Ticaret Bakanı Ömer Bolat, İklimsel Kalkınma Zirvesi'nde net sıfır karbon eylem planı ile ilgili önemli açıklamalarda bulundu. "Hükümetimiz 2053 yılına kadar net sıfır karbon hedefini benimsemiş ve bu hedef doğrultusunda yeşil mutabakat eylem planını yürürlüğe koymuştur" diyen Bakan Bolat, "2026 yılı başında yürürlüğe girecek Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması küresel ticaret sisteminde çok önemli bir dönüm noktası olacaktır" ifadelerini kullandı
İş dünyası ve STK temsilcilerinin yer aldığı programda zirvenin yeni dönemdeki politikalara önemli katkılar sağlayacağı vurgusu yapan Bakan Bolat, küresel ticaretin karbon ayak izini azaltmaya yönelik standartlar ve düzenlemelerle önemli bir dönüşüm geçirdiğini belirterek, bu dönüşüm ve düzenlemelerin hem ekonomiye hem de üretim süreçlerine için önemli fırsatlar barındırdığını söyledi. Bakan Bolat ayrıca, mevcut sürecin ekonomideki rekabetçiliği arttırarak ihracatımızın sürdürülebilir büyümesine de katkılar sağlayacağını kaydetti.
Bolat, 2019 yılında Avrupa Birliği'nin Yeşil Mutabakata Uyum Programı yol haritasını açıkladığını ifade ederek, Biz de Türkiye olarak hemen ardından 2021 yılında Paris anlaşmasını onayladık. Hükümetimiz 2053 yılına kadar net sıfır karbon hedefini benimsemiş ve bu hedef doğrultusunda yeşil mutabakat eylem planını yürürlüğe koymuştur. Bu kapsamda tüm paydaş kurumlarla birlikte şirketlerimizin de enerji verimliliğini arttırmasını kaynakların daha etkin kullanılmasını ve dijital dönüşümünü gerçekleştirmesini teşvik ediyoruz ve hedefliyoruz. Bu desteklerle özellikle ihracatçılarımızın uluslararası standartlara uyum sağlamasını kolaylaştırmayı amaçlamaktayız” açıklamasında bulundu.
Karbon nötr bir ekonomik yapıya geçiş için öncü teknolojilere yatırımlar yaptıklarına da dikkati çeken Bolat, “Elektrikli araçlar yenilenebilir enerji sistemleri, ve batarya teknolojileri gibi alanlarda atılan adımlar Türkiye'nin küresel rekabet gücüne de büyük katkılar sağlayacaktır. Enerji alanında kıymetli bakan yardımcımız konuşmasında ortaya koydular. Türkiye bundan 20 yıl önce hiç konuşulmayan rüzgar enerjisi, güneş enerjisi, jeotermal enerji gibi alanlarda yaptığı büyük ataklarla toplam enerji üretimimizin yüzde 16'sını bu üç kaynaktan hidroliği de kattığımızda yüzde 40'ın üzerinde bir enerji üretimini yenilenebilir temiz enerji kaynaklarından sağlamayı başarmıştır” ifadelerine yer verdi.
Bakan Bolat, yeşil dönüşümün sadece bir çevre politikası olmadığını aynı zamanda bir büyüme stratejisi olduğunu söyleyerek, düşük karbonlu sanayi modellerine geçiş yaparken fosil yakıtları olan bağımlılığın azaltıcı, enerji arz güvenliğini ise arttırıcı politikalar yürüttüklerini dile getirdi.
İklim değişikliğiyle mücadele konusunda uluslararası işbirliğinin hayati önemde olduğu bilincinde olduklarını dikkati çeken Bolat, Türkiye olarak hem milli hem de uluslararası düzeyde bu iklim değişikliğiyle mücadeledeki hedeflere ulaşmak için işbirliğine açık bir yaklaşım sergilediklerinin altını çizdi.
Yeşil dönüşüm sürecinde alınan bazı tedbirlerin tek taraflı ticari tedbirler haline dönüşmemesi gerektiğini de vurgulayan Bolat, “Hepimizin malumu Avrupa Birliği küresel ölçekte yeşil dönüşüm sürecine önemli öncülük eden aktörlerden birisidir. AB'nin 2019 yılında ilan ettiği yeşil mutabakat ile yalnızca karbon emisyonlarını azaltmayı değil ticaret ortaklarını da bu sürecin bir parçası haline getirmeyi amaçlamaktadır. Bu bağlamda, 2026 yılında tam olarak uygulanmaya başlanacak olan Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması (SKDM), küresel ticaret sisteminde önemli bir dönüm noktası olacaktır. Çünkü SDKM, karbon yoğun ürünlerin AB'ye ithalatında karbon vergisi uygulanmasını öngören bir mekanizmadır. İlk aşamada demir çelik, alüminyum, çimento, elektrik ve gübre gibi sektörleri ciddi bir şekilde etkileyecek bu düzenleme, Avrupa Birliği ülkelerine ihracat yapan ülkelerin karbon emisyonlarını azaltma ve üretim süreçlerini daha sürdürülebilir hale getirmiştir” diye konuştu.
