Çin'in Hong Kong Özel İdari Bölgesi'nde, zanlıların Çin'e iadesini kolaylaştıran yasa tasarısına karşı pazar günü düzenlenen protestolarda gözaltına alınan ve "ayaklanma çıkarmak"la suçlanan 44 kişiden 43'ü kefaletle serbest bırakılırken, bunlardan 41'ine geceleri sokağa çıkma yasağı verildi.
Bu kişilerden 41'ine 00.00-06.00 saatlerinde sokağa çıkma yasağı getirildiği bildirildi. Aynı suçlamanın yöneltildiği bir başka kişi hakkında da yakalama kararı çıkarıldığı duyuruldu.
Sokağa çıkma yasağından muaf tutulan iki kişiden birinin geceleri çocuk bakıcılığı yaptığı, diğerinin ise çalışmak için şehir dışına çıkması gereken pilot olduğu belirtildi.
Çin'in Hong Kong Özel İdari Bölgesi'nde, pazar günü düzenlenen protestolarda gözaltına alınan 49 kişiden 44'ünün "ayaklanma çıkarmak"la suçlanması üzerine, dün göstericiler yeniden polisle çatışmıştı.
Polisin pazartesi günü gözaltına alındığını duyurduğu şüphelilerin, izinsiz gösterilere katıldığı ve suç aletleri bulundurduğu ileri sürülmüştü.
Polisin göz yaşartıcı gaz ve plastik mermiyle göstericilere müdahale ettiği çatışmalarda en az 16 kişinin yaralandığı açıklanmıştı.
Hong Kong'da hüküm giyen veya hakkında suçlama bulunan kişilerin Çin'e, Makao Özel İdare Bölgesi'ne ve Tayvan'a iadesini kolaylaştıran yasa tasarısı, 3 Nisan'da parlamentoya sunulmuştu.
Muhalifler yasanın çıkması halinde, bunun Çin'in Hong Kong'daki siyasi muhalifleri hedef almasıyla sonuçlanacağından endişe ediyor.
Hong Kong Baş Yöneticisi Carrie Lam, 15 Haziran'da düzenlediği basın toplantısında, tasarının toplumda çok büyük fikir ayrılıklarına yol açtığını, bu nedenle askıya alındığını açıklamıştı.
Gösterilerine devam eden protestocuların önde gelenleri ise yasa tasarısı resmi olarak iptal edilene kadar eylemlerini sürdüreceklerini ifade etmişti.
Hong Kong, 1898'de imzalanan "kira sözleşmesiyle" uzun yıllar İngiltere hakimiyetinde kaldıktan sonra 1997'de Çin'e devredilmişti.
İmzalanan ortak deklarasyon ile Hong Kong'a, 2047'ye kadar Çin'e sadece dış politika ve savunma gibi alanlarda bağlı kalarak "tek ülke, iki sistem" politikasıyla idari bağımsızlığını ve yapısını koruma hakkı tanınmıştı.