İran Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Nasır Kenani, yaptığı yazılı açıklamada, taslak anlaşma metnine ABD'nin verdiği yanıtın Tahran tarafından çeşitli düzeylerde incelendiğini ve hazırlanan cevabın müzakerelerin koordinatörüne gönderildiğini açıkladı.
Kenani, "Gönderilen metin, müzakereleri sonuçlandırmak amacıyla yapıcı bir yaklaşıma sahiptir." ifadesini kullandı.
ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcü Yardımcısı Vedant Patel konuyla ilgili yazılı açıklamasında, "İran'ın yanıtını aldığımızı teyit edebiliriz. Bunu inceliyoruz, yanıt vereceğiz ancak ne yazık ki yapıcı değil." değerlendirmesinde bulundu.
İran ile Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nin (BMGK) daimi üyeleri ABD, Rusya, Çin, İngiltere ve Fransa ile Almanya (5+1) arasında 2015'te yaptırımların kaldırılması karşılığında Tahran'ın nükleer faaliyetlerinin düzenlendiği ve denetim altına alındığı bir anlaşma imzalanmıştı.
Washington, eski Başkan Donald Trump döneminde, 2018'de anlaşmadan tek taraflı çekilerek İran'a yeniden yaptırım uygulamaya başlayınca Tahran da anlaşmadaki taahhütlerini kademeli olarak durdurmuş ve yeniden yüksek düzeyde uranyum zenginleştirme dahil bir dizi adım atmıştı.
Anlaşmanın yeniden uygulanmasını sağlama ve ABD'nin anlaşmaya dönüşü için Nisan 2021'den beri Avrupa Birliği'nin (AB) koordinatörlüğünde Viyana'da yapılan müzakereler 8 Ağustos'ta sona ererken müzakerelerin koordinatörlüğünü üstlenen AB'nin sunduğu taslak anlaşma metni sonrasında taraflar nihai anlaşmaya varma konusunda önceki aylara nazaran çok daha olumlu işaretler vermişti.
İran, AB tarafından sunulan ve nükleer müzakerelerde nihai yol haritası olarak kabul edilen anlaşma taslağına ilişkin görüşlerini 15 Ağustos'ta AB'ye iletmişti. Müzakerelerin Koordinatörü ve AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikaları Yüksek Temsilcisi Josep Borrell, İran'ın yanıtını "makul" olarak nitelemişti.
ABD de İran'ın görüşlerine ilişkin yanıtını 24 Ağustos'ta göndermişti. İran Dışişleri Bakanı Hüseyin Emir Abdullahiyan, 31 Ağustos'ta yaptığı açıklamada, nükleer anlaşma için yaptırımların kaldırılması ve ABD'nin yeniden anlaşmadan ayrılmayacağına ilişkin daha güçlü güvenceler istediklerini belirtmişti.