24 Şubat’ta Ukrayna’ya işgal başlatan Rusya, aylar sonra referandum yaparak Ukrayna’nın 4 bölgesini ilhak etti. Donetsk, Luhansk, Herson ve Zaporijya’da göstermelik bir referandum düzenleyen Moskova yönetimi, sandığı referans göstererek kentlerin ‘Rusya’ya bağlanma’ kararı aldığını duyurdu. Daha önce de 2014 yılında, Ukrayna toprağı olan Kırım’daki Rus yanlısı ayrılıkçılar tek taraflı olarak bağımsızlık ilan etmiş ve ardından sözde bir referandumla Rusya’ya bağlanma kararı almıştı. Böylelikle Rusya, 2. Dünya Savaşı’ndan sonra, “sert güç kullanarak haritayı değiştirme” politikasının son örneğini vermiş oldu. Son 70 senede, Kore’de, Keşmir’de, Filistin’de, Falkland Adaları’nda, güç yoluyla dünya siyasi haritası değişti. Birleşmiş Milletler (BM) Şartnamesi’nin 2. maddesinin 3 ve 4’üncü fırkasını ihlal eden işgalci devletler, askeri üstünlüklerini kullanarak yayılmacı politika izledi. Söz konusu maddelerde BM üyesi tüm ülkelerin birbirleri arasındaki uyuşmazlıkları barışçıl yollarla çözmesi, uluslararası güvenliği tehlikeye atmaması, birbirlerinin toprak bütünlüğüne ve bağımsızlığına saygı duyması isteniyor.
2. Dünya Savaşı’nın bitmesi sonrası Kore’de 35 yıllık Japon hakimiyeti sonra erdi. ABD ve Sovyetler Birliği (SSCB) arasında devam eden Soğuk Savaş gerilimi, “tek Kore” müzakerelerine de yansıdı. Masa dağıldı ve ülke Kuzey ve Güney olarak ikiye bölündü. ABD işgalindeki Güney ve SSCB destekli Kuzey yönetimi arasında 38. paralelde tampon bölge oluşturuldu. 1950-1953 yılları arasında savaş patlak verdi. Kuzey Kore ile Güney Kore arasındaki savaş, aynı zamanda 2. Dünya Savaşı sonrası Soğuk Savaş döneminin ilk sıcak çatışması oldu. ABD ve müttefikleri ve Çin’in müdahil olması ile uluslararası boyut kazanan çatışmalar, iki tarafında kazanım elde edememesiyle sona erdi. Kore’nin bölünmesi ile, 2. Dünya Savaşı sonrası dünya siyasi haritası ilk kez değişti.
İsrail’in, 1948’den beri Birleşmiş Milletler kararlarına rağmen Filistin topraklarındaki işgal rejimi hız kesmeden devam ediyor. 6 Gün Savaşları” olarak da bilinen Haziran 1967’de İsrail’in komşu Arap ülkelerine (Mısır, Suriye ve Ürdün) saldırmasıyla başlayan savaş sonucunda İsrail, Mısır’dan Sina Yarımadası ve Gazze Şeridi’ni, Suriye’den de Golan Tepeleri’ni alırken, Batı Şeria ve Doğu Kudüs’ü de işgal etti. 1981’de Tel Aviv Yönetimi, tatlı su ihtiyacının 3’te birini karşıladığı Golan Tepeleri’ni tek taraflı olarak ilhak ettiğini açıkladı, ancak uluslararası toplum kararı tanımadı. Doğu Akdeniz’in en stratejik ve en verimli su kaynaklarına sahip Suriye’ye ait Golan Tepeleri, toplamda 1800 kilometrekarelik tepelik bir alandan oluşuyor. 2019 yılında, eski ABD Başkanı Donald Trump işgal altındaki Golan Tepeleri üzerindeki “İsrail egemenliğini tanıdıklarını” duyurdu ve işgali meşrulaştırdı. 1967’de Arap koalisyonuna karşı verdiği savaştan galibiyetle ayrılan İsrail, Filistin topraklarına işgalini de hızlandırdı. Savaş sonrasında “Toprağa karşı barış” şartıyla hareket eden Tel Aviv Yönetimi, yayılmacı yerleşim politikasını sistematik olarak uygulamaya devam etti. Filistin Devleti’nin varlığını reddeden Tel Aviv yönetimi, BM kararlarına rağmen, gerek sivil Yahudi işgalcileri iskan yöntemiyle, gerekse katliamlarla, Gazze ve Batı Şeria’yı adım adım işgal ediyor. İşgal altındaki Doğu Kudüs’te 13, Batı Şeria’da 253 yasa dışı Yahudi yerleşim birimi bulunuyor. İsrail’in Batı Şeria ve Doğu Kudüs’ü işgal ettiği 1967’de, bölgede tek bir Yahudi yerleşimci bile bulunmazken, bugün 220 bini Doğu Kudüs’te olmak üzere 650 bin Yahudi yerleşimci yaşıyor. İsrail, şu an 27 bin kilometrekarelik tarihi Filistin topraklarının yüzde 85’ine el koymuş durumda.
Hindistan, Pakistan ve Çin’in sınırlarının kesiştiği noktada yer alan bir dağlık bölge olan Keşmir, 75 yıllık çözülememiş bir siyasi düğüm olarak günümüze kadar geldi. 1947 yılında sömürgesi olduğu Büyük Britanya’dan bağımsızlığını kazanan Pakistan, nüfusunun büyük bir bölümünün Müslüman olması nedeniyle Keşmir’i talep etti. Ancak Keşmir Emiri Hari Singh, yönettiği toprakların Hindistan’a bağlanmasını istediği için Yeni Delhi yönetimi bölgede hak iddia etti. 1948’de yaşanan çatışmalar sonrası Birleşmiş Milletler araya girdi ve ateşkes sağlandı. Tartışmalı bölgenin güney kısmı özel statüyle Cammu Keşmir eyaleti olurken, Kuzey kısmı ise Pakistan’ın kontrolü altına girdi. Pakistan’ın kontrolü altındaki bölgeye ‘Azadi Keşmir’ denilmektedir. 1960’da Çin, bölgenin doğu kısmını işgal etti ve Aksai Keşmir denilen alan Pekin kontrolüne geçti. 2019 yılında ise Hindistan, Cammu Keşmir’in 70 yıldır sahip olduğu özel statüyü kaldırarak bölgeyi ilhak ettiğini duyurdu.
2 Nisan 1982’de Arjantin’in, Birleşik Krallık sömürgesi Falkland ve Güney Georgia Adaları’nı işgal etmesi ile başlayan savaş altı hafta sürdü. İspanya’nın Güney Amerika’daki halefi olduğunu iddia eden Arjantin, kendi coğrafyasına yakın olan İngiliz Sömürgesi adalar üzerinde hak iddia etti. Yaşanan savaş sonucu Arjantin birlikleri geri çekildi ve İngiltere’nin 1833’ten beri sömürgesi olan adalardaki hakimiyeti pekişti.