Türkiye açısından ‘Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması' düzenlemesinin çok hayati önemde olduğunu dile getiren Bolat, “Toplam ihracatımızın yüzde 41'ni Avrupa Birliği 27 üye ülkesine yapmaktayız. SKDM kapsamına giren bu bahsettiğim ürünler özelinde baktığımızda Avrupa Birliği'ne 2023 yılında yaptığımız ihracat miktarı 9 milyar 800 milyon dolardı. Dünyaya ise bu ürünlerde yaptığımız ihracat da 23 milyar 300 milyon dolar mertebesindedir. Bu kapsamda 2023 yılında söz konusu bu 5 sektördeki ürünlerde AB'ye yaptığımız ihracat dünyaya aldığımız ihracatın içinde yüzde 42'lik bir pay oluşturmaktadır. Bu durum Türkiye'nin karbon yoğun sektörlerdeki ihracatında yeni maliyetlere ve raporlama gerekliliklerine mecbur bırakmaktadır” şeklinde konuştu.
Avrupa Birliği'nin mevcut politikalarının yalnızca çevreyi koruma amacı taşımadığını aynı zamanda küresel ticaretin kurallarını da yeniden şekillendirdiğini işaret eden Bolat, “Burada bizim Türkiye olarak inandığımız ve Avrupa Birliği yetkililerine her fırsatta söylediğimiz söz şudur. Tek taraflı ve ayrımcı ticari tedbirler haline gelmemelidir bu düzenlemeler. Avrupa Birliği tarafından uygulamaya konulan sınırda karbon düzenleme tedbirler küresel ticaret sisteminin kurallarına tam uyumlu şekilde tasarlanmalıdır. Kendi ulusal üretimlerini koruyucu, ayrımcı bir nitelik taşımamalıdır” vurgusunu yaptı.
Bakan Bolat, Türkiye'deki ticaret sektörlerinin yaşanan gelişmelerden olumsuz etkilenmemesi için ilgili sektör paydaşlarıyla yakın işbirliği içinde çalışmalarını sürdürdüklerini de aktardı.
Uluslararası ticaret sisteminin adil ve kapsayıcı bir şekilde ilerlemesi hem çevresel sürdürülebilirlik hem de ekonomik işbirliği açısından kritik önem içerdiğini söyleyen Bakan Bolat, “Gelişmiş ülkelerin karbon emisyonlarını tarihsel sorumluluklarını hatırlayarak gelişmekte olan ekonomilere, ülkelere adil finansman, teknoloji transferi ve teknik yardım gibi mekanizmaları sağlamaları gerektiğine Türkiye olarak inanıyoruz. Bu çerçevede Avrupa Birliği ile sahip olduğumuz gümrük birliği yapısının modernizasyonu görüşmeleri kapsamında çevreye duyarlı üretim ve ticaret hedefleriyle uyumlu stratejiler geliştiriyoruz. Avrupa Birliği ile yürütülen teknik ve siyasi düzeydeki işbirliği mekanizmaları bu dönüşüm sürecinde Türkiye'nin çıkarlarını koruyacak şekilde ilerlemektedir.
İhracatçıların SKDM uyum sağlamalarını kolaylaştırmak için çeşitli destek mekanizmaları oluşturduklarını da kaydeden Bolat, şu ifadelere yer verdi: “Bu çerçevede üç temel aşamadan oluşan bir danışmanlık sistemi olan ‘Responsible' Sorumluluk Destek Programını hayata geçirdik. Program kapsamında ihracatçılarımıza karbon ayak izlerini azaltmak, süreçlerini dijitalleştirmeleri ve enerji verimliliklerini arttırmaları için rehberlik ediyoruz. Burada alacakları eğitim ve danışmanlık hizmetleri kapsamında kendilerine yaptıkları giderler için 5 yıl boyunca yüzde 50 oranında ve toplamda 10 milyon Türk lirasına kadar hibe destekler Ticaret Bakanlığımızca verilmektedir. Böylece karbon raporlama standartlarına uyum sağlamak ve Avrupa Birliği'nin talep ettiği çevre standartlarını karşılama konusunda önemli kolaylık elde edeceklerdir.”