İran’ın nükleer programının mimarlarından olan nükleer bilimci Muhsin Fahrizade, cuma günü Tahran eyaletine bağlı Abserd ilçesinde düzenlenen saldırı sonucunda hayatını kaybetti. Saldırının arkasında İsrail’in olduğuna kesin gözüyle bakılırken, İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani de yayımladığı mesajda Tel Aviv yönetimine yüklendi ancak verilecek yanıt konusunda aceleci olmayacaklarının sinyalini verdi.
Suikastın ardında İsrail’in olduğunu ve ABD Başkanı Donald Trump’ın görevden ayrılmadan “kaos” hedeflediğini ifade eden Ruhani, “Birkaç hafta sonra baskı dönemlerinin sona ereceğini hissediyorlar ve dünyadaki şartları değiştirmeye çalışıyorlar. Hem bölgede istikrarsızlık oluşturmak hem de dikkatleri bu günlerde işgal altındaki topraklarda (Filistin) estirdikleri terör ve tehditlerden başka yöne çekmek istiyorlar” diye konuştu. İsrail’in tuzağına düşmeyeceklerini vurgulayan Ruhani, “İran’ın düşmanları İran ulusunun ve yetkililerinin bu cinayeti yanıtsız bırakmayacak kadar cesur ve azimli olduğunu iyi biliyor. İlgili yetkililer, bu suçun yanıtını uygun bir vakitte verecektir. Halkımız, siyonist rejimin tuzağına düşmeyecek kadar akıllı ve bilgedir” dedi.
İran dini lideri Ali Hamaney de, herhangi bir hedef göstermeden, Fahrizade’yi öldürenleri “kiralık katiller ve zalimler” şeklinde nitelendirdi. Hamaney, mesajında, “Yetkililer cinayetin takipçisi olmalıdır. Failler ve azmettiriciler kesin olarak cezalandırılmalıdır. Fahrizade’nin bilimsel ve teknolojik tüm alanlardaki çalışmaları sürdürülmelidir” ifadelerine yer verdi. Hamaney’in askeri danışmanı Hüseyin Dehkan da İsrail yönetiminin savaş çıkarma peşinde olduğunu söyledi. Dehkan, suikastın faillerini acı bir intikam beklediğini belirterek, “Acele etmeyin, zamanımız çok. Yıldırım gibi bu masum şehidin katillerinin üzerine yürüyeceğiz ve onları yaptıklarına pişman edeceğiz” dedi. İranlı yetkililerin açıklamalarında ısrarla “zamanı gelince” ifadelerini kullanması, hemen misilleme olmayacağı şeklinde değerlendiriliyor.
Tahran yönetiminin Birleşmiş Milletler (BM) Daimi Temsilcisi Mecid Taht Revançi ise, BM’ye bir mektup yazarak, Fahrizade’nin öldürülmesinden İsrail’in sorumlu olduğuna ilişki ellerinde önemli bulguların olduğunu kaydetti. Bulgulara dair herhangi bir ayrıntı vermeyen Revançi, mektubunda “Önde gelen bilim insanımızın açıkça devlet destekli bir biçimde suikasta uğraması, aynı zamanda uluslararası hukukun, bölgemizi zarara uğratmak için tasarlanmış bir şekilde açık bir ihlaliydi” ifadelerini kullandı. Revançi ayrıca, İran’ın kendini savunma hakkını da saklı tuttuğunu kaydetti.
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’nun, suikastin duyrulmasından hemen sonra yaptığı açıklamalar da saldırının ardında İsrail’in olduğu iddialarını güçlendirdi. Netanyahu saldırıya ilişkin, “Size Orta Doğu’da bir hareketlenme olduğunu söylemek istiyorum. Gergin günler bizi bekliyor” ifadelerini kullanırken, evinden paylaştığı bir video mesajda ise “Bu haftaki bütün başarılarımı ilan edemem ancak başarılarım çok” şeklinde konuştu. Fahrizade ayrıca, Netanyahu’nun Mayıs 2018’de İran nükleer programı hakkında yaptığı sunumda zikrettiği tek İranlı bilim insanıydı. Öte yandan, İran’da son aylarda gözlerin İsrail’e çevrildiği bazı olaylar da yaşandı. The New York Times gazetesi iki hafta önce yayımladığı bir haberde, terör örgütü El Kaide’nin iki numaralı ismi Mısırlı Ebu Muhammed el-Masri kod adlı Abdullah Ahmed Abdullah’ın 7 Ağustos’ta Tahran’da motosikletli iki İsrail ajanı tarafından vurularak öldürüldüğünü öne sürmüştü. İran’ın uranyum zenginleştirme faaliyetleri açısından kritik önem taşıyan İsfahan kentindeki Natanz Şehid Ahmedi Ruşen Nükleer Merkezi’nde 2 Temmuz’da meydana gelen patlamanın da İsrail sabotajı olduğu açıklanmıştı.
