Yunan güvenlik güçleri, Avrupa'ya gitmek için sınıra gelen 150 binin üzerindeki mülteciye insanlık dışı muamele uygulamaya başladı. Yunan askerlerinin açtığı ateş sonucu iki mülteci hayatını kaybederken, onlarcası da yaralandı. Sınırı aşmayı başaran bazı mülteciler, işkenceye maruz kalıyor ve paralarına ve pasaportlarına el konularak Türkiye'ye gönderiliyor. Mültecilere yönelik kötü muamelenin insanlık suçu olduğunun altını çizen Uluslararası Hukuk Profesörü Selami Kuran, Birleşmiş Milletler'in devreye girmesiyle Yunan askeri ve sivil makamları hakkında Uluslararası Ceza Mahkemesi'nde yargılama yolunun açılabileceğini belirtiyor.
Yunan askeri güçleri 2 kişiyi öldürürken, yüzlerce kişiyi çeşitli şekilde yaraladı. Yaşanan skandal gelişmeleri seyreden ve Yunanistan'a destek veren Avrupa Birliği ise insan hakları konusunda yine sınıfta kaldı.
- Peki, Yunanistan'ın mültecilerin başvurusunu durdurma hakkı bulunuyor mu? Mültecileri öldürülmesi, işkence ve kötü muamele görmesinin hukuki bir yaptırımı var mı?
ULUSLARARASI CEZA MAHKEMESİNDE YARGILAMA YOLU AÇILABİLİR
- "Bu şiddete karşı BM Mülteciler Yüksek Komiserliği'nin acilen müdahale etmesi gerekir. Bu konuda birincil sorumlu Birleşmiş Milletler'dir. BM yetkilileri, adalara gidip inceleme yapmalı ve mültecileri öldüren ve kötü muamele yapan Yunan makamları hakkında bir soruşturma açılması için Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'ne talepte bulunmalı.Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi de Yunan makamlarının insanlığa karşı suç işlemeleri nedeniyle Uluslararası Ceza Mahkemesi'nde yargılanmalarının yolunu açmalıdır. Yunanistan'da mültecileri öldürme ve kötü muamele emrini veren sivil ve askeri makamlar ve bu emri uygulayanlar bu suçtan sorumludur."
AVRUPA KONSEYİ HAREKETE GEÇMELİ
Bu şiddete karşı Avrupa Konseyi'nin de harekete geçmesi gerektiğinin altını çizen Kuran, "Avrupa'da temel yaşam haklarının ihlal edilmesi durumunda Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'ne başvuru yapılır ve bu hakların ağır ihlali orada yargılamaya tabidir ve sorumlular hakkında hukuki müeyyide uygulanır" dedi.
YUNANİSTAN BAŞVURULARI ASKIYA ALAMAZ
Yunanistan'ın 'mültecilerin başvurularını askıya alıyorum' deme hakkının olmadığını belirten Prof. Dr. Selami Kuran, "Yunanistan, AB'nin tam üyesi bir ülke. Dolayısıyla Avrupa Birliği Göç Yasası kanunlarına bağlı. Yunanistan'ın bu anlamda mültecilerle ilgili yükümlülüklerini yerine getirmesi gerekir. Bu göç yasasına göre, sığınmacıların 'başvurularının alınması ve sürecin başlatılması' gerekiyor. Bu nedenle askıya alınamaz" yorumunda bulundu.
"Son bir haftadır temel insan hakları ve uluslararası hukuk ağır şekilde ihlal edilmektedir." diyen Kuran şöyle devam etti:
- "Sadece uluslararası antlaşmalar ve hukuk değil, insan onuru da ayaklar altına alınmakta. Türkiye, 4 milyon Suriyeli mülteciye geçici sığınma statüsünde bakıyor, ağır maliyet ve sosyolojik külfete maruz kalıyor"
BM: HAYATI TEHLİKEDE OLANLAR BAŞKA ÜLKEYE SIĞINABİLİR
Uluslararası hukuk açısından birincil kaynağın BM İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi olduğunun altını çizen Kuran, "Bu beyannamenin 14. maddesinde kendi ülkesinde yaşam hakkı tehdit altında olan ve zulüm, işkence altında olan insanların bir başka ülkeye sığınma hakkı olduğunun altını önemle çiziyor. Dolayısıyla bu durumda olan insanların sığındıkları ülkede, iltica başvurularının alınması gerekir ve ondan sonra yapılacak işlemlerin uygulanabileceğini söylüyor. Öncelikle bu mültecilerin talebini kabul etmesi gerekiyor. İç savaş, zulüm ve saldırı altında olan insanların 3. ülkeye iltica ve sığınma başvurusu yapma hakkı vardır. İlgili ülke de bu başvuruları alması gerekir. Aldıktan sonra bu iltica hukukuna uygun şartları taşıyor mu, taşımıyor mu birkaç ay içerisinde değerlendirecek ve ona göre kararını verecek." ifadelerini kullandı.
AVRUPA SÖZLERİNİ TUTMADI
Suriye'deki iç savaşla başlayan mülteci krizile ilgili süreci de değerlendiren Kuran şu ifadelere yer verdi:
- "2014 ve 2015 yılında düzensiz göçün artması nedeniyle AB ile Türkiye arasında 2016 yılında 'geri kabul' anlaşması imzalandı. Bu anlaşmaya göre, Türkiye Ege Denizi'nden özellikle Yunanistan'a ve oradan Avrupa'nın muhtelif ülkelerine yasa dışı geçişleri engelleyecek ve kara sınırındaki denetimlerini yapacak ve düzensiz şekilde gitmek isteyenleri durduracak. Buna karşılık Avrupa Birliği 6 milyar euro ödeyeceğini vadetti, bu paralar sivil toplum kuruluşları ile ödenecekti ama büyük bölümü ödenmedi. Türkiye'nin sığınmacılarla ilgili 40 milyar dolar harcaması oldu. Bu devede kulak bile değil. Türkiye'ye tanınması gereken siyasi imtiyazlar vardı. Bunlar nelerdi? Vize muafiyeti, gümrük birliğinin güncellenmesi ve iki yılda bir AB-Türkiye Zirvesi'nin yapılması ve sığınmacı programlarına mali destek sağlanmasıydı. Avrupa Birliği bu yükümlülüklerinin hiçbirine uymadı"
ULUSLARARASI CEZA MAHKEMESİ NEDİR?
Uluslararası Ceza Mahkemesi (kısaca UCM), kuruluş belgesi Roma Statüsü olan, savaş suçları, insanlığa karşı işlenen suçlar, soykırım suçları ve saldırı suçlarına bakan uluslararası bir mahkemedir. 1 Temmuz 2002 tarihinde kurulmuş ve 11 Mart 2003 tarihinde çalışmaya başlamıştır. Mahkeme binası "Ev Sahipliği Anlaşması" yaptığı Hollanda'nın Lahey kentinde bulunmaktadır.