Rusya ve Ukrayna arasında savaş çanları çalarken, Kırım başta olmak üzere çatışma bölgelerinde yaşayan Müslüman nüfus, gelecekten endişeli. Yüzyıllardır sıklıkla yaşanan olumsuz senaryoların tekrarlanmasından korkuluyor.
Ukrayna sınırına asker ve mühimmat sevkiyatını sürdüren Rusya, bu durumu “rutin hareketlilik” olarak izah etse de, iki ülke arasında her an sıcak bir çatışmanın başlayabileceğine dair tahminler yoğunlaşıyor.
2014’te Kırım’ı ilhak eden Rusya, Karadeniz’in kuzeyinde tam bir hâkimiyet sağlama konusundaki planlarını hiçbir zaman gizlemiyor.
Avrupa ülkeleri ve ABD ise, Rusya’nın bölgedeki hegemonyasını kırma konusunda ortak ve tutarlı bir stratejiden mahrum.
Ukrayna merkezli çatışma senaryolarında, bölgedeki Müslüman halkların olumsuz etkileneceğini kaydeden siyasi gözlemciler, Kırım’ın ilhakıyla birlikte bu sürecin çoktan başladığına dikkat çekiyor.
Günümüzde Kırım nüfusunun yüzde 13’ünü Tatar Müslümanlar oluşturuyor. Rusya ilhaktan sonra bir yandan bu nüfusa yönelik baskıları yoğunlaştırırken, diğer yandan bölgeye Rusların iskânına da devam ediyor.
Kırım’ın sahil şeridindeki tarihî Müslüman şehirlerinin kimliği ve sosyolojisi böylece değiştirilirken, belli bir plan dâhilinde inşa edilen Rus mimarisi karakterli eserler de bölgenin görünümünü değiştiriyor.
Geçtiğimiz yüzyıllarda, Tatarlar başta olmak üzere, Karadeniz’in kuzey bölgelerindeki halklar çeşitli acılara, sürgün ve katliamlara maruz bırakıldı.
Özellikle Rus Çarlığı döneminin son çeyreğinde bilinçli bir asimilasyon politikasına dönüşen süreç, Sovyetler Birliği zamanında artık soykırım boyutuna ulaştı.
Özellikle Sovyet Diktatör Josef Stalin’in emriyle 18 Mayıs 1944 sabahı başlayan büyük Tatar sürgünü, bugün hafızalarda bütün canlılığıyla yaşamaya devam ediyor.
Kırım’ın tarihî Bahçesaray kentinde bulunan Han Saray Külliyesi, vaktiyle Kırım hanlarının ikametgâhıydı.
Burada İslâm kültür ve sanatının en seçkin eserlerini bugün de görmek mümkündür.
#Müslüman
#Ukrayna
#Rusya
#Bahçesaray