İdlib’de Heyet Tahrir Şam (HTŞ) grubu üzerinden devreye sokulan provokasyon tutmadı. ABD'nin Münbiç'ten çekilme kararı ve DEAŞ’la mücadelede Türkiye’yi öne çıkaran Başkan Donald Trump’ın açıklamaları sonrası İdlib’de HTŞ provokasyonu devreye sokuldu. Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) ve Suudi Arabistan tarafından fonlanan HTŞ içindeki Mısırlı Şer’i sorumlularından Abu Yekzan Al Mısri fetva vererek Özgür Suriye Ordusu'nu (ÖSO) mürted ilan etti.
“ÖSO’ya saldırmak ve elindeki toprakları almak caizdir” fetvası üzerine HTŞ askeri kanadı saldırı başlattı. Ürdünlü HTŞ askeri sorumlusu Abu Hüseyin Ürdüni’nin talimatıyla harekete geçen HTŞ unsurları, ÖSO’ya saldırdı. ABD, İsrail ve Körfez ülkelerinin İdlib üzerinden kurdukları büyük plan; İdlib’i karıştırarak huzurlu ortamı bozmak, Soçi mutabakatını sekteye uğratmak, Türkiye’nin yönünü Fırat’ın doğusundan Fırat’ın batısına, dolayısıyla Münbiç’ten İdlib’e çekmeyi amaçlıyordu.
HTŞ, Zengi grubunu ve ÖSO’yu hedef alan saldırılar düzenledi. Çatışmalar sonucu her iki taraftan da 100’e yakın kayıp olduğu bildirildi. Çatışmalar devam ederken Esed rejimi de fırsattan istifade bölgeye ağır silah yığdı. Soçi mutabakatıyla ateşkesin korunduğu bölgede Rusya ve Türkiye’nin girişimleriyle bölgede çatışmalar, alevlenmesine fırsat verilmeden dindirildi. İdlib’deki TSK gözlem noktalarına yönelik artan potansiyel tehdit üzerine, Türkiye bölgeye askeri güç ve ağır silah takviyesi yaptı. Rusya’nın devreye girmesiyle rejimi kışkırtma hedefine ulaşamayan ve çatışmaları büyütemeyen HTŞ’li gruplar, Türk askeriyle karşı karşıya kalmaya cesaret edemeyince çatışmalar durduruldu. HTŞ’li gruplar, ele geçirdikleri ağır silahları da muhaliflere iade etti. Böylelikle İdlib’de Suud-BAE ekseninde ortaya konulan provokasyon planı tutmadı.