Binlerce evsiz insanın sığındığı, çok sayıda prematüre bebeğin ve ağır yaralı hastanın hayata tutunmaya çalıştığı Şifa Hastanesi’ni geçtiğimiz günlerde basan terör devleti İsrail, sağlık tesisini zorla boşaltmaya başladı. Terör devleti, düm sabah saatlerinde “1 saatte hastaneyi boşaltın” emri verdiği yönündeki gelişmeleri yalanlamasına rağmen içerdekileri zorla çıkarttı. Görgü tanıklarına göre aralarında elleri veya ayakları kesilmiş çocuklar ve kritik durumdaki hastaların da olduğu kişiler, hiçbir sağlık desteği olmadan zorla hastanenin dışarısında çıkarılıp kaderlerine terk edildi.
İsrail ordusunun, Şifa Hastanesi’ndeki hasta ve yerinden edilmiş Filistinlilerden, saat 09.00’dan itibaren beyaz bayraklar eşliğinde elleri havada hastaneden dışarı çıkmalarını istediğini aktaran Gazze Sağlık Müdürü Munir el-Berş, “Yerinden edilmiş vatandaşların yanı sıra hasta ve yaralıların çıkış için toplandıkları manzara dehşet vericiydi. Aralarında elleri veya ayakları kesilmiş çocuklar vardı, babalarının kucağında taşınan çocuklar vardı” diye konuştu. Hastaneden çıkmak için tanklar arasından açılan bir koridordan geçtiklerini aktaran Berş, İsrail ordusunun Şifa Hastanesi’ni boşaltma sürecinde BM ve Uluslararası Kızılhaç Komitesi’nin desteğine izin vermediğini söyledi.
Sedye ve tekerlekli sandalyelerdeki hastalarla birlikte bölgeden ayrıldıklarını dile getiren Berş, insanların, yol boyunca binaların tepelerine yerleştirilen İsrailli keskin nişancıların kendilerine ateş açabileceği korkusu yaşadığını anlattı. Hastaneden Gazze’nin güneyine doğru yürüdüklerini aktaran Berş, yanlarındaki hasta ve yaralıların duydukları acının etkisiyle bağırarak yardım istediğini ancak destek verecek kimse bulunamadığını vurguladı. Şifa Hastanesi’ndeki durumun çok kötü olduğunun altını çizen Berş, askerlerin sürekli hastane içinde dolaştığını ve binaların tepelerinde keskin nişancıların konuşlandığını belirtti.
İşgalci güç hafta içinde Şifa Hastanesi’ni bastıktan sonra kısıtlamalara başlamıştı. Gazze’deki Sağlık Bakanlığı, 8 gün boyunca ablukada tutulan ve binlerce kişinin bulunduğu Şifa Hastanesi’ne sadece 400 kişilik yemeğin girişine izin verildiğini, bu süre zarfında da 4’ü prematüre bebek olmak üzere 51 hastanın öldüğünü duyurdu. Bakanlık Sözcüsü Eşref el-Kudra, hastaların zorla çıkartılmasından kısa süre önce yaptığı açıklamada, , “İsrail’in kuşattığı Şifa Hastanesi’nde 7 binden fazla insanımız var. İçeri alınmasına izin verilen yiyecek miktarı sadece 400 kişiye yetiyor. Hastanedeki hastalar açlık ve acı çekiyor, yerinden edilenler bir parça ekmek bile bulamıyor.” ifadelerine yer vermişti. Bir haftadan daha fazla süredir suyun kesik olması ve çocukların bir süredir oksijensiz kalması nedeniyle hastanedeki durumun çok zor olduğunu vurgulayan Gazze’deki Şifa Hastanesi Müdürü Muhammed Ebu Silmiyye de, “İsrail ordusu, hastanedeki oksijen istasyonlarını, su hatlarını ve ilaç depolarını kullanılmaz hale getirdi. Hastanede yaşama uygun yer yok, yiyecek dahi yok” dedi.
Terör devleti İsrail, Gazze’de Birleşmiş Milletler (BM) bünyesindeki Cibaliya Mülteci Kampı’nda bulunan El-Fahura Okulu ile Gazze Şeridi’nin kuzeyindeki Beyt Lahiya beldesinde bulunan Tel ez-Zater Okulu’nu bombaladı. Katar merkezli El Cezire kanalı Filistinli yetkililere dayanarak 2 okulda en az 200 kişinin sivilin hayatını kaybettiğini duyurdu. Binlerce Filistinlinin sığındığı okulların enkazında çok sayıda kişinin olduğu belirtilirken, can kaybının artması bekleniyor. Bölge sakinleri kürek ve çıplak elleriyle 2 enkazda da arama kurtarma çalışmaları yapıyor.
