Gazze'de aylardır bütün zorluklara rağmen İsrail'in işlediği soykırımı dünyaya aktaran gazeteciler, 1 Ağustos'ta İsrail'in önceki gün Tahran'da öldürdüğü Hamas lideri İsmail Heniyye'nin Gazze'nin kuzeyindeki El-Şatı Kampı'nda bulunan evinin önünde toplandı. Evin önündeki gazetecilerin El- Cezire'ye aktardığı bilgiye göre, işgal ordusuna bağlı kuvvetler, El-Cezire muhabirleri İsmail Gul'a ulaşarak, bölgeyi terk etmesini aksi halde bombardıman düzenleyeceklerini söyledi. Gul, yanındaki kameramanı Rami el-Rifi ile birlikte arabaya binerek uzaklaştı. Kısa bir süre sonra duyulan patlama sesinin geldiği yere koşan gazeteciler, Gul ve Rifi'nin kullandığı aracın hava saldırısına maruz kaldığını ve ikisinin de yaşamını yitirdiğini gördü.
Gazze'deki Filistin Hükümeti Basın Bürosu, Filistinli Gazeteciler Sendikası ve Uluslararası Gazetecileri Koruma Komitesi'nin (CPJ) yayınladığı ortak rapora göre, İsrail Gazze'de 165 gazeteciyi öldürdü. İsmail Gul ve Rami El-Rifi, İsrail'in 7 Ekim'den beri Gazze'de öldürdüğü ve kayıt altına alınan 164 ve 165'inci gazeteci oldu. Geçtiğimiz mayıs ayında Yeni Şafak'a Gazze'deki gazetecilerin durumuna dair bilgi veren saha muhabirlerinden Eşref el-Amra, İsrail ordusunun hakikatleri gizlemek için özellikle üzerinde "Press" yani basın ibaresi olan yelekleri giyen gazetecileri hedef aldığını anlatmıştı. El-Cezire muhabirleri İsmail Gul ve Rami El-Rifi'nin başına gelenler El-Amra'yı doğrular nitelikte.
Uluslararası Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütü (RSF), Gul ve Rifi'nin öldürüldüğü saldırının İsrail tarafından Gazze'deki gazetecilere yönelik uygulanan savaş suçunu ortaya koyduğunu bildirdi. Konuya dair açıklama yapan RSF Kampanya Direktörü Rebecca Vincent, İsrail güçlerinin gazetecilere yönelik "savaş suçu teşkil eden" şiddetini derhal durdurmasını istedi. Vincent, Gazze'de gazetecilerin güven içinde işlerini yapabilmeleri ve hayatını kaybeden gazeteciler için adaletin sağlanması adına uluslararası kamuoyunu, İsrail üzerindeki baskısını artırmaya çağırdı.