İşgalci İsrail ordusu, 17 Ekim gecesinde masum sivillerin tedavi gördüğü Gazze'de yer alan El-Ehli Baptist Hastanesini bombalamıştı. Saldırıda en az 471 kişi hayatını kaybetmişti.
Saldırının ardından İsrail Ordu Sözcüsü Daniel Hagari, füzenin Gazze'den ateşlendiğini öne sürmüştü.
ABD merkezli New York Times (NYT) gazetesi, işgalci İsrail ordusunun 17 Ekim'de Gazze'de vurduğu hastaneye ilişkin görüntüleri inceledi. Habere göre; meydana gelen patlamanın İsrail'in iddia ettiği gibi 'Hamas füzesi' nedeniyle meydana gelmedi.
ABD'nin önde gelen gazetelerinden New York Times'ın uzmanları, ABD ve İsrail'in 17 Ekim'deki hastane saldırısının sorumlusunun İslami Cihad olduğu yönündeki iddialarını desteklemek için dolaşıma soktuğu Al-Jazeera videosunu detaylı şekilde inceledi.
Uzmanlar, ABD'li ve İsrailli yetkililerin videoya ilişkin iddialarının ve analizlerinin "doğru olmadığı" sonucuna vardı.
Videodaki roketin hastanedeki patlamayla "bir ilgisi olmadığı" sonucuna varan uzmanlar, burada görülen roketin havada patladığını ancak hastane saldırısının bu patlamadan 7 saniye sonra meydana geldiğini belirtti.
New York Times'ın konuyla ilgili haberinde Al-Jazeera'nın videosunun, İsrail ordusu tarafından X platformu üzerinden defalarca paylaşıldığı ve çeşitli televizyon kanallarında kullanıldığına işaret edildi.
Haberde, uzmanların yaptığı incelemeye göre hastanenin vurulma anında İsrail bombardımanının sürdüğü ve hastane vurulmadan önceki 2 dakika içinde hastane yakınında 2 patlama yaşandığı bilgisi verildi.
İsrail ordusu sözcüsü Nir Dinar, NYT'ye yaptığı açıklamada, hastane yakınını bombalamadıklarını söyledi ancak en yakın bombanın hastanenin ne kadar uzağına düştüğüne dair detay vermedi.
Üst düzey bir istihbarat yetkilisi de ortaya çıkan bilgilerin bu sonucu değiştirebileceğini, ancak şu anda vardıkları sonuca güvenlerinin "yüksek" olduğunu ifade etti.
İngiltere'nin Channel 4 televizyonunun haberine göre de İsrail'in, Filistinli İslami Cihad grubunu suçladığı Gazze'deki el-Ehli Baptist Hastanesi saldırısıyla ilgili iddialarına delil olarak sunduğu bilgiler birbiriyle çeliştiği ortaya çıkmıştı.
Hamas'ın bu kayıtları "sahte" olarak nitelediği belirtilen haberde, iki bağımsız gazetecinin de aynı görüşü paylaştığı vurgulanmıştı. İki gazeteci dil, aksan, diyalekt, söz dizimi ve tonlamanın bölgede konuşulan dille kıyaslandığında güvenilir olmadığını dile getirilmişti.