İsrail uçaklarının, Gazze'nin orta ve batı kesimlerinde Hanadi ve Eş-Şuruk isimli çok katlı binaları yerle bir etmesi ve El-Cevhera isimli binada da büyük hasara yol açması, yıpratma savaşının bir parçası olarak görülüyor.
Çok katlı binaların bombalanması durumunun yeni olmadığını belirten Ebu Hani, "İşgalci, bu binaları hedef alarak ve siviller üzerinde baskı uygulayarak direnişin idaresini kırmaya ve iç cepheyi zayıflatarak onu teslim olmaya zorlamaya çalışıyor." dedi.
Ebu Hani, İsrail'in yıkarak ve öldürerek savaşı sonlandıramayacağını, zira direniş güçlerinin en başından beri hedefini "Kudüs üzerindeki ihlallerin son bulması" şeklinde belirlediğini kaydetti.
Yazar ve siyasi analist Ömer Ceğara ise İsrail'in izlediği bu politikayla birçok hedefi gerçekleştirmek istediğini vurguladı.
"Birincisi, direnişten zarar gören ve ona düşman olan bir kesim oluşturarak direnişe baskı uygulamak. İkinci hedef, bu binaların direnişi destekleyen sektörleri barındırdığı iddiası. Üçüncü hedef ise saldırıları haklı çıkarmak için bu binaların altında direnişe ait üsler ya da füze rampaları olduğunu iddia etmek."
"İsrail'in sivil hedeflere yönelmesi, elinde askeri ve füze üslerine ait hedef bankası olmadığını gösteriyor. Bu da onun direnişle boy ölçüşmede başarısız olduğunun en büyük kanıtı." diyen Ceğara, bu binalara yapılan saldırıların İsrail'in ateşkese sıcak baktığını ancak savaştan da galip ayrılmak istediğini gösterdiğini savundu.
Uluslararası hukuk profesörü Hanna İsa da bu binaların hedef alınmasının, 1949 Cenevre Sözleşmesi ile Roma Statüsünün 5. maddesince savaş suçu olduğunu ve uluslararası insancıl hukuk kurallarını ihlal ettiğini belirtti.
İsa, İsrail'in izlediği bu stratejiyle, halkı korkutup sindirmeye ve mümkün olan en fazla sayıda Filistinliyi öldürmeye çalıştığını sözlerine ekledi.
Cebbarin, İsrail'in bu saldırılara askeri ve güvenlikle ilgili gerekçeler göstereceğini ancak bunların hepsinin "boş sözlerden ibaret olduğunu" ifade etti.
Cebbarin ayrıca, bu binaların hedef alınmasının, 2014'teki Gazze saldırısında işlenen savaş suçları kapsamında Uluslararası Ceza Mahkemesine götürülen dava dosyasında yer aldığını kaydetti.