Hafter'in hamisi İsrail: Geniş yelpazede siyasi ve askeri destek sağlandığı ortaya çıktı

Libya’nın doğusundaki terör örgütü lideri Halife Hafter’in iplerini Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) üzerinden İsrail tutuyor. BAE üzerinden İsrail ile ilişkiye geçen Hafter’e askeri ve siyasi destek sağlandı. BAE, 2014’ten bu yana müdahil olduğu Libya savaşında Hafter’e desteği, bölgesel düzeyde Suudi Arabistan ve Mısır’ın yanı sıra İsrail üzerinden sağladı. Açık kaynaklarda yer alan bilgilere göre BAE, bir yandan Hafter için İsrail’de üretilen hava savunma sistemlerini temin ederken, diğer yandan Hafter milislerinin eğitimi için Mossad ajanlarıyla Ürdün ve Mısır’daki görüşmeleri koordine eden ülke olarak öne çıktı. Eski Mossad ajanları Hafter lehine ABD başkenti Washington’da lobi faaliyetlerinde bulundu.

İsrail Ulusal Güvenlik Uzmanı ve araştırmacı gazeteci Richard Silverstein, Ağustos 2017’de Middle East Eye’da Richard Sivertein imzalı yazıda İsrail’in Hafter adına Libya’da düzenlediği hava saldırılarına işaret edildi. Silverstein, o dönem İsrailli üst düzey bir yetkiliye dayandırdığı makalesinde, İsrail ordusunun Hafter için Libya’daki terör örgütü DEAŞ’ın ve diğer radikal örgüt hedeflerini vurduğunu belirtiyordu. Gazeteci Silverstein, İsrail ordusunun Hafter’e direkt askeri yardım vermenin yanı sıra Libya’da önünü açmak için DEAŞ’ın Sirte’deki hedeflerini 25 Ağustos 2015’de bombaladığının altını çizmişti. Makalede, İsrailli Hafter’i, “Arkadaşımızın arkadaşı, düşmanımızın düşmanı, bizim dostumuzdur. Hafter, Mısır, Ürdün ve BAE’nin dostudur. Aynı zamanda DEAŞ ile de savaşıyor.” tanımlaması yer almıştı.

Başta Arap basını olmak üzere uluslararası medyada, Hafter ve Mossad’ın gizli görüşmeler gerçekleştirdiğine dair birçok haber son yıllarda ortaya çıktı. Londra merkezli Arapça yayın yapan Arab el-Cedid Gazetesi 24 Temmuz 2017’de yayınladığı ve Hafter’in üst düzey bir komutanına dayandırılan haberinde, Hafter’in BAE aracılığında Mossad ajanlarıyla 2015-2016 yılları arasında Ürdün’de bir araya geldiğini belirtti. Mossad ve Hafter arasındaki görüşmelerin BAE’nin kanalları üzerinden gerçekleştirildi. Hafter ile görüşen ajanların isimlerinin de “Ackerman ve Mizrachi” olduğu belirtildi. Hafter’in ABD’de kendi adına lobi yapması için eski Mossad Ajanı Ari Ben-Menashe’ye 6 milyon ödediği de belirlendi.

Yine Libya dosyasını elinde tutan Mossad’ın, Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfetah el Sisi ve onun İstihbarat Şefi Abbas Kemal ve Hafter ile birlikte nasıl hareket edileceğini ve operasyonlarının koordine edildiği belirtildi. Hafter, 2017-2019 yılları arasında birçok defa Mossad heyetleri ile Kahire’de bir araya geldi. Mossad, Hafter terör örgütünün üst düzey yetkililerinin eğitilmesinde de önemli bir rol oynadı. Mossad, Hafter milislerini sahada bilgi toplanması ve tahlili, kontrol ve emir yöntemleri ile çatışma usulleri hakkında bilgilendirdi.

Arab el-Cedid gazetesinde 10 Nisan’da yayımlanan habere göre BAE, Hafter’e destek için İsrail’den temin ettiği sofistike hava savunma sistemlerini gönderdi. Sistemler Mısır üzerinden Libya’ya sokuldu. Libya’da, Mossad’ın Hafter milislerine keskin nişancı tüfeğiyle gece görüşlü dürbünlerin satın alınmasına yardımcı olduğu iddia edildi.

