İsveç'te yaşayanlar, ülkedeki Türkiye ve İslam karşıtı provokasyonlardan duydukları rahatsızlığı dile getirerek Kur'an-ı Kerim'in yakılmasının utanç verici bir durum ve nefret suçu olduğunu belirtti.
İsveçliler, ülkede terör örgütü YPG/PKK taraftarlarınca düzenlenen Türkiye karşıtı provokasyonlara ve Kur'an-ı Kerim'in yakılmasına izin verilmesine tepki gösterdi.
İsveç'te yaşayan Ingrid Kolobaric, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın bu provokasyonların ardından "Biz icabında Finlandiya ile ilgili farklı bir mesaj verdiğimiz zaman İsveç şoke olacak." şeklindeki açıklamasını değerlendirdi.
İsveç'in NATO konusunda Cumhurbaşkanı Erdoğan'a saygı duyması gerektiğini belirten Kolobaric, şunları söyledi:
Kolobaric, aşırı sağcı Sıkı Yön Partisi lideri Rasmus Paludan'ın Kur'an-ı Kerim yakmasına ilişkin ise kutsal kitapların yakılmasına son verilmesi gerektiğini vurguladı.
"Bir başka dine ve görüşe hakaret kabul edilemez"
Liam Tiks de "NATO konusunda fazla söyleyeceğim bir şey yok. Benim anladığım kadarıyla NATO'ya katılmanın iyi ve kötü yanları var. Diğer taraftan Paludan'ın Kur'an-ı Kerim yakmasını doğru bulmuyorum. Bunun nefret suçu kabul edilmesi lazım." dedi.
Izabella Schultzberg, "Kur'an-ı Kerim yakılması oldukça ayıp ve kötü. Bunun yasaklanması lazım. Bir başka dine ve görüşe hakaret kabul edilemez." diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın İsveç'in NATO üyeliğine karşı çıkmasının terör örgütü YPG/PKK'ya itirazı ile başladığını söyleyen Björn Gillsbro, Paludan'ın Kur'an-ı Kerim yakmasıyla bu itirazın zirveye çıktığını söyledi.
Gillsbro, "İsveç'in kesinlikle NATO üyesi olmaya ihtiyacı yok. Bizim zaten Avrupa Birliği (AB) ülkeleri ve NATO ülkeleri ile askeri birlikteliğimiz var. Paludan'ın da halkı provoke etmeye son vermesi lazım." ifadelerini kullandı.
Ebba Liedström ise NATO konusunda fazla bilgisi olmadığını vurgulayarak Paludan'ın Kur'an-ı Kerim provokasyonun da utanç verici olduğunu ve halkı galeyana getirmek için çocukça bir hareket gerçekleştirdiğini kaydetti.