
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Rus ve Ukrayna halklarının tek halk olduğunu belirterek, "Bu bağlamda tüm Ukrayna bizim. Rus askerinin ayak bastığı yer bizim" dedi.
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin St. Petersburg Uluslararası Ekonomi Forumu (SPIEF) çerçevesinde düzenlenen ve yaklaşık 4 saat süren "ana oturumda" gündemdeki konulara ilişkin açıklamalarda bulundu.
Ukrayna'nın "kapitülasyonu" için uğraşmadıklarını dile getiren Putin, "Sahadaki gerçeklerin kabul edilmesini talep ediyoruz." ifadesini kullandı.
Sumi bölgesindeki derinliğin 10 ila 12 kilometre civarında olduğunu ve ilerisinde de bölge merkezi Sumi kentinin bulunduğunu anlatan Putin, "Sumi'yi alma hedefimiz yok ancak bunu göz ardı etmiyorum." diye konuştu.
"Ekonomide resesyona izin verilmemeli"
Panelde Rus ekonomisine dair değerlendirmelerde bulunan Putin, ekonominin dengeli bir şekilde büyüme sürecine girmesinin önemli olduğunu vurguladı.
Dengeli büyüme sürecinin ise ılımlı enflasyon ve düşük işsizlik oranı içermesi gerektiğini kaydeden Putin, "Aynı zamanda, bazı uzmanlar, (Rusya'da) ekonomik durgunluk ve hatta resesyon risklerine işaret ediyor. Buna hiçbir koşulda izin verilmemelidir." dedi.
Putin, Rus ekonomisinin yüksek teknolojiyi daha fazla kullanması gerektiğini de vurgulayarak, geliştirilen dijital rublenin geniş kitlelerin kullanımına sunulacağını belirtti.
Rus ordusunu da modern teknolojilerle donatmayı planladıklarını aktaran Putin, "Dost ülkelerle askeri-teknik işbirliğini geliştirmeyi amaçlıyoruz. Sadece silahların tedariki veya modernizasyonu değil, aynı zamanda ortak projeler, personel eğitimi ve anahtar teslim işletmelerin ve üretim tesislerinin oluşturulmasından da bahsediyorum." ifadelerini kullandı.
Rusya ve Çin'in, yeni bir dünya düzeni oluşturmadığını söyleyen Putin, "Biz bunu sadece resmileştiriyoruz, çünkü bu değişim doğal bir şekilde ortaya çıkıyor." diye konuştu.

Hem İsrail hem de İran tarafıyla sürekli temas halinde olduklarını dile getiren Putin, "Meselenin çözümüne dair bazı tekliflerimiz var. Arabulucu olmak için uğraşmıyoruz, sadece fikirler teklif ediyoruz. Eğer bu teklifler, her iki taraf için uygun olursa, bundan memnuniyet duyarız. Fikirlerimizin hayata geçirilmesini istiyoruz." şeklinde konuştu.
"Buşehr Nükleer Enerji Santrali'nden personelimizi tahliye etmiyoruz"
Rusya'nın İran ile dost ilişkileri olduğuna dikkati çeken Putin, "Bu bağlamda, her zaman tüm yükümlülüklerimizi yerine getiriyoruz. İran'ın barışçıl nükleer enerji alanındaki çıkarları dahil, meşru çıkarları için verdiği mücadeleyi destekliyoruz. Biz her zaman bu yaklaşımı benimsedik. Bu konudaki pozisyonumuz değişmedi." ifadelerini kullandı.
Vladimir Putin, Batı basınında, Moskova'nın bu meseleye müdahil olmamasıyla ilgili yer alan eleştirilere ilişkin ise şöyle konuştu:
"Daha fazlasını yapmamızı kim söylüyor? Neyi yapmamız gerekiyor? Askeri operasyon yapmamız mı isteniliyor? Zaten Rusya, kendisine tehdit oluşturanlara karşı askeri operasyon yürütüyor. Biz İran'ın barışçıl nükleere sahip olma hakkını savunuyoruz. Bunu sözle değil, somut eylemlerle yapıyoruz. İran'da Buşehr Nükleer Enerji Santrali'ni inşa ettik. İki nükleer santralin daha inşa edilmesi için anlaşma yaptık. İran ile etrafındaki zorluklara ve tehlikeye rağmen, bu yöndeki çalışmaları sürdürüyoruz. Personelimizi oradan tahliye etmiyoruz."
İsrail ve ABD ile temaslarında nükleer santraldeki Rus uzmanlarının güvenliğini dile getirdiğini kaydeden Putin, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun buna katıldığını, ABD Başkanı Donald Trump'ın taleplerin yerine getirileceğine dair söz verdiğini bildirerek, "Bu, İran'ı doğrudan desteklediğimiz anlamına geliyor." ifadesini kullandı.
İran'daki nükleer tesislerin etrafındaki durumun endişe verici olduğunu vurgulayan Putin, "Bunun nereye varabileceği konusunda endişeliyiz." dedi.
Putin, İsrail'e eski Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliğinden (SSCB) ve Rusya'dan göç eden yaklaşık 2 milyon kişinin yaşadığına dikkat çekerek, bugün İsrail'in Rusça konuşulan bir ülke haline geldiğini ve bunun Moskova tarafından dikkate alındığını ifade etti.
Putin, Arap ve İslam dünyasıyla dostane ilişkiler, stratejik ortaklıklar ve müttefiklik bağları kurduklarının altını çizdi.