Gazeteci Cemal Kaşıkçı cinayetinde sır perdesi yavaş yavaş aralanırken, cinayetin İstanbul Başkonsolosluğunda işlendiğinin Suudi Arabistan makamları tarafından kabul edilmesi üzerine Veliaht Prens Muhammed Bin Selman da olayın faturasını en yakınındaki isimlere kesmeye başladı.
Ülkesi hakkındaki izlenimleri değiştirmek için uluslararası arenada azımsanmayacak bir servet dökerek lobi çalışmaları yaptıran Veliaht Prens Bin Selman'ın imajı, Suudi gazeteci Kaşıkçı cinayetiyle hiç beklemediği kadar ciddi derecede zarar gördü.
Bin Selman, dünya kamuoyunun gündemine oturan ve gelecekle ilgili planlarına gölge düşüren bu krizden kurtulmak için kendisine yakın bazı isimleri gözden çıkardı.
Suudi Arabistan makamlarının, üzerinden 18 gün geçtikten sonra cinayetin konsolosluk binasında gerçekleştiğini kabul etmesinin ardından genç kral adayı Bin Selman'a yakınlıklarıyla bilinen ve bazılarının görevden alındığı açıklanan 4 isim ortaya çıktı.
Bin Selman'ın devlet mekanizmasında ipleri tamamen ele geçirmesinin ardından kurduğu ekibin önde gelenlerinden Kraliyet Divanı Müsteşarı Bakan Suud Bin Abdullah el-Kahtani, Genel İstihbarat Başkan Yardımcısı Tümgeneral Ahmed Asiri, Kraliyet Muhafızı Albay Mahir Abdulaziz Mutrib ve Adli Tıp Kurumu Başkanı Salah Muhammed Abduh et-Tubeyki, Kaşıkçı cinayetinde "Prens'in adamları" olarak dikkati çekiyor.
Suud Bin Abdullah el-Kahtani, sosyal medyada özellikle Suudi Arabistan'ın Bin Selman liderliğindeki yeni yönetimine muhalif olan veya bu potansiyeldeki kişi ve kurumları karalayan, bunlara karşı ciddi bir kampanya yürüten "Elektronik Sinekler"in lideri olarak biliniyor.
Suudi Arabistan'ın başkenti Riyad'da 1978'de dünyaya gelen Kahtani, aynı kentte bulunan Kral Suud Üniversitesi Hukuk Fakültesi'nden mezun olduktan sonra Arap Emniyet Bilimleri Nayif Üniversitesi'nde yüksek lisans yaptı.
Suudi Arabistan Kraliyet Divanı'nda bakan düzeyinde görev yapan 40 yaşındaki Suud Kahtani, daha önce de Kraliyet Divanı Basın İşleri ve Araştırma Merkezi Genel Müdürlüğü ve Kral Abdullah döneminde Muhammed bin Selman'ın ofisinde danışmanlık görevlerini üstlenmişti.
Suudi Arabistan'daki kraliyete yakın kaynaklar, Kahtani'yi Veliaht bin Selman'ın "sır katibi" olarak nitelendiriyor. Yine aynı kaynaklara göre Kahtani, birçok konuda Bin Selman adına konuşan ve bazı güvenlik güçlerine talimatlar veren biri.
Kaşıkçı, Kahtani'ye ilişkin Washington Post gazetesindeki bir makalesinde de, elinde Suudi Arabistanlı muhaliflerin listesinin olduğunu ve Suudi vatandaşlarına bu listeye isimler eklemeleri çağrısında bulunduğunu aktarmıştı.
Kahtani, Kaşıkçı'nın sözünü ettiği bu "kara liste" ile ilgili sosyal paylaşım sitesi Twitter’dan yaptığı açıklamada, "Sen benim kafama göre hareket ettiğimi mi sanıyorsun? Ben Kral'ın ve Veliaht'ın emirlerini güvenilir bir şekilde yerine getiriyorum." ifadelerini kullanmıştı. Öte yandan Kahtani'nin "Elektronik Sinekler" adıyla bilinen kurduğu sosyal medya ekibiyle muhaliflerin günlük paylaşım ve hareketlerini takip ederek, haklarında raporlar hazırladığı ifade ediliyor.
Dünya kamuoyu Tümgeneral Ahmed Asiri'yi Yemen'e operasyon düzenlemek üzere Suudi Arabistan öncülüğünde kurulan Arap Koalisyonu'nun sözcülüğüyle tanıdı. Suudi Arabistan'ın Asir kentinde 1959'da doğan Asiri, Fransa'da bir askeri uzmanlık okulundan mezun olduktan sonra Suudi Arabistan Silahlı Kuvvetler Kurmaylığı ve Komutanlığı Fakültesi’nde yüksek lisans yaptı.
