Yeni Zelanda mahkemesi, 49 Müslüman’ı cuma namazı sırasında katledip, 48’ini de yaralayan Avustralyalı Brenton Harrison Tarrant’a “terörist” diyemedi. Christchurch kentinde ülke tarihinin en kanlı saldırısına imza atan Tarrant, dün mahkemeye çıkarıldı.
Mahkeme salonuna mahkum kıyafetleri ve el ile ayakları prangalanmış şekilde getirilen Tarrant’ın, girişi sırasında “beyaz üstünlüğünü” anlatan bir Nazi işareti yapması dikkat çekti. Duruşmanın devamı, güvenlik gerekçesiyle halka kapalı olarak gerçekleşti. Duruşma sırasında, cami katliamcısı Tarrant’a sadece “cinayet” suçlaması yöneltildi. Tarrant’ın, hakim kendisine yönelik suçlamaları okurken tepkisiz kaldığı bildirildi.
Cinayetle suçlanan Tarrant, kefaletle serbest bırakılma talebinde de bulunmadı. Mahkeme, Tarrant’ın gözaltı süresini uzatmakla yetinirken, sonraki duruşmanın 5 Nisan’da yapılacağı belirtildi. Yeni Zelanda polisinin resmi hesabından yapılan açıklamada, “Şu anda yalnızca bir suçlama ile karşı karşıya kalsa da, ek suçlamalar da olacak. Bu davanın detayları mümkün olan en kısa sürede açıklanacaktır” denildi. Hakim Paul Kellar ise, Tarrant mahkemeden ayrıldıktan sonra, “Şu anda ortada bir cinayet suçlaması var, başkalarının olacağını varsaymak makul” ifadelerini kullandı.
Öte yandan, Tarrant ile ilgili bilgiler de gün yüzüne çıkmaya devam ediyor. Tarrant’ın ortaya çıkan forum yazıları radikalleşmeye giden tavrını gözler önüne seriyor. 2011 yılına ait bir yazısında, Tarrant, özgüveninin aşırı arttığından, “bölgedeki en güçlü insan olmasından” ve “video oyunları oynamaya yönelik tutkusundan” bahsediyor. Tarrant, “Aklıma koyduğum her şeyi yapabilirim” ifadelerini kullanıyor. Cani saldırgan, 2013 yılında ise Avustralya’dan ayrılarak dünya turuna çıkıyor.
OSMANLI COĞRAFYASINI GEZDİ
Tarrant’ın ziyaretleri arasında 2018 yılının Kasım ayında Orta ve Doğu Avrupa’da birçok ülkeyi kapsayan gezisi ise özellikle dikkat çekiyor. Avustralyalı saldırganın takip ettiği yol, eski Osmanlı toprakları olması nedeniyle öne çıkıyor.
KASIM’DA BULGARİSTAN’DAYDI
İlk olarak Dubai üzerinden Bulgaristan’a giden Tarrant’ın daha sonra başka ülkelere geçtiği ifade ediliyor. Bulgar makamları, Tarrant’ın 9-15 Kasım arasında Bulgaristan’a yaptığı ziyaret ile ilgili soruşturma başlatıldığını açıkladı. Bulgaristan Başsavcısı Sotir Cacarov, Tarrant’ın ülkedeki savaş meydanlarını ve ulusal kahramanların müzelerini ziyaret ettiğinin saptandığını açıkladı. Soruşturmaya göre Tarrant daha sonra Bulgaristan’ın başkenti Sofya’dan uçakla Romanya’nın başkenti Bükreş’e geçmiş. Ardından da birkaç gün sonra otomobil kiralayarak Macaristan’ın başkenti Budapeşte’ye gitmiş. Tarrant’ın Romanya ve Macaristan’da neler yaptığı henüz aydınlatılmadı.
Ancak derinleşen soruşturma Tarrant’ın 2016 yılının Aralık ayında da bölgeye gittiğini ve Doğu Avrupa’da o tarihlerde daha uzun süre kaldığını ortaya çıkardı. Bulgaristan Başsavcılığı, Avustralyalı saldırganın 2016’da Başkan ülkelerinden Sırbistan’ı, Hırvatistan’ı, Bosna-Hersek’i ve Karadağ’ı da ziyaret ettiğini açıkladı. Tarrant adeta, “Hristiyan Batı kültürü için en büyük tehlike” olarak gördüğü tarihsel Osmanlı Türk egemenliğine karşı Doğu Avrupa’daki direnişi incelemiş.
