Yaptırım kararı verildi: ABD Senatosu tasarıyı kabul etti

ABD Senatosu, Çin'in Özel İdari Bölgesi Hong Kong'da insan hakları ihlallerine yol açan Çinli ve Hong Konglu yöneticilere yaptırım uygulanmasını ve bölgenin "ayrıcalıklı ticaret statüsünün" yıllık olarak gözden geçirilmesini öngören tasarıyı onayladı.

"
Hong Kong İnsan Hakları ve Demokrasi Yasası
" tasarısı, dün ABD Kongresinin üst kanadı Senatoda yapılan sözlü oylamayla kabul edildi.

Tasarı, ABD'nin Hong Kong'a ticaret, ihracat ve iş dünyasına yönelik ayrıcalıklar tanıyan ve kentin özel yönetim bölgesi olarak sahip olduğu özerkliği kabul eden ABD Hong Kong Siyaset Yasası'nda değişiklik öngörüyor.

Tasarı, ABD'nin Hong Kong'a tanıdığı "ayrıcalıklı ticaret statüsünün" her yıl gözden geçirilmesi, insan hakları ihlallerine yol açan Çinli ve Hong Konglu yetkililere yaptırım uygulanmasını içeriyor.

Tasarının Senatoya teklif edilmesine öncülük eden Cumhuriyetçi Parti Florida Senatörü Marco Rubio, "Tasarının geçmesi, Çin ve Hong Kong hükümetlerini bölgenin özerkliğinin erozyona uğraması ve insan hakları ihlallerinden sorumlu tutma açısından önemli bir adımdır" dedi.

Çin'den tepki

Çin Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Gıng Şuang, tasarının kabul edilmesinin ardından yaptığı açıklamada, "Tasarı, Çin'in kalkınmasını, Hong Kong'un istikrarını ve refahını baltalamaya çalışan Çin karşıtı, aşırılıkçı ve şiddete başvuran radikalleri cesaretlendirmeyi amaçlamaktadır" ifadelerini kullandı.

Tasarı, Kongrenin alt kanadı Temsilciler Meclisinde de onaylanması halinde yasalaşmış olacak.

Hong Kong'da suçluların Çin'e iadesini kolaylaştıran yasa tasarısına karşı haziran ayında başlayan kitlesel protestoların ardından aynı başlıkta ve benzer içerikte bir tasarı Temsilciler Meclisine sunulmuştu.

Hong Kong'un statüsü

Hong Kong, 1898'de imzalanan "kira sözleşmesiyle" uzun yıllar İngiltere hakimiyetinde kaldıktan sonra 1997'de Çin'e devredilmişti.

İmzalanan ortak deklarasyon çerçevesinde Hong Kong'a, 2047'ye kadar Çin'e sadece dış politika ve savunma gibi alanlarda bağlı kalarak "tek ülke, iki sistem" politikasıyla idari bağımsızlığını ve yapısını koruma hakkı tanınmıştı.