İranlı nükleer bilimci Fahrizade’nin terör saldırısı sonucu hayatını kaybetmesinin ardından muhafazakar kesime ait gazetelerde “intikam” manşetleri öne çıktı. Muhafazakar Vatan-ı İmruz gazetesi “Vurmazsak vururlar” manşetiyle intikam alınması gerektiğini savunarak, “İran’da genel bir öfke var. ABD ve siyonist rejimden intikam alınması talep ediliyor” ifadelerini kullandı. İran lideri Ali Hamaney’in genel yayın yönetmenini atadığı, devletin resmi gazetesi Keyhan da “Göze karşılık göz, siyonistler beklesin” manşetiyle çıktı. Yine muhafazakarlara yakın Şoru gazetesi, “Fahrizade’nin katillerini pişman edeceğiz” manşetini kullandı. Himayet gazetesi de “Halk intikam bekliyor” başlığını seçti. Muhafazakar Cam-ı Cem gazetesi, “Yeniden 2010’a dönüldü” manşetiyle geçmişte diğer İranlı bilim adamlarına düzenlenen suikastlara atıf yaptı. Hükümete yakın gazetelerde ise “Gerginlik tuzağı”, “İranlı bilim adamına terör saldırısı” gibi itidalli manşetler kullanılması dikkat çekti.
Öte yandan, geçtiğimiz pazar günü Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman ve İsrail Başbakanı Netanyahu arasındaki görüşmede, Netanyahu’nun İran’a saldırmayı teklif ettiği belirtildi. Middle East Eye sitesine konuşan kaynaklar, ancak Veliaht Prens’in bu teklife gönülsüz yaklaştığını kaydetti. Toplantıya katılan ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo’nun da herhangi bir olumlu ya da olumsuz taahhüt vermediği belirtildi. Reuters’ta yer alan bir analizde de, Suud-İsrail arasındaki görüşmenin ABD’de Ocak ayında göreve gelecek Joe Biden yönetimine bir mesaj olduğu yorumu yapıldı. Donald Trump yönetiminin İran’a yönelik “maksimum baskı” politikasından memnun olan Riyad ve Tel Aviv’in, Biden’ın Obama dönemi “anlaşmacı” politikalarını takip edeceğinden endişe duyduğu kaydedildi. Fahrizade suikastının da bu görüşme sonrası meydana gelmesi dikkat çekti.
ABD Başkanı Donald Trump, Fahrizade’nin suikast sonucu öldürülmesine ilişkin haberleri paylaşarak bilim insanının ölümüne dikkati çekti. Başkanlığı döneminde İran’la sık sık karşı karşıya gelen ABD Başkanı Trump, Fahrizade’nin suikast sonucu öldürülmesine ilişkin İsrailli gazeteci Yossi Melman’ın twitlerini paylaştı. Trump’ın, Melman’ın hem İbranice hem de İngilizce, “İran’dan gelen haberlere göre Muhsin Fahrizade, Tahran’ın doğusundaki Damavend’de suikast sonucu öldürüldü. İran’ın gizli nükleer programının başındaki isimdi ve Mossad tarafından yıllardır aranıyordu. Onun ölümü, psikolojik ve mesleki açıdan İran için büyük bir darbedir” mesajını takipçileriyle paylaşması dikkati çekti.
Eski CIA başkanı John Brennan, Twitter hesabından yaptığı paylaşımda suikastı, ‘büyük bir suç, pervasız bir eylem ve uluslararası hukukun ihlali’ olarak değerlendirerek, olayın ölümcül bir misilleme ve yeni bir bölgesel çatışma riski taşıdığını belirtti. Brennan, Tahran’ın Joe Biden yönetimini beklemesi gerektiğini belirterek, “İran yönetimi, sorumluluk sahibi Amerikan liderliğinin küresel ölçekte dönüşünü bekleyecek kadar erdemli olmalı ve potansiyel faillere karşı harekete geçme tavsiyelerine direnmelidir” ifadelerini kullandı. Brennan, “Bu tür bir devlet destekli terörizm, uluslararası hukukun açıkça ihlalidir” yorumunu yaptı.
Fahrizade suikastının arkasında İsrail’in olduğu iddialarının ardından dünya genelinde İsrail büyükelçiliklerinde alarm seviyesinin artırıldığı belirtildi. İsrail’in Kanal 12 televizyonunda yer alan haberde, herhangi bir misilleme olasılığına karşı Tel Aviv yönetiminin dünya genelindeki büyükelçiliklerinde alarm seviyesini yükselttiği ifade edildi. Çeşitli İsrail misyonları ve topluluklarının da benzer önlemler aldığına işaret edilen haberde daha fazla ayrıntıya yer verilmedi.
İran’ın başkenti Tahran’da Fahrizade’ye yönelik suikastın ardından Ulusal Güvenlik Yüksek Konseyi binasının önünde toplanan öğrenciler, ABD ve İsrail’e karşı intikam çağrısında bulundu. “Barış yok, teslimiyet yok, ABD ile savaş var”, “İsrail’e ölüm” sloganları atan grubun İran’ın nükleer programının Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı’nın denetimlerinden tamamen çıkarılmasını talep eden sloganlar atması da dikkati çekti. Ruhani’nin başındaki hükümeti de ABD ve İsrail’in terörist eylemlerine karşı etkisiz kalmakla suçlayan göstericiler, attıkları sloganlarla “intikam” çağrısında bulundu.