Asiri, 2014 yılında Suudi Arabistan Savunma Bakanı Askeri Danışmanı oldu ve 2015'te Yemen’e operasyon düzenlemek amacıyla Suudi Arabistan öncülüğünde kurulan Arap koalisyonunun sözcülüğüne atandı.
Genel İstihbarat Başkan Yardımcılığını da yürüten Tümgeneral Asiri, Suudi Arabistan'ın Yemen'deki hava operasyonları sırasındaki sivil kayıplar konusunda Suudi Arabistan Krallığı'nı savunma "kabiliyetini" gösterdi.
Tüm bunlara rağmen BBC’ye göre, Tümgeneral Asiri kendi başına karar alma konusunda tam yetkiye sahip bir şahsiyet olmaması nedeniyle Bin Selman tarafından Kaşıkçı olayı nedeniyle görevinden alınması durumu hâlâ "şüpheli".
BBC'nin New York Times gazetesinden bilgilerle hazırladığı haberde, Asiri'nin Bin Selman'dan sözlü olarak Kaşıkçı'nın gözaltına alınarak Suudi Arabistan'a getirilmesi konusunda emir aldığı, ancak "belki" Veliaht'ın talimatını yanlış anlamış olabileceği belirtildi.
Londra merkezli El-Quds El-Arabi gazetesinin "Cemal Kaşıkçı cinayetinin planlayıcısı" olarak tanıttığı Mahir Abdulaziz Mutrib, cinayetin gerçekleştiği 2 Ekim sabahı İstanbul'a gelen ve cinayeti gerçekleştirdiği iddia edilen 15 kişilik Suudi ekibin başında yer aldı.
Suudi Arabistan Kraliyet Muhafızları tarafından üst düzey şahsiyetleri korumak için oluşturulan tugaya dahil edilen Mutrib, zamanla Veliaht Prens Bin Selman'a eşlik eden ve ona yakın isimlerden biri haline geldi.
Mart ayında ABD'ye yaptığı ziyaret sırasında Bin Selman'a eşlik eden Mutrib aynı şekilde, İspanya ve Fransa ziyaretlerinde de Veliaht'ın yanında bulundu. Avrupalı bir elektronik korsan ekibinin üyesi, BBC'ye Mutrib'i 2011 yılında Riyad'da "emniyet istihbarat çalışanı" olarak casusluk amacıyla hedeflenen kişilerin bilgisayarlarına girme, bu kişiler hakkında bilgi edinme ve e-postalarını ele geçirme gibi çeşitli konularda eğittiklerini açıkladı.
BBC'ye konuşan eğitmen, Mutrib'in eğitim gördüğü istihbarat araçlarının İsrail menşeli cihazlarla benzerlik gösterdiğini öne sürdü. Arap basınına göre, Mutrib, İstanbul'a gelen "suikast timinin" başındaydı ve yine İstanbul'a gelen özel uçaklar onun adına kiralanmıştı.
Mutrib'in Kaşıkçı hakkında elektronik bilgi topladığı ve görevinin Suudi gazeteciyi sorgulamak olduğu düşünülüyor. Basındaki bilgilere göre, Mutrib, Kaşıkçı'nın öldürüldüğü gün 4'ü Bin Selman'ın sekreterinin ofisi olmak üzere Suudi Arabistan'ı 19 defa aradı.
Londra merkezli El-Arabi El-Cedid gazetesine göre, Veliaht Bin Selman'ın "adamı" olarak bilinen Salah Muhammed Abduh et-Tubeyki, ülkede yönetim mekanizmalarını ele geçirmesinden sonra Bin Selman'ın içerideki ve dışarıdaki "işlerini" yürüten ekibinin en önemli isimleri arasında yer aldı.
Arap basını ve uluslararası bazı medya organlarında yer alan bilgilere göre, Suudi Arabistan Adli Tıp Kurumu Başkanı olan Tubeyki, Kaşıkçı cinayeti için İstanbul'a gelen 15 kişilik Suudi ekibin içinde, "delilleri yok etmek üzere" uzman olarak bulunuyordu.
İngiltere'deki Adli Tıp Fakültesi'ne 2009'da üye olarak kabul edilen ertesi yıl Suudi denkliğini almayı başaran Tubeyki, 2015'te 3 ay süreyle Avustralya Melbourn'daki Victoria Enstitüsü Adli Tıp Kurumu'nda misafir adli tıp uzmanı olarak çalıştı.
Suudi Arabistan İçişleri Bakanlığı'na bağlı Adli Tıp Kurumu Başkanlığı ve Suudi Adli Tıbbı Derneği Başkan Yardımcılığı görevlerini yürüten Tubeyki, Suudi Arabistan’ın önde gelen adli tıp bilimcileri ve tıp etiği uzmanlarından biri sayılıyor.