Türkiye'nin ulaştırma ve enerji başta olmak üzere çeşitli alanlarda gerçekleştirdiği reformların Afrika için de model olabileceği ifade ediliyor. Bu kapsamda, kıtada yürütülecek liman, kara yolu, demir yolu, hidroelektrik ve termik santrallerle ilgili yatırımlarda Türk iş dünyasının da rol üstlenebileceği belirtiliyor. Birleşmiş Milletler (BM) tarafından 20 Kasım ‘Afrika'nın Sanayileşmesi Günü’ olarak kabul ediliyor.
BM ve Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK) verilerine göre, dünya nüfusunun yaklaşık yüzde 16'sının yaşadığı Afrika, küresel gayrisafi yurt içi hasılanın yüzde 2,5'ini temsil ediyor. Kıta, barındırdığı potansiyele rağmen uluslararası ticaret ve küresel imalattan yaklaşık yüzde 2 pay alıyor. Sanayileşmenin, Afrika ülkelerinin yüksek büyüme oranlarını yakalama ve ekonomilerini çeşitlendirerek dış şoklara maruz kalmalarını engelleme yolunda büyük önem taşıdığı belirtiliyor. Afrika'nın kalkınması için tarıma ve doğal kaynakların işlenmesine dayalı ekonomik yapının, imalat ve turizm gibi endüstriyel sektörlerin ağırlıklı olacağı bir yapıya dönüştürülmesi gerektiği vurgulanıyor.
DEİK Türkiye-Afrika İş Konseyleri Koordinatör Başkanı Tamer Taşkın, Türkiye'nin Afrika'daki gelişim planını, gelecek 50 yılı kapsayacak şekilde, kıtanın sosyoekonomik dönüşümünü sağlamak amacıyla kazan-kazan ilkesi üzerine kurması gerektiğini söyledi. Sadece verimsiz ve bilgisiz tarımla madenciliğin olduğu, her şeyin ithal edildiği 54 ülkeli kıtada Türkiye'nin çok şey başarabileceğini belirten Taşkın, "1980'lerden sonra Türkiye'de yapılan reformlar ve sanayi hamleleriyle ülkemizin başarı tecrübelerini Afrikalı dostlarımızla paylaşmalıyız. Türkiye'nin sanayileşme tecrübesi Afrika'ya örnek olacaktır" şeklinde konuştu.
Taşkın, Afrika'nın tarımsal üretim için ihtiyaç duyduğu teknolojinin Türkiye'de olduğunu dile getirerek, şunları kaydetti: "Türkiye'nin en büyük gücü sanayisidir. Türk mallarının Afrika'daki imajı 'Avrupa kalitesinde, Uzakdoğu fiyatında' şeklindedir."