Türkiye ile Yunanistan arasında yaşanan askeri gerilimlerin merkezinde Lozan Antlaşması'nın sebep olduğu hukuki boşluklar var. Anlaşmanın imzalandığı 1923 yılında adaların ekonomik bölgesi, kıta sahanlığı ve hava sahası gibi tanımlar olmadığı için Yunanistan bu durumu uzun yıllardır kendi lehinde kullandı. Bugün gelinen noktada Lozan Antlaşması'nın dengesinin bozulduğunu söyleyen Emekli Tümamiral Deniz Kutluk, "Türkiye diplomatik ve askeri hamlelerle anlaşmayı ihya etmeli. Türkiye o dönemin şartlarında, adalardaki egemenliğinden vazgeçerken 'silahsızlandırılmış' olmak avantajına dayanarak vazgeçmişti" değerlendirmesinde bulundu.
Doğu Akdeniz'de Türkiye ve Yunanistan'ı savaşın eşiğine getiren konuların başında
, kıta sahanlığı ve hava sahası gibi önemli sorunlar bulunuyor.
Bu sorunların temel kaynağı ise 1923 yılında imzalanan
'na dayanıyor. Antlaşmanın imzalandığı dönemde adaların kıta sahanlığı, hava sahası ve ekonomik bölgesi gibi konular ve tanımlar mevcut olmadığı için hukuki boşluklar oluştu.
Yunanistan ise bu hukuki boşlukları uzun yıllardır lehine kullanarak, Ege'deki hakimiyet alanlarını genişletti.
Yeni Şafak'a değerlendirmelerde bulunan Emekli Tümamiral Ali Deniz Kutluk, Türkiye'nin müzakere pozisyonunu '
1923 Lozan dengesi dışında hiçbir çözüm kabul edilemeyecek
' kalıbına sokması gerektiğini söyledi.
Yunanistan'ın uzun yıllardır Lozan Antlaşması'nın hukuki boşluklarından faydalandığını belirten Kutluk, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Lozan Antlaşması'nın imzalandığı dönemde yani 1923'te adaların ekonomik bölgesi, kıta sahanlığı ve hava sahası gibi tanımlar ortada yok. En basit ifadeyle, o dönemde bir hava gücü durumu söz konusu değil. 1923 Lozan Antlaşması'nın dengesi ihya edilmesi gerekir. Yunanistan'a verilenlerin o dönemin şartları ile verildiği ve Atina'nın bazı şeyleri kendi kendine inşa etmesi durumu var. Bu durumda Türkiye talepkar olmalı ve Lozan denkleminin bozulduğunu konuşmalı"
YUNANİSTAN'IN LOZAN İHLALLERİ
"
Yunanistan'ın bugün Lozan'ı ihlal ettiği konular nedir?
" sorusuna yanıt veren Kutluk, "Yunanistan, adaları silahlandırarak, karasularını
çıkararak ve kendisine ait olmayan adalarda egemenlik dışı faaliyetlerde bulunarak Lozan'ı ihlal ediyor. 1923'te Lozan'da karasuları 3 mildi ve 3 milin içindeki adalar Türkiye'ye veriliyor. Karasuları 6 mil olsaydı, 6 mil içerisindeki adaları Türkiye alırdı. Bu durumda Yunanistan ya Lozan'ın 6. maddesi değiştirip müzakere eder ya da Türkiye'nin taraf olmadığı uluslararası anlaşmalar ortaya çıktı diye Ege'deki hak iddiasından vazgeçer." diye konuştu.
TÜRKİYE SESSİZLİĞİNİ BOZMALI
Türkiye'nin Yunanistan'ın bu tavrına karşı sessizliğini bozması gerektiğini söyleyen Kutluk, "Yunanistan, hem Lozan'ın değiştirmeyeceğim hem Lozan'ı değiştirmeden anlaşmalara taraf oldum, bu nedenle yeni haklar iddia ediyorum gibi bir tavır içerisinde.
Yunanistan bunu yapıyor ve Türkiye buna sessiz kalıyor. Türkiye'nin yapması gereken sessizliğini bozması.
Türkiye iyi komşuluk ilişkileri kapsamında bunu öne çıkarmadı ancak bunu artık öne çıkarması gerekir" ifadelerini kullandı.
ATİNA'YA DİPLOMATİK NOTALAR VERİLMELİ
Türkiye'nin özellikle silahlandırılan adalara ilişkin diplomatik adımlar atması gerektiğini söyleyen Kutluk, sözlerini şöyle tamamladı:
"Dışişleri Bakanlığı'nın sayfasına girdiğimizde silahlandırılan adaları problem olarak gördüğünü açıklamıştır ancak bu yeterli değildir. Biz bunları Yunan tarafından talep etmek zorundayız. Diplomatik notalar aracılığıyla Yunanistan'a 'Bunlar size şartlı verildi ve siz bu adaları silahsızlandırılmış olarak kullanacaktınız. Ya şartları yerine getirin ya da egemenliğinizi tanımıyoruz. Hava, deniz sahasını tanımıyoruz ve adalar içerisindeki milliyeti de tanımıyoruz' demeli. Konunun bunu şekle getirmediği için Yunanistan adaları silahlandırmaya devam ediyor."
#Türkiye
#Yunanistan
#Ege
#Doğu Akdeniz
#Lozan Antlaşması