Unutulan bağ: Sıla-i Rahim

04:006/10/2025, Pazartesi
G: 6/10/2025, Pazartesi
Yeni Şafak
Arşiv.
Arşiv.

Beyzanur Yılmaz / Eğitimci, İlahiyatçı Yazar

Hayatın telaşı içinde en çok ihmal ettiğimiz şeylerin başında aile bağları geliyor. İş, okul, şehir hayatının yoğunluğu, teknolojinin sunduğu sanal meşguliyetler… Her biri bizi sevdiklerimizden uzaklaştırıyor. Oysa insanın dünyadaki en doğal bağı, doğduğu aile ve geniş akraba çevresidir. Bu bağın canlı tutulması, sadece kültürel bir gelenek olmayıp, aynı zamanda dinî, ahlaki ve psikolojik bir sorumluluktur. İşte bu noktada “sıla-i rahim” kavramı devreye giriyor.

ALLAH’TAN SAKININ!

Sıla-i rahim, kısaca akrabaları ziyaret etmek, onlarla ilgilenmek, bağları koparmamak ve imkanlar nispetinde yardımlaşmak demektir. İslam kültüründe bu kavram öylesine önemlidir ki, Kur’an’da Allah’a itaat ile birlikte zikredilmiştir:

“Allah’tan sakının ve akrabalık bağlarını koparmaktan çekinin. Şüphesiz Allah, üzerinizde gözetleyicidir.” (Nisâ, 1)

Başka bir ayette ise bağları koparmanın toplum için yıkıcı bir tehlike olduğuna dikkat çekilir:

“Allah’ın, korunmasını emrettiği bağları koparanlar ve yeryüzünde bozgunculuk yapanlar var ya, işte lânet onlara, yurdun kötüsü de onlar içindir.” (Ra‘d, 25)

Peygamber Efendimiz (s.a.s.) de sıla-i rahimin değerini sık sık vurgulamıştır. Bir hadiste şöyle buyurur:

“Sıla-i rahim yapanın ömrü bereketlenir, rızkı artırılır.” (Buhârî, Edeb, 12)

Yine başka bir hadiste, akrabalık ilişkilerini koparmanın Allah katında ne denli ağır bir durum olduğu şöyle ifade edilmiştir:

“Akrabalık bağı (rahim), Arş’a tutunmuş ve şöyle demiştir: ‘Beni gözeten kimseyi Allah da gözetsin, beni koparan kimseyle Allah da bağı kessin.” (Müslim, Birr, 17)

Günümüzde akrabalar arasındaki muhabbetin azalmasının ardında sadece zaman darlığı değil maddi ve manevi pek çok sebep bulunmaktadır. Ekonomik sıkıntılar, gelir farklılıkları, miras anlaşmazlıkları veya güncelde siyasi görüş farklılıkları, akrabalar arasında yanlış anlaşılmalara ve mesafelere yol açabiliyor. Manevi açıdan ise kibir, gurur, kırgınlıklar ve küçük meseleleri büyütme eğilimi ilişkileri zedeleyen önemli etkenlerdir. Özellikle ince düşünen, hassas kalpli bireyler, karşı tarafın söz veya davranışından hayli etkilenerek bu durumdan fazla yaralar alabiliyor. Oysa hoşgörü, sabır ve empati ile bu tür durumların aşılabilir; küçük yanlış anlaşılmalar büyük kırgınlıklara dönüşmeden giderildiğinde sıla-i rahim ruhu yeniden güçlenebilir.

STRESLE BAŞA ÇIKMADA ETKİSİ BÜYÜK

Bugün bu sorumluluğu ne kadar yerine getirebiliyoruz? Ne yazık ki modern hayat, insanları kendi küçük çekirdek ailelerine hapsetti. Eskiden aynı sokakta oturan akrabalar, birbirine gün aşırı uğrar, düğün-dernek birlikte yapılır, acılar birlikte göğüslenirdi. Şimdi aynı şehirde oturduğumuz kardeşimizle bile ayda bir görüşemez hale geldik. Bayram ziyaretleri ise çoğu aile için sadece bir “formalite” olarak kaldı. Halbuki akrabalık ilişkileri sadece özel günlerde hatırlanacak bir yükümlülük değildir. Hayatın olağan akışı içinde canlı tutulması gereken bir bağdır.

Psikoloji alanında yapılan araştırmalar da bunu doğruluyor: Aile bağları güçlü olan bireylerin stresle başa çıkma kapasiteleri daha yüksek, hayat memnuniyetleri daha fazladır. Akrabalık ilişkilerini koparan bireyler ise yalnızlık, değersizlik ve aidiyet eksikliği gibi sorunlarla daha fazla yüzleşiyor. Kısacası sıla-i rahim sadece dinî bir emir olmanın yanında insan ruhunun da bir ihtiyacıdır.

Peki sıla-i rahimi ihya etmek için ne yapabiliriz? Öncelikle, ziyaretleri sadece bayramlara hapsetmemek gerekir. Telefon ya da mesaj, elbette bir bağ kurma yöntemidir; ancak hiçbir şey yüz yüze görüşmenin yerini tutmaz. Zaman zaman halimizi sormak, bir çay içmek, bir sofrayı paylaşmak, akrabalar arası muhabbeti diri tutar. Ayrıca, modern dünyanın sunduğu araçları da doğru kullanmak mümkündür. Uzakta yaşayan akrabalarla görüntülü görüşmek, ortak gruplar kurarak iletişimi sürdürmek birer imkândır. Yeter ki niyet olsun.

KALBE ŞİFA

Unutulmaması gereken bir nokta da şudur: Sıla-i rahim sadece yakın ve anlaşabildiğimiz akrabalarla sınırlı değildir. Hz. Ali (r.a.) şöyle der:

“Akrabalık bağı, sevgiyi çoğaltır, malı bereketlendirir, ömrü uzatır.”

Hadislerde ise, akrabalık bağı koparanla bile ilişkiyi sürdürmenin önemi vurgulanmıştır:

“Gerçek sıla-i rahim, akrabalarından gördüğü iyiliğe karşılık verene değil, kendisiyle ilişkisini kesene karşı ilişkiyi sürdürenedir.” (Buhârî, Edeb, 15)

Velhasıl, sıla-i rahim bir hatırlama ve hatırlatılma eylemidir. İnsan akrabasını aradığında aslında kendi varlığını da anlamlandırır. Bir telefon, bir ziyaret, bir tebessüm, belki de hem akrabamızın hem de bizim kalbimize şifa olacaktır. Hayat kısa, yol uzun. Köklerimizi canlı tutmak, geleceğe sağlam adımlarla yürümek için akrabalık bağlarına yeniden sarılma zamanı…



#Aile
#Toplum
#Aktüel