Asgari ücret “en düşük” gelir olarak ülkeler tarafından uygulanmaktadır. Kamu, özel sektör ve işçi temsilcileri arasında yürütülen müzakereler sonrası belirlenen asgari ücret enflasyon oranına göre ayarlanabilirken, ülkeler kendi iç şartlarına göre asgari ücreti belirleyebilmektedir. Ülkeler bütün şehirlerde geçerli tek bir asgari ücret uygulayabilirken farklı şekillerde uygulamalar da mevcuttur.
Örneğin ABD ve Çin, eyaletlere göre asgari ücretleri ayarlamaktadır. Mısır, Cezayir ve Tunus gibi ülkeler ise bütün şehirlerde tek bir asgari ücret belirlemektedir. Bu ülkeler yıllık olmamakla birlikte farklı zaman dilimlerinde asgari ücrete zam yapabilmektedir. Örneğin Mısır’da asgari ücret üç yıllık aralıklarla ayarlanmıştır. Avrupa ülkelerinde de asgari ücret enflasyon oranına göre yıllık olarak değişebilmektedir.
Türkiye ise altı aylık ayarlamalarla asgari ücrete son iki yıldır zam yapmaktadır. 2021’in başında 325 dolar civarında olan asgari ücret 2023’ün temmuz ayı itibariyle 483 dolara çıkarılmıştır. Cumhuriyet tarihinin en yüksek dolar bazlı rakamlarından biri olan temmuz ayı ücreti diğer ücretleri de yukarı çekebilir. Ancak enflasyonun tekrar tek haneli rakamlara düşürülmesiyle asgari ücret artışı daha kalıcı hale getirilebilir.
Toplum-kamu ilişkileri geçmişten günümüze değişerek ve dönüşerek geldi. Ücretler meselesi ise taraflar arasındaki ilişkilerin yapısını, yönünü ve şeklini belirledi. Asgari ücret olarak günümüzde uygulanan kamu ve toplum yararına olan politika 20. yüzyılda çalışan kesimler üzerinden olumlu etki yarattı. İşverenlere karşı müzakere etme yetenekleri daha güçsüz durumda olan çalışanlar kamu tarafından gözetilerek refah seviyeleri artırılmaya çalışıldı.
Yeni Zelanda ve Avusturalya’da ilk asgari ücret uygulamaları 19. yüzyılın sonunda bir kamu politikası olarak işleme alındı. Daha sonra İngiltere, ABD ve Sovyetler Birliği’nde asgari ücret belirleme ve çalışma saatlerini kısıtlama yollarına gidildi. Asgari ücretin bir alt ücret olarak ulusal bir politik bütünlük kazanması ise 1960’lar sonrası Hollanda, Fransa ve İspanya’da gerçekleşti. Birleşmiş Milletler ve Uluslararası Çalışma Örgütü gibi uluslararası kurumlar ise İkinci Dünya Savaşı sonrası asgari ücretin alt bir sınır olarak belirlenmesi ve ülkelere göre işleme alınması için çalışmalar yürütmektedir.
Asgari ücretin ülke şartlarına, sosyal koşullara ve ihtiyaçlara göre belirlenmesi de uluslararası bir standart olarak kabul görmektedir. Günümüzde asgari ücret uygulamasını hala daha işleme almamış olanlar da bulunmaktadır. Bunlar arasında Batı Asya ve Afrika ülkeleri öne çıkmaktadır.
Ülkelerin asgari ücret politikalarında önemli bir ayrışmanın yaşandığı alan da asgari ücretten alınan vergiler üzerinden gerçekleşmektedir. Türkiye asgari ücretten vergi almayan ülkeler arasında başı çekerken birçok ülke asgari ücretli kesimden vergi almaktadır. Bu ülkelere ABD, Romanya ve Macaristan’ı örnek olarak vermek mümkündür.
Türkiye’deki ücret politikaları enflasyonist baskı dönemleri hariç tutulduğunda belli bir artış trendini yakalamıştır. Ancak 1970’lerin sonlarından itibaren TL bazlı artışlar enflasyona karşı yeterince alım gücünde yükselişi sağlayamamıştır. 2002’de 137 dolar seviyesinde bulunan asgari ücret ilerleyen yıllarda ciddi anlamda yükseliş trendi içerisine girmiştir. 2023’ün Ocak ayında 455 dolar ile zirveye ulaşan asgari ücret temmuz ayında yapılan zam ile 483 dolara çıkarılmıştır. Ancak TL’de yaşanılan zayıflama asgari ücretin dolar bazlı olarak 440 dolara geri çekilmesine neden olmuştur.
Asgari ücret Türkiye gibi gelişmekte olan ülkelerde en düşük ücret olarak önem taşımaktadır. Çalışan-işveren arasında bir denetleyici ve kural koyucu olarak kamu, asgari ücrete yapılan zamlarla enflasyona karşı ücretli kesimlerin alım güçlerini artırmaya çalışmaktadır. Türkiye’de asgari ücretlere paralel olarak ortalama ücretler de artış göstermiştir. Günümüzde 700-750 dolar civarında olan ortalama ücretler birçok gelişmekte olan ülkenin ilerisinde bulunmaktadır. Fakat gelişmiş ülkelerle arada bir farkın da olduğunu söylemek mümkündür.
Türkiye’de 2020-2023 yılları arasında asgari ücrete ciddi oranda zamlar yapıldı. 2020’te 2324 lira olan asgari ücret 2023’de 11402 liraya kadar yükseldi. Türk lirası bazlı artışa kıyasla asgari ücret 332 dolardan 483 dolara çıkarak yüzde 45’ten fazla artış gösterdi. Döviz kurlarındaki değişime bağlı olarak farklı sonuçları elde etmek de mümkün ancak kamunun asgari ücret politikasının artış merkezli olduğu görülmektedir. Buna paralel olarak ortalama ücretler de artış trendi içerisinde yükselmiştir.
Küresel enflasyonist baskı ise ücretler üzerinde dünya genelinde bozulmalara neden olmuştur. Devletlerin artış yönlü asgari ücret politikalarını işleme alması belli oranda çözüm getirse de henüz enflasyonist baskının sürmesi ücretler üzerinde negatif etkilere sebebiyet vermektedir. Bu sürecin Türkiye’yi de etkilediğini söylemek mümkündür. Kamunun artış merkezli ücret politikasını enflasyon odaklı politikalarla güçlendirmesi özellikle alım gücü üzerinde ciddi bir etki yaratma potansiyeline sahiptir. Yeni ekonomi yönetiminin fiyat istikrarı odaklı yaklaşımı da bu açıdan değerlendirilebilir. İstihdam, büyüme ve ihracat gibi olguları geri plana itmeyen ancak fiyat istikrarını önceleyen yeni ekonomi politikası asgari ve ortalama ücretlerde yaşanılan artışları daha kalıcı hale getirebilir. Sonuç itibarıyla asgari ücret artışı ortalama ücretleri yukarıya taşıyacaktır fakat fiyat istikrarı odaklı politikaların başarıya ulaşmasıyla alım gücündeki yükseliş daha fazla hissedilebilir.