Filistinli uzmanlar, İsrail'in işgal altındaki Batı Şeria’nın bazı kısımları ile Ürdün Vadisi'ni ilhak etme yaklaşımını "siyasi ve iki devletli çözümün sonu" olarak değerlendirdi.
Filistin Ulusal Girişim Hareketi Genel Sekreteri Mustafa el-Bergusi, İsrail'in ilhak planına ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Bergusi, "Uluslararası toplum, (İsrail Başbakanı Binyamin) Netanyahu'nun ilhak planını uygulamasına izin vermesi halinde iki devletli çözüm fikri sona erecek. Bağımsız bir Filistin devleti için de ufuk kalmayacaktır. İlhakın gerçekleşmesi, siyasi ve iki devletli çözümün tabutuna çakılan son çivi olacak." dedi.
İki devletli çözümün ABD yönetimi ile Netanyahu tarafından yok edildiğini ifade eden Bergusi, "İlhak kararı, 1948'deki Nekbe'den (Büyük Felaket) bu yana Filistin davası tarihindeki en tehlikeli adımdır." değerlendirmesinde bulundu.
Bergusi, Filistin'deki tüm gruplara İsrail planına karşı ortak bir stratejik plan üzerinde anlaşma yapmaları çağrısında bulunarak, Filistin'in, Arap ülkeleri ve genel olarak tüm ülkelerden "İsrail ile ilişkileri tamamen kesmeleri ve yaptırımlar uygulamaları" talep etmesi gerekliliğini vurguladı.
Fetih Hareketi yöneticilerinden ve Filistin'in eski Kahire Büyükelçisi Nebil Amr da iki devletli çözümün İsrail dışında uluslararası toplumun masasında hala tek seçenek olduğunu dile getirdi.
Amr, uluslararası çoğunluğun "iki devletli çözüm"ün arkasında olduğunu belirterek, Filistinlilerin İsrail'in ilhak planına karşı zayıf kalmasının temelinde "bölünmüşlük ve grupların ayrılığı" olduğuna dikkati çekti.
Bölünmüşlüğün, "Filistinlileri yorduğunu ve tehdit ettiğini" söyleyen Amr, liderliği ve meşruiyeti yenilemek için seçimlere gitmek zorunda olsa bile buna bir çözüm bulunması çağrısında bulundu.
Yazar ve siyasi analist Memun Ebu Amir de ilhak planına ilişkin, "ABD'nin sözde Orta Doğu barış planı (Yüzyılın Anlaşması) İsrail'in ilhak kararı için bir teminat sağladı ve iki devletli çözüm projesi için de bir ölüm ilanı oldu" dedi.
Amir, Filistin yönetimine iç bölünmüşlüğü sonlandırmak için derhal çalışmaya başlaması gerektiğini vurgulayarak, ilhak kararına karşı koymak için de ulusal bir duruş sergilemek için ciddi bir diyalog başlatması çağrısında bulundu.
ABD Başkanı Donald Trump'ın, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ile 28 Ocak'ta Beyaz Saray'da düzenlediği basın toplantısında açıkladığı sözde Orta Doğu barış planında, Batı Şeria'daki yasa dışı Yahudi yerleşim yerlerinin "İsrail'in toprağı" olarak kabul edilmesi ve Tel Aviv yönetiminin Filistin'e ait Ürdün Vadisi üzerindeki hakimiyetini sürdürmesi maddeleri yer alıyordu.
Netanyahu ile Mavi-Beyaz İttifakı lideri Benny Gantz'ın imzaladığı koalisyon anlaşmasına göre, İsrail Başbakanı 1 Temmuz'dan itibaren Batı Şeria'daki yasa dışı Yahudi yerleşim birimleri ve Ürdün Vadisi'nin "ilhakını" kabine veya meclisin onayına sunabilecek.