Balıkesir'in Bandırma ilçesinde 20 bin dönüm arazide kurulu olan ve 75 yıldır Türk hayvancılığını geliştirmek için çalışmalar yürüten Koyunculuk Araştırma Enstitüsü, damızlık koç temin etmek isteyen yetiştiricilerden yoğun talep görüyor.
"Merinos Yetiştirme Çiftliği" olarak 1943 yılında Bandırma'da kurulan enstitü, zaman içinde birkaç kez isim değiştirmesinin ardından 2015 yılından beri "Koyunculuk Araştırma Enstitüsü" adıyla faaliyetlerine devam ediyor.
Yaklaşık 75 yıldır merinos cinsinin ıslahının yapıldığı kurumda son 20-25 yılda bölgeye uygun etçi ırk olan Bandırma koyunu geliştirildi. Kurumdaki araştırma faaliyetlerinin dışında yetiştiricilerin damızlık ihtiyacı da karşılanıyor.
Enstitü Müdürü Deniz Soysal, yaptığı açıklamada, Türkiye'de 50 araştırma enstitüsü bulunduğunu, faaliyet alanı hayvancılık olan az sayıdaki araştırma enstitüleri arasında yer aldıklarını belirtti.
Soysal, enstitüde araştırma faaliyetlerinin dışında bitkisel üretim de gerçekleştirildiğine işaret ederek, "Arazimizin 15 bin dekarında bitkisel üretim yapılıyor. Hayvanlarımızın ihtiyacı olan kaba yem ve yetiştiricilerimizin tohumluk ihtiyacını karşılıyoruz. Sertifikalı tohum üretiyoruz" diye konuştu.
Enstitünün, ülkeye merinos ırkının getirilerek o dönem ordunun yünlü kumaş ihtiyacını sağlama amacıyla kurulduğunu anlatan Soysal, şöyle devam etti:
"Kuruluşundan bugüne de merinos ırkının ıslahını yapıyoruz. Bu alanda da oldukça başarılıyız. 75 yıllık ıslah sürecinde oldukça başarılıyız. Sadece Karacabey merinosunun ıslahıyla uğraşmadık. Son 20-25 yıllık süreçte bölgemize uygun etçi ırk geliştirme çalışmamız da oldu. 'Bandırma koyunu' dediğimiz etçi ırkı bölge yetiştiricilerimize kazandırdık. Bu anlamda yetiştiricilerimizin damızlık ihtiyacında ilk başvurdukları kurumuz. Yetiştiricilerimiz ilk buraya gelir. 75 yıldır nisan ayının ilk çarşambası Türkiye'nin birçok bölgesinden yetiştiriciler buradan koç almak için mücadele ediyor."
Soysal, kurumda farklı ırklarda yaklaşık 5 bin koyunun bulunduğunu belirterek, "Karacabey merinosu ırkı sürümüzün çoğunluğunu oluşturuyor. İkinci sırada ise Bandırma koyunu. Asli görevimiz araştırma olduğu için yılda çok fazla damızlık veremiyoruz ama her geçen yıl kapasitemizi artırıyoruz. Daha önceki yıllarda damızlık sayımız 500'ü geçmiyordu son 2 yıldır bu rakam bine kadar çıktı. Çok yoğun talep alıyoruz." ifadelerini kullandı.
Soysal, mandanın süt veriminin yükseltilmesine ilişkin çalıştıklarını vurgulayarak, "Mandanın dışında gücünden dolayı tarlalarda sabana sürülen, Marmara ve Ege bölgelerine has yerli 'boz sığır' ırkının neslinin korunması için çalışıyoruz. Bu çerçevede sığır sayısı 20'den 350'ye yükseltildi. Ayrıca sahada yetiştiricilerimizin sürülerine damızlık takviyesi yapıyoruz" dedi.