The Guardian gazetesinde yazar Timothy Gardon Ash tarafından bir Rusya-Ukrayna krizi analizi kaleme alındı. Ash, "24 Şubat'ın sonuçlarının ortaya çıkması yıllar alacak, ancak Batının Ukraynalılara yardım etmek için hala yapabileceği çok şey var" diyerek yardım çağrısında bulundu. Henüz yeni başlamakta olan savaşın etkilerini azaltmak için Avrupa’nın ve Batı’nın yapması gereken dört şeyin yapılması gerektiğini vurgulayan Ash, öncelikle tüm saldırı şekillerine karşı NATO topraklarının her karışının savunulması gerektiğini belirtti. Nihayetinde 70 yıl boyunca, İngiltere dahil Batı Avrupa ülkelerinin güvenliği, NATO anlaşmasının 5. maddesinin “Birimiz hepimiz ve hepimiz birimiz için” vaadinin güvenilirliğine bağlıydı. Ash, ikinci olarak Batıyı Rusya ile doğrudan bir savaşa sokacak eşiği aşmadan Ukraynalılara insanların elinden gelen tüm desteği sunması gerektiğini vurguladı. Ayrıca Batıya kaçacak birçok Ukraynalıya yardım etmeye hazır olmaları gerektiğini belirten Ash, üçüncü olarak ise Rusya'ya uygulanan yaptırımların önceden hazırlanmış olanın ötesine geçmesi gerektiğini aktardı.
Carnegie Uluslararası Barış Vakfı'nda Nükleer Politika Programında direktör olan James M.Acton ise Rusya’nın Çernobil’e girmesiyle birlikte bir kaza olası olmasa da, Rusya’nın nükleer bir felaketten kaçınmak için istisnai önlemler alması gerektiğini belirtti. Rusya'nın yasa dışı ve sebepsiz yere Ukrayna'yı işgalinin ortaya çıkan insani felaketinin endişe verici bir nükleer boyutu olduğunu söyleyen Acton, en büyük riskin Ukrayna'nın on beş ayrı reaktör içeren ve 2020'de ülkenin elektriğinin yarısından fazlasını üreten dört aktif nükleer santrali çevresinde savaşma potansiyelinden geldiğini ifade etti. Ayrıca Acton, olası bir çatışma durumunda itfaiyeciler gibi destek personelinin zamanında tesise ulaşamama olasılığından bahsederek insanların büyük zararlar görebileceğini vurguladı. Doğrudan bir saldırı olduğu zaman da yakıt depolarının boşalarak ciddi radyoaktivite açıklarına sebep olarak hasar oluşturabileceğinin altını çizen Acton, sözlerine şu şekilde devam ediyor: "Moskova, saldırganlığının doğrudan veya dolaylı olarak neden olduğu herhangi bir nükleer kazadan doğrudan sorumlu olacak. Rusya büyüyen suç listesine böyle bir kazanın eklenmesini istemiyorsa istisnai önlemler almalıdır."
Nobel Barış Ödülü sahibi Rus gazetesi Novaya Gazeta’nın yazı işleri müdürü Dmitry Muratov, barışçıl bir direniş gösterisinde Novaya Gazeta'nın Cuma günkü sayısının hem Rusça hem de Ukraynaca yayınlanacağını söyledi. Muratov, Perşembe günü meydan okurcasına Rusya'nın Ukrayna'yı işgalinden duyduğu utançtan bahsetti ve Cuma günkü gazetenin Ukraynaca ve Rusça olarak yayınlanacağını söyledi. Muratov, Ukrayna'ya yönelik sebepsiz saldırının Rusya'yı etkili bir şekilde nükleer savaşa ittiğini ve gezegeni yalnızca bir Rus savaş karşıtı hareketinin kurtarabileceğini ifade etti. Ayrıca, gazetesinin Cuma günkü baskısının Rusça ve Ukraynaca olarak yayımlanacağını, "Çünkü Ukrayna'yı düşman, Ukrayna dilini de düşmanın dili olarak tanımıyoruz" dedi.
Siyaset bilimci Prof. Dr. Johannes Varwick ise Batı'nın Ukrayna'nın tarafsızlığı konusunda Rusya ile müzakere edilmesi gerektiğini belirterek sözlerine şu şekilde devam ediyor: "Ukrayna ile Rusya’yı tartışacak olursak, Rusya nükleer bir tırmanışa sahip olabilir. Bu, Avrupa'nın sonu olur." Varwick, Rusya ile çıkarların uzlaştırılması için önceden çaba gösterilmesi gerektiğini vurgulayarak bu girişimin başarısız olduğunu ve artık diplomasinin bittiğinin altını çizdi. Ayrıca, artık uzun döngüler içinde düşünülmesi gerektiğini muhtemelen seçim dönemleri ve kısa döngüler yerine gelecek kuşakların düşünülmesi gerektiğini aktardı.
Stratejik ve Uluslararası Çalışmalar Merkezi'nde Kıdemli Danışman Dov S. Zakheim, Vladimir Putin’in Batı'dan ne kadar çok taviz alabileceğini görmek için kendi diplomatik stratejisini uyguladığını ve talep ettiği tavizleri alamayınca Ukrayna'ya saldırdığını ifade etti. Ayrıca Rusya'nın ele geçirdiği topraklardan çekilmesinin pek olası gözükmediğini belirten Zakheim, ancak tehditlerin arttığı durumda Putin'in baskılarının durdurabileceği olasılığını aktardı.
Rus siyaset bilimci ve jeopolitik analist Andrei Kortunov'un belirttiği gibi, konuşlandırılan özel askeri operasyonla Rusya, Batı'nın geçemeyeceği bir "kırmızı çizgi" empoze etti. Rusya’nın nükleer bir süper güç olmaya devam ettiğini ve onunla herhangi bir askeri çatışmanın küresel bir nükleer çatışmaya dönmeye devam edeceğini aktaran Kortunov, "Rusya ile Orta Avrupa'da konvansiyonel bir savaş bile Batı'yı açıkça kabul edilemez kayıplarla tehdit ediyor." diyerek sözlerine devam etti.
Alman politikacı, ekonomist ve yazar olan Sahra Wagenknecht ise daha önce Rusya'nın Ukrayna'yı işgal etmesini gerçekçi bulmadığını ifade etmişti. Ardından, Ukrayna savaşının arka planına karşı Wagenknecht, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin hakkındaki değerlendirmesinde yanıldığını kabul etti. "Son birkaç hafta içinde Ukrayna'da çatışmanın tırmanması ve savaş tehlikesi konusunda defalarca insanları uyardım ve bu nedenle Rusya'nın güvenlik çıkarlarının ciddiye alınması çağrısında bulundum. Ancak, Putin'in şu anki kadar ileri gidebileceğine inanmadığımı itiraf etmeliyim. Ne yazık ki, onun kişiliğini ve öngörülebilirliğini değerlendirmekte yanılmışım. Bu yasadışı savaşın hiçbir gerekçesi veya mazereti olamaz." dedi.