29 Haziran- 2 Temmuz 2017’de düzelenen “Yahudilerin Libya’da Göçü’nün 50. yılı yıldönümü” vesilesiyle Yunanistan’ın Rodos adasında düzenlenen etkinliğe Hafter’in Medya ve Kültür Bakanı Ömer el Gavayri gizli bir şekilde eşlik etmiş, dönemin İsrailli Meclisi Knesset Sözcüsü Yardımcısı Milletvekili Yehiel Bar ve İsrail İletişim Bakanı Eyüp Kara ile aynı karede bir fotoğrafı basına sızmıştı.

Son olarak geçen hafta Libya’da üst üste yenilgi alan Hafter’in sözde ‘hükümetinin’ Başbakan Yardımcısı Abdel Salam Al-Badri, İsrail medyasına verdiği röportajda, “Libya asla İsrail’in düşmanı olmayacaktır” diyerek, Tel Aviv hükümetinden yeni destek talebinde bulundu. Al-Badr’in İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’ya gönderdiği mektupta, Doğu Akdeniz’de Türkiye’ye karşı işbirliği teklifinde de bulunuldu.

Sirte kırmızı çizgimiz

Libya Ordusu Sirte-Cufra Ortak Harekat Odası Sözcüsü General Abdulhadi Dırah, terör örgütü DEAŞ’tan kurtarmak için 2016 yılında ağır bedeller ödedikleri, Akdeniz üzerindeki sahil kenti “Sirte’nin kendileri için kırmızı çizgi olduğunu” söyledi. Sözcü Dırah, 7 Haziran’da başlatılan Zafer Yolları Harekatı’yla, Libya ordusunun Misrata kentinden Sirte kentine doğru 120 kilometrelik alanda çok kısa sürede ilerleme kaydettiğini belirtti. Dırah, “Libya ordusu her ilerleme kaydettiğinde ise uluslarası toplumdan barış çağrıları gelmesine” dikkat çekti. Öte yandan Libya Başsavcılığı başkent Trablus’un güneydoğusundaki Terhune kentinde bulunan toplu mezarlarla ilgili 20 kişi hakkında yakalama emri çıkardı. Yakalama kararı çıkarılan kişiler terör örgütü lideri Hafter ile iş birliği yapan Terhune’deki Kani kabilesine mensup.

Fransa UMH zaferini hazmedemedi

Libya’nın bir kısmını işgal altında tutan terörist Hafter’in Avrupa’daki en amansız destekçisi Fransa, Birleşmiş Milletler nezdinde meşruiyete sahip Libya Ulusal Mutabakat Hükümeti’nin (UMH) Türkiye’nin desteğiyle, Libya topraklarını terörden temizlemesini hazmedemedi. Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron adına Elysee Sarayı’ndan yapılan açıklamada Türkiye’yi hedef alan gerçek dışı iddialara yer verildi. Elysee Sarayı’ndan yapılan açıklamada, “Türkiye, Libya açıklarında 7 gemi konuşlandırdı ve silah ambargosunu ihlal ediyor. Türkiye’nin Libya’ya müdahalesi kabul edilemez, hoş görülemez” gibi mesnetsiz ifadelere yer verilmesi dikkat çekti. Türkiye’nin “NATO’dan faydalandığı” gibi garip bir gerekçeyi öne çıkartan Elysee Sarayı’nın, “Fransa buna izin veremez. Bu konuda NATO üyeleriyle de görüşeceğiz” açıklaması, “Hafter’in mağlubiyetini hazmedemedi” değerlendirmesine neden oldu. Öte yandan Fransız Le Monde gazetesi, geçen Cuma günü yayımlanan “Türk-Rus vesayeti altındaki Libya” başlıklı baş yazısında, “Bugün Avrupalılar Ortadoğu’da yabancı iki yayılmacı gücün, Rusya ve Türkiye’nin gösterisini izliyor” gibi bir yoruma yer vermesi de Paris’in Libya’da içine düştüğü çaresizliği gösterdiğine işaret edildi. Afrika ve Ortadoğu’yu sömürgeleştiren Batılı ülkelerin başında gelen Fransa, milyonlarca insanın katledilmesinden de sorumlu tutuluyor.