Silikon Vadisi'nin popüler girişimleri ilk aldıkları yatırımdan yaklaşık 10 yıl sonra halka açılmayı başarabilirken, Çinli girişimler ise bu süreyi 5 yılın altına indirmiş durumda. Girişimlerin yaptıkları işin sürdürülebilir olmasının finansmana erişim ve halka arzdan geçtiği biliniyor. Bu iki temel gerçeğin, yakın bir gelecekte dünyanın farklı noktasındaki girişimleri Çin'e yönlendirmesi sürpriz olmayacaktır. Böle bir durumda, ekosistemin tahtının da Silikon Vadisi'nden Çin'e geçmesi bekleniyor.
Dünyanın farklı noktalarındaki girişimlerin arasında belirgin farklar olsa bile, coğrafyadan bağımsız olarak tüm girişimlerin ortak beklentisi yatırım çekebilmektir. Bu doğrultuda, yatırımcı bulmanın nispeten kolay olduğu ekosistemlere de farklı ülkelerden girişim göçü yaşanıyor. Bu adreslerden en büyüğü kuşkusuz ABD'nin Kaliforniya Eyaletinde yer alan Silikon Vadisi. Ne var ki, yaklaşık 50 yıldır devam eden bu tablo, yakın bir gelecekte değişebilir. Çünkü dünyanın doğusundaki girişimlerin finansmana erişim süresi son yıllarda batılı rakiplerine fark atmaya başladı.
Habertürk'ün haberine göre, dünyanın en kalabalık ülkesi Çin'de, bir girişimin hayat döngüsünde en önemli mihenk taşı kabul edilen halka arz süreleri dikkat çekiyor. Öyle ki, Silikon Vadisi'nde bir şirketin kuruluşundan halka arzına kadar en az on yıl geçerken, Çin'de henüz birkaç yıllık girişimlerin halka açıldığı görülüyor. Çin'de gerçekleştirilen en büyük halka arzlar incelendiğinde, ilk yatırım aldıktan halka arza kadar geçen ortalama sürenin 3 ile 5 yıl arasında olduğu görülüyor.
Yine bir başka Çinli girişim Nio, ürettiği elektrikli otomobilleri ile yatırımcısını ikna etti ve Seri A yatırımından 3.5 yıl sonra milyar dolarlık halka arz gerçekleştirdi. Öyle ki, ilk aracını henüz Haziran ayında üreten bir firma bile, milyar dolarlık bir halka arz gerçekleştirmiş durumda. Tesla ile karşılaştırıldığında, Nio'nun kat ettiği mesafenin önemi daha net anlaşılıyor.
Dropbox, Eventbrite ve Docusign gibi popüler Amerikan girişimlerinin ilk yatırımlarının üzerinden 10 yıldan fazla zaman geçtikten sonra halka açılmayı başarabildikleri düşünüldüğünde, Çinli firmaların bu süreci ne kadar hızlı tamamladıkları daha net bir şekilde anlaşılıyor.
Bu tabloda pazar yapısı, devlet destekleri ve yatırımcı profili gibi etkenler kuşkusuz büyük bir yer tutuyor, fakat buna rağmen Çinli girişimlerin finansmana erişim hızı baş döndürüyor.
Girişimlerin çıkış sürelerinin uzunluğu, yani bir girişimin değerini bulup başka bir kişi/firma tarafından satın alınmasına kadar geçen süre, yatırımcının kararını önemli ölçüde etkiler. Bu durumu bir de, risk sermayesi şirketlerinin performansını ölçmek için kullanılan İç Verim Oranı (IRR) hesabına göre irdeleyelim.