergisi de misyoner ideolojiyi sürekli olarak işledi. Özellikle 10'uncu yılına özel olarak hazırlanan Aksiyon, her şeyi açık etti. 'İnsanlık Onu Bekliyor Hz. İsa' temalı sayının satıraralarında misyonerlik mesajları verildi.
Öte yandan kapakta Hz. İsa'nın Hristiyan ideolojisine göre resmedilmiş olması da dikkatleri çekti.
İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Soruşturma Bürosu Savcısı Zafer Dur'un hazırladığı 56 sayfalık iddianame 2. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edildi. FETÖ'nün finans ayağıyla ilgili hazırlanan iddianamede çarpıcı tespitler yer aldı. FETÖ elebaşı Fetullah Gülen'in, Vatikan'da görüştüğü Papa 2. Jean Paul tarafından “gizli kardinal" olarak atandığı ortaya çıktı.
FETÖ elebaşı Gülen'in gizli kardinal olduğuna araştırmacı-yazar Aytunç Altındal ışık tutarak örgüt aleyhine kitap kaleme aldı. Kısa süre sonra yaşamını yitiren Altındal'ın ölümündeki sis perdesi aralanmış değil.
2013'te aniden ortaya çıkan akciğer kanseri nedeniyle hayatını kaybeden Altındal, hastalığıyla ilgili kuşkularını şöyle anlatmıştı: “Biyopsiler tertemiz çıktı. Sonra bir ay içinde bütün vücudumu saran bir kanser olayıyla karşılaştık. Doktorlar da çok şaşırdı. Bunda bir gariplik var, vücuduna verilmiş olan bir kanser ilacı olabilir dediler. Kanser olmadığın halde size kanser ilacı vererek sizi kanser hastası yapıyorlar." FETÖ'nün ölüm listelerinde üçüncü sırada yer altığını anlatan Altındal, verdiği bu beyanattan kısa süre sonra öldü.