4 Ekim pazar günü yapılan milletvekili seçim sonuçları bahane edilerek karıştırılan Kırgızistan’da yaşananlar ve Orta Asya’daki kalesi olan bu ülkede FETÖ’ye biçilen rol, Türkiye’de akamete uğratılan Gezi süreciyle büyük paralellik gösteriyor. Kırgizistan’ın dağılan SSCB’den 1991’de bağımsızlığını kazanması sonrasında FETÖ, Türkiye’deki devlete sızma planlarını aynen burada da uyguladı. Bu ülkede ciddi bir yapılanma kuran örgütün yönetim dahil kamu kurumlarından iş dünyasına, eğitimden sanata kadar her alana sızarak gücünü pekiştirdi. Eski Cumhurbaşkanı Almazbek Atambayev döneminde FETÖ ülkede zirve dönemini yaşadı. Şimdi ise Amerika’nin desteklediği partiler üzerinden yeni bir maşa görevini üstleniyor.
Türkiye’de Gezi kalkışması ‘ağaç’ ve ‘yeşil hassasiyet’ üzerinden hükümeti hedef alacak şekilde yönlendirilirken, aynı taktik Kırgızistan’da ‘sandık sonuçları’ üzerinden uygulamaya kondu. Seçimlerde oy verme ile ilgili hiçbir şaibe olmadığı halde dış güçler seçimleri bahane ederek ülkeyi karıştırdı. İlk sokağa çıkanlar ‘seçimi kabul etmiyoruz’ diyerek protesto yaparken, dış güçlerin provakatif eylemcileri Cumhurbaşkanlığı sarayına saldırdı.
Gezi’de çevrecilerin barındıkları çadırları ateşleyerek olayları tırmandıran FETÖ yapılanması Kırgizistan’da da sızdığı personel ve kurumlar vasıtasıyla tepkileri büyütüp, önünü açtı. FETÖ’cü polisler, korumakla görevli oldukları Cumhurbaşkanlığını protestoculara teslim ederek dengelerin değişmesine hizmet etti. Örgütün, Kırgız Polis Akademisine her yıl öğrenci yerleştirdiği biliniyor.
Gezi kalkışmasında hükümete karşı siyasi partileri kullanan karanlık odaklar Kırgizistan’da da bu maksatla siyasete sızmış FETÖ yapılanmasından faydalandı. ABD ve batılılar, Ata Meken Sosyalist Partisi ve Reforma Partisi ile hareket ediyor. Bu iki partide FETÖ’cülerin yoğun olduğu biliniyor. Olayları, cezaevinde bulunan ve çıkması için bir karışıklığa ihtiyacı olan Almazbek Atambayev’in, Ata Meken ile Reforma Partileri ile organize ettiği ifade ediliyor.
Kırgizistan’da patlak veren olaylarda Türkiye’deki gibi FETÖ’ye yakın sanatçılar öne çıkıyor. FETÖ ile hareket eden sanatçılar, protesto için toplanan gruplara moral ziyaretleri gerçekleştiriyor. Eylemlere katılan bazı FETÖ’cüler, şarkıcı Mirbek Atabekov ve eşi Meerim Tolepbergen, sunucu Erkin Rıskulbekov, şarkıcı Kayrat Pirimberdiyev, oyuncu ve sunucu Nazira Aytbekova bunlardan bazıları.
2013 Türkiye olaylarında olduğu gibi FETÖ’nün medya yapılanması da aynı işlevi üstlenmiş durumda. FETÖ yayın organı 7/24 sitesi ile Radyo Maral’da ise Ceenbekov’a yönelik göndermeli, imalı haberler yapıyor. Maral ve diğer FETÖ yayın organlarında el altından göstericileri destekleyen haberlere de imza atıyorlar.
FETÖ’ye bağlı sivil toplum kurumlarından biri de Kimse Yok Mu Derneği. Dernek, fakirlere yardım bahanesiyle FETÖ’ye para topluyordu. Örgüt, birçok ülkede ismini değiştirerek faaliyetini sürdürüyor. Kırgızistan’da ise örgüt, ‘Kimse Yok Mu Derneği’ni, ‘Elim Barsınbı Derneği’ olarak değiştirmişti. FETÖ’nün derneği eylemcilere su, ekmek, çay dağıttığı öğrenildi. 15 Temmuz, sonrası kapatılan FETÖ’cü sivil toplum kuruluşları da Gezi sürecinde benzeri faaliyetlerde bulunmuşlardı.