Yahudi lobisinden kaçış

Sernur Yassıkaya
Sernur Yassıkaya
04:0018/10/2025, Cumartesi
G: 18/10/2025, Cumartesi
Yeni Şafak
Netanyahu.
Netanyahu.

Amerikalı siyasetçiler, siyasi ikbal için kapısını çaldıkları Yahudi lobisinden artık kaçıyor. Gazze’deki soykırımdan sonra hem Demokrat hem Cumhuriyetçi tabanın, lobiyi İsrail’in ABD’ye müdahale için kullandığı bir maşa olarak görmesi bu kaçışta etkili oldu. Son olarak Demokrat Partili Seth Moulton, AIPAC’tan aldığı bağışları iade edeceğini ilan etti.

Amerikan siyasetinde yıllardır etkili olan AIPAC (Amerikan İsrail Halkla İlişkiler Komitesi), artık yalnızca bir lobi örgütü değil, İsrail’in ABD siyasetine müdahale etmek için kullandığı bir araç, bir "maşa" olarak görülmeye başlandı. AIPAC dahil Yahudi lobi kuruluşlarının İsrail'in iki yıldır devam eden soykırım savaşına tam destek vermesi bu sorgulamada önemli rol oynadı. Özellikle Demokrat Parti içinde yükselen tepkiler, bu güçlü lobi grubunun geleceğini sorgulatıyor. Ancak tepki sadece Amerikan siyasetinde Demokratlarla da sınırlı değil. ABD Başkanı Donald Trump'ın ana seçmen tabanını oluşturan "Önce Amerika" destekçilerinde de AIPAC ve İsrail'e yönelik muhalefetin büyük olduğu biliniyor. Son olarak Demokrat Parti Massachusetts Temsilcisi Seth Moulton, AIPAC’tan aldığı bağışları iade edeceğini ve bu gruptan bir daha destek kabul etmeyeceğini duyurması AIPAC’ın artık İsrail maşası bir örgüt olarak görüldüğünü

ortaya koydu.

İlişki kurmak riskli

Moulton, yaptığı açıklamada, “Ben İsrail’in dostuyum ama mevcut hükümetin değil. AIPAC bugün Netanyahu hükümetinin bir destekçisi haline geldi. Ben bu yönelimi desteklemiyorum. Bu yüzden daha önce aldığım bağışları iade ediyor, gelecekte de hiçbir desteklerini kabul etmeyeceğimi açıklıyorum” ifadelerini kullandı. Moulton’un bu çıkışı, Demokrat Parti'nin 2026'da yapılacak Massachusetts senatörlük ön seçiminde, sol kanadın ilerici ismi Ed Markey’e karşı yarışmaya hazırlandığı bir döneme denk geldi. Moulton'un kararı, sadece etik bir duruş değil, aynı zamanda AIPAC ile ilişki kurmanın artık siyasi risk taşıdığını gösteren stratejik bir hamle olarak da değerlendirildi.

MAGA'dan Tepki Yükseliyor

AIPAC’a tepki sadece sol kesimle sınırlı değil. “America First” (Önce Amerika) çizgisini benimseyen bazı sağcı isimler de AIPAC’ın etkisinden rahatsız. Cumhuriyetçi Parti vekili Marjorie Taylor Greene, AIPAC’ı "Amerikan değerlerine ihanet etmekle" suçladı. Sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, “Ben saf Amerikalıyım! Satın alınamam ve geri adım atmayacağım” diyerek İsrail yanlısı lobiye meydan okudu. Tucker Carlson gibi Cumhuriyetçi kanada yakın medya ünlüleri de AIPAC'ın İsrail adına hareket eden bir lobi kuruluşu olarak kabul edilmesi gerektiğine işaret ediyor. Eylül ayında yayınlanan bir ankette, MAGA destekçilerinin yüzde 73'ünün ABD'nin İsrail'e silah sağlamaktan çok barış inşasına harcama yapması gerektiğini savunduğu ortaya çıktı. Yine aynı ankete göre MAGA destekçilerinin yüzde 55'inin İsrail'in Batı Şeria'yı ilhakına karşı olduğu belirlendi.

Trump da kabul etti

AIPAC’ın ve genel olarak İsrail’in Kongre üzerindeki etkisinin azaldığı yönündeki değerlendirmeye, eski ABD Başkanı Donald Trump da katıldı. Geçmişte İsrail'e güçlü destek vermesiyle tanınan Trump, eylül ayında yaptığı açıklamada, “20 yıl öncesine giderseniz, size şunu söyleyeyim, İsrail, herhangi bir kuruluş, şirket, kurum veya devletle kıyaslandığında, Kongre'de gördüğüm en güçlü lobiye sahipti. Bugün ise o kadar güçlü bir lobisi yok. Bu inanılmaz” ifadelerini kullandı. Bu açıklama, AIPAC’ın etkisinin sadece sol değil, sağ çevrelerde de sorgulanmaya başladığının önemli bir göstergesi olarak değerlendiriliyor.

Miriam Adelson Üzerinden İfşa

ABD Başkanı Donald Trump, geçen hafta gerçekleştirdiği Ortadoğu ziyareti sırasında, Yahudi lobisinin ABD'ye mi İsrail'e mi bağlı olduğu sorusunu, Amerikalı-İsrailli Siyonist milyarder Miriam Adelson üzerinden yanıtlamıştı. Trump, İsrail Meclisi'ndeki konuşmasını dinleyen Miriam Adelson'u işaret ederek, ‘Ona bir gün sordum ABD’yi mi İsrail’i mi daha çok seviyorsun? Yanıtlamadı. Sanırım cevap İsrail’di" sözleriyle Yahudi lobisinin çifte vatandaşlığa sahip İsrailliler üzerinden Amerikan siyasetine müdahalesini ifşa etmişti. Adelson, ABD'deki Yahudi lobi kuruluşlarının en büyük bağışçıları arasında yer alıyor. Yapılan bağışlarla da ABD'li siyasetçiler fonlanıyor.

FARA'yı çifte vatandaşlarla deliyor

  • AIPAC ve diğer Yahudi lobi kuruluşları İsrail çıkarları için ABD'de faaliyet gösterse de, 1934 yılında devreye giren Yabancı Temsilciler Kayıt Yasası (FARA) hükümlerine bağlı hareket etmiyor. Amerikan vatandaşı İsraillileri üye olarak göstererek gerekli yaptırımlardan kendini kurtarıyor. Böylece İsrail ile olan somut bağını perdeliyor. Ancak son dönemde hem Demokrat Parti hem de Cumhuriyetçi Parti'den AIPAC ve benzeri Yahudi lobisi kurumlarının da FARA hükümlerine uyması gerektiği daha çok tartışılmaya başlamış durumda.


#Netanyahu
#İsrail
#Yahudi Lobisi