1974’ten bu yana kapalı olan Maraş’ın açılması için ilk adım atıldı. KKTC Dışişleri Bakanı Kudret Özersay, envanter çalışması yapacak heyetle birlikte Maraş’a girdi. KKTC yönetiminin Maraş’ın açılması kararını hatırlatan Özersay, “Maraş ile ilgili kararımızı uygulamaya koyuyoruz. Laf ola yapılan bir açıklama değildi” dedi.
Doğu Akdeniz’de Rum Yönetimi, Yunanistan, İsrail, ABD ve bazı ülkelerin kışkırtma ve hak iddia etmelerine karşı Ankara ve KKTC’nin kapalı Maraş’ı açma kararı almasından sonra ilk adım dün atıldı.
1974’ten beri kapalı olan hayalet şehir Maraş’ın açılması için envanter çalışması yapacak olan heyetin başındaki KTTC Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Kudret Özersay, “Envanter çalışması için komisyon üyeleriyle birlikte kapalı Maraş’a girdik. Bu tek seferlik bir durum değil devamı olacak” dedi. Özersay konuşmasını şöyle sürdürdü:
Komisyonda yer alan mimar, mühendis, eski eser uzmanı, belediye ve askeri yetkililerinin dışında bu gibi konuların uzmanı isimlerle burada bir inceleme yapacağız, elimizdeki verileri güncelleyeceğiz. Yavaş yavaş bu binaların durumu, kentin alt yapısı, turistik maksat, ticari maksatlı durumlarla ilgili bir inceleme yapacağız.”
Özersay, “KKTC olarak Maraş’a yönelik hangi adımı atacağımıza karar vermeden önce elimizdeki binaların durumuna, mülkiyet haklarına bakmamız gerekiyor. Vakıflar idaresinin mülkiyet durumuna dair belgeler var. Bunların durumuna, eski sakinlerin, Kıbrıslı Rumların mülklerle olan bağlantısına bakmak lazım. Taşınmaz malların yanında bir de taşınır mallarla ilgili alınan tedbirler oldu. Çünkü burada önemli olan şey bireylerin ve vakıflar idaresinin mülkiyet haklarına helal gelmeksizin bir çalışma yapacağımıza dair bir karar almıştık” dedi.
Özersay, “Maraş’ın artık gerçek hayatın bir parçası olması gerekip gerekmediğine karar vereceğiz. Bu ülkedeki durağanlığın, statükonun sembolü haline gelmiş olan Maraş’ın bu şekilde kalmasını kabul etmiyoruz, açmak için bir adım atacağız. Atılacak adımlar arasında farklı seçeneklerimiz var. Özellikle vurguluyorum envanter çalışmasının sonuçlarına bakarak doğru ve sağlıklı karar vermek istiyoruz. Ama her durumda buranın bir askeri bölge olarak kalması, taşınır, taşınmaz mallara ilişkin olarak mülkiyet bakımından hakkı olan insanların 45 yıldır olduğu gibi burayla hiçbir bağının kalmaması gibi yaklaşım sürdürülemez. Dolayısıyla buranın sivil hayatın parçası haline geleceği ama mülkiyet haklarına saygı duyularak sivil hayatın parçası haline geleceği bir takım adımlar atmayı düşünüyoruz. Bu artık bir defa da mı olur, kademeli mi olur, çalışmanın sonuçlarına bağlı olarak cevap verebiliriz. Ama bugünkü durumu devam ettirmeyeceğiz” dedi.