Hem Türkiye hem de dünya son bir haftadır iki şehirden gelen haberlere dikkat kesildi. Bu şehirlerden birisi İdlib, diğeri ise Edirne. Moskova’da yaşanan görüşmeler sonrasında İdlib’te sükûnet kısmen sağlanmış gibi gözükürken, serhad şehri Edirne’de hareketlilik dün de devam etti.
Yeni Şafak ekibi, mültecilerin sınır hattı boyunca yaşadıklarına tanıklık etti. Türkiye’nin dört bir yanından göçmenler yeni bir hayat umuduyla yollara düşerek sınıra koştu. Bizde aynı rota üzerinden sıfır noktasına giderek yaşananlara şahitlik ettik. Edirne’ye ulaşana kadar dikkatimizi çeken ilk şey güvenlik önlemleri oldu. Güvenlik güçleri göçmenlerin arasına karışarak yurt dışına firar etmek isteyen suçluları engellemek için il sınırından Pazarkule Sınır Kapısına kadar pek çok noktada çevirme yapıyor. Şehre ulaştığımızda da manzara aynı. Pazarkule Kapısı bölgesine yoğunlaşmış da göçmenler şehrin merkezi ve kırsal bölgelerin dört bir yanına yayılmış.
Ara bölgeye giriş çıkışlar yasaklandığı için tüm girişimlerimize rağmen bariyerleri aşamadık ama geceyi Meriç Nehri boyunca uzanan ve Suriye’deki düzensiz kampları andıran alanda göçmenlerle geçirdik. Her yer 2 sırık ve birkaç metre naylon tenteden yapılmış derme çatma çadırlarla dolu. İnsanın içine işleyen soğuğa karşı yapabildikleri tek şey çevreden toplanan çalı çırpı ile ateş yakmak. Sivil toplum kuruluşları gıda ve su ihtiyacını karşılamak için seferber olsa da hala ulaşılamayan insanlar var.
En iç yakıcı görüntüleri yine çocuklar veriyor. Çoğunun sırtında kabanı yok, ateşin başında battaniyelere sarılarak büyüklerine kulak kabartıyor. Usulca selam verip sokularak konuşmak istediğimizde birikmiş öfke ve acılarını paylaşıyorlar bizimle. Gençler daha çok Pakistan ve Afganistan’dan gelmiş. Bangladeş, Fas, Türkmenistan, Cezayir, Tunus, Mısır vatandaşı olanlar da var, çok sayıda Türk vatandaşı da araya kaynamış. Aileleri ise daha çok Suriyeliler oluşturuyor.
20’li yaşlarda olan Suriyeli Muhammed Emin, Avrupa kapısında bekleyen isimlerden. 5 gündür Edirne’de oluğunu ifade eden Muhammed, küçük bir botla Meriç’i aşarak Yunanistan tarafına geçtiğini anlatıyor ve ekliyor: “Yunanistan polise yakaladı. Üzerimdeki paramı, cep telefonumu, çantamı aldılar. Hatta alt iç çamaşırım hariç tüm elbisemi aldılar. Sonra sopalarla döverek Türkiye tarafına bıraktılar. Kurşunla vurularak ölenler de oldu.”
Sınırı aşmak isteyen mültecilerle Yunan güvenlik makamları arasında tam bir taktik savaşı yaşanıyor. Yunan makamları iki sınır kapısı arasına yığınak yapınca göçmenler de rota değiştirmiş. Sınır boyunca güvenliğin zayıf olduğunu bölgeler tespit edilmiş ve buradan botlarla karşı tarafa geçişler hız kazanmış. Yunanistan’da bu soruna çözüm arayışına girmiş. Edirnelilerin verdiği bilgilere göre Türkiye’deki Yunan diplomatlar Meriç boyunca gezerek geçiş güzergahlarını belirlemeye ve karşıya bildirmeye çalışıyormuş. Diğer önlemesi ise daha da acımasız. Nehir üzerindeyken yakalanan botlar batırılarak insanlar ölüme terk ediliyormuş. Ancak Türkiye’da buna karşı önlemini almış. AFAD’ın kurtarma ekipleri Meriç’te olası bir faciaya meydan vermemek için alarm durumuna geçirilmiş.
Yere serdikleri bir kilimin üzerinde oturan ve üşümemek için birbirlerine sokulan 9’u çocuk 17 kişilik bir akraba grubu ile karşılaşıyoruz. 2 ay önce Deyrizor’dan gelmişler. Onların da ilk sözü “Türkiye’ye ve Türk halkına teşekkür etmek” oluyor. Çocukları için yollara düştüklerini belerterek konuştuklarımızın büyük çoğunluğu gibi Almanya’ya gitmek istediklerini belirtiyor.
Yunanistan’ın başkenti Atina’da, göçmen ve mültecilere destek yürüyüşü gerçekleştirildi. Kent merkezindeki Atina Üniversitesi önünde toplanan binlerce kişi, Avrupa Birliği’nin mülteci politikasını eleştiren sloganlar atarak Sintagma Meydanı’nda bulunan Parlamentonun önüne kadar yürüdü. Eylem sırasında, "Yunanlar ve yabancılar birlikte çalışabiliriz", "Kale Avrupa’ya hayır" ve "Faşizme ölüm" yazılı pankartlar taşıyan göstericiler olaysız dağıldı.
Edirne’de mültecilere “Bize gelmeyin. İsveç dolu. Size daha fazla para veremeyiz, konut sağlayamayız” yazılı broşürler dağıtırken yakalanan İsveç Demokratları'nın lideri Jimmie Akesson, İstanbul Havalimanı'ndan sınır dışı edildi. Öte yandan İsveç’te bir avukat, Akesson hakkında suç duyurusunda bulundu. İsveçli avukat Behrang Eslami sığınmacı karşıtı broşür dağıtan Akesson’un ırkçılık, ayrımcılık ve nefret suçu işlediğini ileri sürerek, aşırı sağcı liderin cezalandırılmasını istediklerini söyledi.
Edirne'de özel harekat polisleri, geri itmeleri önlemek amacıyla Türkiye ile Yunanistan arasında doğal sınır konumundaki Meriç Nehri'nde görev alıyor. Özel harekat polisleri, Yunanistan güvenlik güçlerinin sınır hattında sığınmacılara uyguladığı kötü muameleye karşı tedbirlerin artırılması, geri itmelerin önlenmesi ve sınır hattında güvenliği sağlamak amacıyla görev yapıyor.