Ukrayna'nın başkenti Kiev'de, Rusya yanlısı Devlet Başkanı Viktor Yanukoviç'in, Avrupa Birliği Ortaklık Anlaşması'nı imzalamaması üzerine 21 Kasım 2013'te protesto gösterileri başladı.
Yanukoviç'in sokak gösterileri ve halkın tepkisi üzerine 22 Şubat 2014'de ülkeden kaçmasının ardından Batı yanlısı siyasetçiler yönetime geçti.
Yeni geçici yönetimin iş başına gelmesi, Rusya yanlılarını Kırım'da daha aktif hale getirdi.
Yarımadada askeri üniformalı, üzerlerinde hiçbir sembol ya da simge bulunmayan silahlı kişiler, 27 Şubat 2014'ten itibaren kamu binalarında kontrolü ele almaya başladı. "Yeşil adamlar" olarak adlandırılan Rusya yanlısı bu milis güçleri, kısa sürede hükümet binalarının yanı sıra Kırım Özerk Cumhuriyeti Parlamentosunu da ele geçirdi.
Kiev'deki yönetimin Batı yanlılarının eline geçmesine karşılık Rusya yanlısı silahlı grupların baskısı altındaki parlamentoda, "Kırım, Ukrayna'nın parçası olarak kalsın mı yoksa Rusya'ya mı bağlansın?" sorusunun yarımada sakinlerine yöneltileceği referandum kararı çıkarılmak istendi.
Eli silahlı "yeşil adamların" gölgesinde 6 Mart 2014'te toplanan Kırım Özerk Cumhuriyeti Parlamentosu, Kırım'ın Rusya'ya bağlanması için referandum yapılması kararı aldı.
Kırım Tatarları, Parlamentonun bu kararına karşı çıkıp boykot kararı alsa da 16 Mart 2014'te yarımadada sözde referanduma gidildi.
Rusya yanlısı silahlı güçlerin kontrolündeki referandum sonucunda Moskova'nın da beklediği kararın, Kırım'ın Rusya'ya bağlanması yönünde çıktığı bildirildi.
Moskova yönetimi ise çok geçmeden hemen referandumu tanıdı.
Rusya Devlet Başkanı Putin, 19 Mart 2014'te Kırım'ın ilhakını ve yeni federal bölgeler oluşturulmasını öngören yasa tasarısını Rus Parlamentosuna sundu.
Rusya Anayasa Mahkemesi, Putin'in isteğiyle olağanüstü oturum gerçekleştirdi ve tasarının Anayasayla uyumlu olduğunu belirtti.
Mahkemenin, tasarının anayasaya uygunluğunu onaylamasından sonra milletvekili İlya Ponomarev hariç Rus Parlamentosu, tasarıyı onayladı.
Putin, 21 Mart 2014'te Kremlin Sarayı'nda düzenlenen törende, "Kırım ve Sivastopol'ün Rusya'ya bağlanması ve yeni federal bölgeler oluşturulmasını" öngören yasayı imzaladı. Böylece Rusya, Kırım'ı ilhak etmiş oldu.
Rusya’nın bu kararı, Ukrayna'nın toprak bütünlüğünü tanımasına ilişkin 1994'te imzaladığı Budapeşte Memorandumu'na aykırı hareket ettiği tartışmalarını başlattı.
Böylelikle Rusya, Kırım ve Rus donanmasına ev sahipliği yapan Sivastopol'un yasa dışı ilhakına resmi nitelik kazandırdı.
Dünyada pek çok ülke ve Türkiye, Rusya'nın bu yasa dışı ilhakını tanımadı.
Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu, 27 Mart 2014'te Ukrayna'nın toprak bütünlüğünü destekledi, Kırım ve Sivastopol'u, Ukrayna'nın ayrılmaz toprak parçası olarak tanıdı. BM, Rusya'nın Kırım'ı ilhakını yasa dışı ilan etti.
Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Kırım'ın yasa dışı ilhakını tanımıyoruz." diyerek her defasında Türkiye'nin bu konudaki duruşunu vurguladı.
İlhaktan bu yana Rusya, Kırım Tatar Türklerine uyguladığı baskının yanı sıra hem sosyal hem askeri olarak yarımadada nüfuzunu arttırdı.
Kırım'ın, Rusya yönetimine geçmesinden sonra başta yöneticiler olmak üzere Ukrayna yanlısı Kırım Tatar Türkleri baskı altına alındı, hakları ihlal edilmeye ve tutuklanmaya başladı.
Ukrayna kaynaklarına göre, çoğunluğu Kırım Tatar Türkü olmak üzere, 100'den fazla Kırımlı siyasi nedenlerle tutuklu bulunuyor.
Kırım Tatar Türk halkının lideri Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu ve bazı Kırım Tatar Milli Meclisi (KTMM) yöneticilerine Kırım'a giriş yasağı konuldu.
Kırımoğlu, kendi kaynaklarına göre 600 bin civarında Rus vatandaşının yarımadaya getirildiğini belirtiyor.
Ukrayna Dışişleri Bakanlığına göre, Rusya, 2014'ten sonra Kırım'a 32 bin 500 asker konuşlandırdı.
Rusya'nın, Ukrayna'ya savaş başlatmadan önce tatbikatlar gerekçesiyle Kırım'a asker ve silah yığması dikkatlerden kaçmadı. 24 Şubat'ta Putin'in kararıyla başlatılan saldırılarda Kırım Yarımadası'ndaki Rus askeri birlikler etkin olarak kullanıldı.
Savaşın ilk günlerinden itibaren buradan Ukrayna içlerine doğru tanklar ve diğer askeri araçlar ilerlerken hava indirme birliklerinin gerçekleştirdiği operasyonlar, Kırım üzerindeki üslerden yönetildi.
Rus hava kuvvetlerine ait uçak ve helikopterler Kırım üzerinden etkin bir şekilde savaşa katılmaya devam ediyor. Yarımadadaki askeri üslerden Karadeniz'e açılan gemiler savaşta Ukrayna içlerindeki hedefleri balistik füzelerle vuruyor.