Filistin Dışişleri Bakanlığından yapılan açıklamada, saldırıların İsrail’in Gazze’de yaptığı katliamların sonuncusu olduğu kaydedildi. Açıklamada, “İsrail işgal güçlerinin Gazze Şeridi’nde Filistinli sivillere yönelik art arda yaptığı toplu katliamları en güçlü şekilde kınıyoruz” ifadesine yer verildi. “İsrail’in Filistinli sivillere karşı ilan ettiği savaş Gazze Şeridi’nin kuzeyindeki Filistin mevcudiyetini ortadan kaldırmayı amaçlıyor” denilen açıklamada, son saldırının buna kanıt teşkil ettiği belirtildi. Açıklamada, “İşgal devletinin, bu katliamı uluslararası
topluma ve BM’ye yönelik yeni bir aşağılamadır ve sivillerin korunmasına yönelik tüm etkisiz uluslararası talepleri küçümsemektedir” dendi.
Şifa Hastanesi’nin Hamas’ın karargahı olduğunu iddia eden İsrail’in paylaştığı videolara, işgale destek veren batı basını bile inanmadı. İsrail’in Hamas’ın karargahı olarak kullanıldığı iddiasıyla Şifa Hastanesini boşaltmasının yankıları sürerken CNN, İsrail güçlerinin 15 Kasım’da hastanede bulunan silahlara dair paylaştığı video görüntüleriyle uluslararası medya kuruluşlarının tesisten çektiği görüntüleri karşılaştırdı. CNN, hastaneye giden basın kuruluşlarından Fox News’in görüntülerinde İsrail’in Şifa Hastanesinden paylaştığı görüntülerdekinden daha fazla silah görüldüğüne işaret ederek, “hastanedeki silahların sonradan yerleştirilmiş olabileceğini” iddia etti.
İsrail’in paylaştığı video kaydında MR cihazının arkasındaki çantada AK-47 tipi bir silah olduğu görülürken CNN, hastane turuna izin verilen Fox News’in çektiği video kaydında ise AK-47 tipi iki silahın olduğunu ortaya çıkardı.
CNN, haberinde, “İsrail güçlerinin ilk videosunda AK-47 tipi bir silah varken Fox News’in videosundaki ikinci silah (AK-47) nerden geldi?” sorusunu yöneltti. Öte yandan, CNN, İsrail Savunma Bakanlığına “video kayıtlarındaki çelişkiye” dair değerlendirmelerinin yanıtsız kaldığını vurguladı.
Terör devleti İsrail 7 Ekim’den bu yana saldırılarını kuzey bölgelerinde yoğunlaştırıp insanları “güvenli bölge” dediği güneye zorla sürerken, şimdi de saldırılarını güneye taşıyarak bölgeyi insansızlaştırma sinyalleri veriyor. Günlerdir güney bölgesinin en büyük şehri olan Han Yunus’taki Filistinlilere “Bölgeyi terk edin” mesajı veren işgalci güç, yoğun saldırılara başladı. Filistinli yetkililer, terör devletinin Han Yunus’ta 2 bölgeye yönelik gerçekleştirdiği saldırıda en az 28 kişi hayatını kaybettiğini bildirirken, 23 sivilin yaralandığını ve enkaz altında kalanların olduğunu ifade etti. Han Yunus’un Hamad bölgesinde Abu Hatab, Al-Mubasher ve Hassanein ailelerine ait 3 apartmanın bombalandığı kaydedildi. Filistin Dışişleri Bakan Yardımcısı Ahmed ed-Dik, işgalci gücün Gazze’deki işgali güney bölgelere de yayma sinyaline ilişkin “son günlerde de buna yönelik emareler bulunduğunu” belirterek, “Gördüğümüz şey, İsrail işgal yetkililerinin Gazze Şeridi’ndeki Filistin halkını bir şekilde boşaltmaya çalıştığıdır.” dedi. Dik, “Biz, İsrail savaş uçaklarının, İsrail tanklarının ve İsrail’in kullandığı uluslararası yasaklı tüm silahların ne yaptığına, Filistin vatandaşlarına karşı havadan, denizden ve karadan açılan bu savaşa bakarak hüküm veriyoruz. Gördüğümüz şey, İsrail işgal yetkililerinin Gazze Şeridi’ndeki Filistin halkını bir şekilde boşaltmaya çalıştığıdır. Bombalananların şehit edildiği ve öldürüldüğü, kaçabilen ve Gazze Şeridi’ni terk edebilenlerin gidebildiği böyle bir ortamda işgalci (İsrailli) yetkililer bir şekilde onlardan kurtulmak istiyor” ifadelerini kullandı.
Han Yunus’taki katliamların ardından ABD basınına konuşan Başbakan Binyamin Netanyahu’nun danışmanı Mark Regev, İsrail ordusunun bölgeye ilerlediğini belirterek Han Yunus’taki Filistinlilerin “bölgenin batısına” gitmeleri gerektiğini söyledi. Han Yunus’taki insanların büyük bir bölümünün zaten yerlerinden edilmiş Filistinliler olması, yeni bir sürgün ihtimalini akıllara getirdi. Netanyahu’nun danışmanının aynı programda, öldürülen 5 binden fazla çocuğu görmezden gelerek İsrail’in çocuk öldürmediğini iddia etmesi ise büyük tepki çekti.