Türkiye, Cumhuriyet tarihinin belki de en hareketli Ekim aylarından birini yaşıyor.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Rusya Lideri Vladimir Putin'in Soçi'de imza altığın aldığı mutabakatın ardından Türkiye'nin Suriye sınırındaki denklemde yeni bir dönem başladı. Yenisafak.com, ABD ve Rusya ile varılan mutabakatlarda Türkiye'nin neler kazandığını, hangi avantajlardan yararlanamadığını ve elde edemediği isteklerini iki farklı isimle konuştu.
Genelkurmay İstihbarat Dairesi Eski Başkanı İsmail Hakkı Pekin, Türkiye'nin en başından itibaren en temel amacının 'sınırının hemen yanında bir terör koridoruna asla izin vermemek' olduğunu hatırlattı.
Teröristlerin 30 km daha güneye gönderilmesi ile sınırımızda bir terör devleti kurulma ihtimalinin kalktığına vurgu yapan Pekin, şöyle devam etti:
"Ama bu durum hattın 30 km güneyinde bir terör devleti kurulmayacağı anlamına gelmez.
Söz konusu PYD-PKK-YPG unsurları gittikleri yerde bir terör devleti kurmaya çalışırlarsa Suriye yeniden parçalanır. Şimdi ortam müsait değil ancak imkan doğar doğmaz bunları yok etmek gibi bir fikri var Türkiye'nin.
Pekin, ABD'nin teröristleri güneye ve Irak'a yakın yerlere çekerek İran'ı dengelemek gibi bir niyeti olduğunun altını çizerek, şunları kaydetti:
"ABD'nin, İran'ın Akdeniz'e çıkışına karşı set hazırlamak gibi gayesi var. Eğer Türkiye burada dikkatli adım atmazsa bu süreç bize terör olayları olarak dönebilir.
İstanbul Esenyurt Üniversitesi İşletme ve Yönetim Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof.Dr. Sait Yılmaz ise sürecin 'kayıpları' doğrultusunda görüşlerini paylaştı.
"Türkiye yanı başındaki teröristleri tamamen yok etmek büyük bir fırsatı kaçırdı" fikrini savunan Yılmaz, şu konulara değindi:
ABD, kendi ajandasına uygun bir şekilde ilerliyor ve İran sınırına kadar olan bölgede Kürt özerk devletinin adımlarını atıyor. YPG-PYD-PKK unsurları buraya silahla geçiyor. Tam da bu noktada ABD Başkanı Trump'ın 'Petrolü kurtardık' lafını hatırlamakta fayda var.
Mevcut durumda Türkiye dışında YPG-PYD ve PKK'nın hepsine birden terörist diyen sadece Esed rejimi var. Esed'in onlara isteyerek özerklik vermesi imkansız. Ancak Rusya bu noktada ne kadar etkin olacak?
Bu sorunun yanıtına göre, Esed'in Kütleri ne vereceği de netleşmiş olacak. Yerel idare, kendi güvenliğini sağlama, kendi dilini kullanma gibi imkanlar masaya gelebilir. O zaman da Barzani'nin Irak'ın kuzeyinde oluşturduğu yapıya benzer bir yapı o zaman Suriye'de de olacak. Cenevre'de gerçekleşecek tarihi zirvede Kürtlere ne verileceğini iyi takip etmemiz lazım.
Türkiye için mevcut durumda en büyük kazanç; Suriye'nin 2011 yılındaki ulus-devlet yapısına tekrar bir şekilde kavuşması."