Papa’dan ‘anlamsız’ çıkış
Katolik dünyasının ruhani lideri Papa Franciscus, Yeni Zelanda’nın Christchurch kentindeki iki camiye düzenlenen terör saldırılarıyla ilgili “anlamsız şiddet eylemleri” ifadesini kullandı. Terör saldırısında yaşamını yitirenler için taziye mesajı yayınlayan Papa, Christchurch’teki iki camide yaşanan “anlamsız şiddet eylemlerinin” neden olduğu yaralanma ve can kayıplarından dolayı büyük üzüntü duyduğunu, tüm Yeni Zelanda halkı ve özellikle Müslüman toplumu ile dayanışma içinde olduğunu ifade etti. Papa Franciscus’un daha önce ABD, Somali, Filipinler, Mısır ve Belçika gibi ülkelerde gerçekleştirilen ve sivillerin hayatlarını kaybettiği saldırılar için “terör saldırısı” ifadelerini kullanırken, Yeni Zelanda’daki camilere yönelik saldırılara “anlamsız şiddet eylemleri” demesi dikkati çekti.
Avustralyalı Senatör Fraser Anning, terör eyleminin şoku devam ederken yaptığı açıklamayla Müslüman karşıtı zihniyetin asla değişmeyeceğini gözler önüne serdi. “Bu şunu vurguluyor; hem Avustralya’da hem Yeni Zelanda’da, giderek artan Müslüman varlığına dair toplumda büyüyen bir korku var” ifadeleriyle adeta teröristin eyleme destek veren Anning, “Müslümanlar bu olayda kurban olsa da, genelde saldıran taraf oluyorlar” yorumunu yaptı. Tüm dünyanın tepkisini çeken Anning, dün ise yumurtalı protestonun hedefi oldu. Basın mensuplarıyla konuştuğu sırada gerçekleşen olayda kafasına yumurta atılan Anning, protestocuya tokatla karşılık verdi.
İngiliz gazete caniyi melek çocuk yaptı
İngiliz Daily Mirror gazetesi, skandal bir manşete imza attı. Gazete, terörist Tarrant'ı çocukluk fotoğrafı ile haber yaptı. "Büyüyünce aşırı sağcı bir katile dönüşen melek gibi çocuk" başlığını atan gazete, Batı medyasının ikiyüzlülüğünü bir kez daha gözler önüne serdi. The Guardian gazetesi, saldırıyı "kıyım" olarak nitelendirirken, The Daily Telegraph, "İlk sosyal medya terör saldırısı" başlığını attı.
ABD gazeteleri ise saldırıya terör demekten kaçındı. Wall Street Journal, "Katliam Yeni Zelanda'yı şoke etti", Washington Post "Yeni Zelanda'da cami saldırganı 49 kişiyi öldürdü", The New York Times, "Aşırılıkçı nefret Yeni Zelanda'da katliamı tetikledi" başlığını attı.
Ünlü şarkıcıdan sert eleştiri
Batı’nın Yeni Zelanda saldırganı için “terörist” diyememesi ünlü şarkıcı Ricky Martin’in de tepkisini çekti. Martin özellikle, Avrupa ülkelerinin terör konusundaki ikiyüzlülüğe değindi. Sosyal medyadan bir paylaşım yapan Ricky Martin, “Bir adam namaz kılan 40’tan fazla insanı öldürüp 20 tanesini de yaraladı. Tüm uluslararası medya onu ‘saldırgan’ ya da ‘radikal’ olarak nitelendirirken terörist diyemiyor. Neden? çünkü o Müslüman değil” ifadelerini kullandı.
Manifesto Başbakanlık ofisine gönderilmiş
Tarrant’ın hazırladığı ifade edilen nefret manifestosunun 49 kişinin hayatını kaybettiği terör saldırısından 10 dakika önce Yeni Zelanda Başbakanlık ofisine gönderildiği ortaya çıktı. New Zealand Herald gazetesinin haberine göre, Başbakanlık Ofisi, terörist Tarrant’ın hazırladığı “göçmen ve Müslüman karşıtı” açıklamaların olduğu onlarca sayfalık manifestonun bir kopyasının saldırıdan 10 dakika önce elektronik posta yoluyla kendilerine ulaştığını teyit etti. Nefret manifestosunun 70 kadar farklı alıcıya iletildiği belirtildi.
Yeni Zelanda Başbakanı Jacinda Ardern, Cumartesi günü düzenlediği basın toplantısında saldırıya dair ayrıntıları paylaştı. Sanığın iki yarı otomatik tüfek ve iki ruhsatlı av tüfeği sahibi olduğunu söyleyen Ardern, ülkedeki silah sahibi olma yasasının en kısa sürede değiştirileceği sözünü verdi. Başbakan Ardern, saldırganın yeni eylemler planmış olabileceğine dikkat çekerek, saldırganın ikinci camiden ayrılmasının ardından aracının polis tarafından durdurulduğunu, araçta iki silah daha ve patlayıcı madde bulunduğunu belirtti.
Ardern daha sonra, Christchurch kentini ziyaret ederek Müslüman toplumunun temsilcileriyle görüştü. Ziyarette başörtüsü takan Ardern, ilk durağı Hagley Üniversitesinde taziyelerini iletti, kayıp yakınlarını dinledi. Ardern, ardından Canterbury Mülteci Merkezi'ni ziyaret etti.