Suriye'de 2011 yılından bu yana devam eden iç savaşta 500 binden fazla sivil hayatını kaybetti, milyonlarca Suriyeli mülteci olarak başka ülkelere göç etti.
Suriye'nin Hama ilinde rejim kontrolündeki bölgede 1,5 aydır mahsur kalan binlerce sivilin üzerine Beşşar Esed rejimi güçlerinin ateş açtığı ortaya çıktı. BM, 80 kişinin aynı anda katledildiğini tespit ettiğini açıklayarak, "Soykırıma benzer bir sahneydi" açıklamasını yaptı.
Suriye'nin orta kesimlerinde yer alan Hama'nın Ukayribat beldesinden 8 bin sivil, rejim ile terör örgütü DEAŞ'ın cephe hattında kaldıkları için, muhaliflerin bölgesine geçmek istemişti.
Esed rejimi de sivillere başlangıçta geçiş izni vermiş ancak El Uzeyb Vadisi çölünde binlerce kişiyi bekletmeye başlamıştı.
Ancak yola devam etmek isteyen sivillerden onlarcasının önceki gün hayatını kaybettiği öğrenilmişti.
Suriye Muhalif ve Devrimci Güçler Ulusal Koalisyonu (SMDK), 80 sivilin ölümünden Beşşar Esed rejimini sorumlu tutan bir yazılı açıklama yaptı.
Açıklamada, "Esed rejiminin çeteleri ve milisleri, 26 Eylül salı günü, Hama'nın doğu kırsalında mahsur kalanların içinde olduğu bir konvoya ateş açtı. Kadın ve çocukların da aralarında olduğu 80 sivil öldü, bir çok sivil yaralandı." denildi.
Açıklamada ayrıca, sivillerin ağır silahlar, topçu mermileri ve füzelerle, "soykırıma benzer bir sahnede" hedef alındığı ifade edildi.
Katliamı kınayan SMDK, Esed rejiminin çeteleri, İranlı milisler ve hava saldırılarına devam eden Rusya'nın eylemlerine izin vermesi nedeniyle uluslararası toplumu sorumlu tuttu.
"Bin 500 sivil hala mahsur"
Ukayribat Yerel Meclis Başkanı Ahmet el-Hamavi, AA'ya yaptığı açıklamada, şunları söyledi:
"El Uzeyb Vadisindeki sivillerden bir çoğu ölüm pahasına da olsa kaçabildi. Ama bin 500 sivil hala bekletiliyor. 80 sivilin öldüğü saldırıda, 70 sivil yaralandı. Cesetleri rejim güçleri çekti ve yok etti. Rejimin yaptığı savaş suçudur. Saldırıyı rejimin yaptığına eminiz. Kontrol noktası sadece 3 kilometre uzaklıkta. Kalan siviller yiyecek, içecek bulamıyor. Oradaki kükürtlü suyu içmek zorundalar. Kaçabilen insanların sudan hastalandığını gördük ve onları hastaneye götürdük. Şimdi aileleri bulup birleştirmeye çalışıyoruz. Yanlarına hiçbir şey alamadan gelmişler. DEAŞ onları aldatmış. Ellerindeki paraları almış."