Çevre ve Şehircilik Bakanı Mehmet Özhaseki, "Yapı kayıt belgesiyle vatandaş devletiyle artık helalleşiyor, rızalaşıyor, barışıyor. Soruşturmalar, mahkemelik durumlar, ihtilaflar tamamıyla bitiyor." dedi.
Bakanlık binasında basın toplantısı düzenleyen Özhaseki, TBMM'ye sevk edilen yasa tasarısı içinde yer alan imar barışı düzenlemesine ilişkin detayları paylaştı.
Özhaseki, Türkiye'de bağımsız yapı sayısının yaklaşık 9 milyon 554 bin, bağımsız birim sayısının da 26 milyon 358 bin civarında olduğunu söyledi.
Bunların ne kadarının ruhsatlı, iskanlı veya iskana aykırı olduğu konusunda ciddi bir veriye sahip olunmadığını anlatan Özhaseki, "Bizim çıkarabildiğimiz sonuç Türkiye'deki toplam bağımsız birimin yüzde 50-60 arasında bir imara aykırılık söz konusu. Bu binaların büyük çoğunluğu 2000'den önce yapılmış binalar. Bu yapılarda daha çok dar gelirli insanlarımız oturmakta ve onların da sorunları gittikçe büyümekte." ifadelerini kullandı.
Vatandaşın Hazineye ait mülkler üzerinde ev yapması, kadastral hatalardan kaynaklı hak kayıplarının oluşması, tapusunu zamanında alamaması gibi sorunlar yaşandığını anlatan Özhaseki, Türkiye'de en uzun süren davaların Tapu ve Kadastroya ilişkin davalar olduğuna işaret etti.
Konutların yanı sıra organize sanayi bölgeleri dışında kalan fabrikalarla ilgili de iskandan kaynaklı sorunlar yaşandığına dikkati çeken Özhaseki, en önemli sorunun ise deprem tehlikesi olduğunun altını çizdi.
Türkiye topraklarının yüzde 66'sı, nüfusun yüzde 71'inin birinci ve ikinci derece deprem bölgelerinde yaşadığına değinen Özhaseki, deprem karşısında tedbir alınmasının önemini vurguladı.
Özhaseki, en az 13 milyon bağımsız birim sahibinin devletle ihtilaflı olduğunu ve yıkım ya da para cezasıyla karşı karşıya kaldığını dile getirerek, bu konuda yürürlükte 4 mevzuat olduğunu anımsattı.
Belediyelerin de burada müfettişlerden kurtulabilmek için kendi ilçesinde ihaleye çıktığını anlatan Özhaseki, 100-150 bin konutu yıkacak kimse gelmediği için ihalenin düştüğünü ve belediyelerin 3 ayda bir yıkım ihalesine çıkmayı rutin hale getirdiğini aktardı. Buradaki sorunun çözülmesi gerektiğini vurgulayan Özhaseki, çıkarılan kanun teklifine diğer partilerle de sohbet toplantılarında aynı fikirde olduklarını gördüklerini anlattı.
Kanun teklifine ilişkin bilgi veren Özhaseki, şöyle konuştu:
Bu konuda bedelleri artırmaya, düşürmeye, kademelendirmeye veya başvuru süresini uzatmaya Bakanlar Kurulunun yetkili olduğunu kaydeden Özhaseki, kayıt belgesi bedelini ödedikten sonra vatandaşın elektrik, su, doğalgaz gibi kamu hizmetlerinin hepsinden rahatça yararlanacağını bildirdi.
"Yıkım kararları, idari para cezaları varsa bunlar düşüyor." diyen Özhaseki, şunları söyledi:
"Yapı sahipleri, özellikle bir çok büyükşehirimizde binlerce yapı sahibi kat mülkiyetine geçememişler. Kat irtifakı kurulamadığı için de bunu ekonomik değer olarak verememişler. Eğer kendi içlerinde yüzde 50'yi aşan bir oranda müracaatları olursa kat sahiplerinin, kat irtifakına geçebilecekler. Kat mülkiyetini ayrı ayrı kurabilecekler. Herkes arsadan tapu yerine, dairesinin tapusunun sahibi olmuş olacak. Kentsel dönüşüm için de yapı kayıt belgesini aramaya devam edeceğiz. Eğer Hazine taşınmazı üzerinde vatandaşlar var ise, ki var, bizler biliyoruz. Hatta bir çoğu buralara para vererek, senetle almış zaten. Bunlar da direk müracaat ile bizden oturduğu yerin tapusunu alabilecekler."
Bu düzenlemeye "imar affı" değil "imar barışı" demelerinin sebebini anlatan Özhaseki, "Bu bizim hazırlamış olduğumuz yapı kayıt belgesi bu yapıların yenilenmesi halinde sahibine bir hak sağlamıyor, bir müktesep oluşturmuyor. Eğer yapı sahibi, yapıyı yıkıp da yeniden yapmak istiyorsa belediyesine müracaat ediyor. Meri bir mevzuat var. Oradan izin alarak yapmak durumunda. Hali hazırdaki fazlalığı veyahut da aykırılığı legal hale getirip de yeni bir hak sağlayarak, yıkıp aynısını yapacak imkan verilmiyor." dedi.
Yasanın 31 Aralık 2017'ye kadarki yapıları kapsadığını dile getiren Özhaseki, "Belki bundan sonrasıyla ilgili Plan Bütçe Komisyonunda uygun görülürse, yapanlar ve yaptıranlar hakkında en ağır ceza olarak düşündüğümüz ne varsa, bunun için de hapis cezası da olmak üzere bana göre Plan Bütçe Komisyonunda tartışılması gereken en önemli konu bu. Biz şimdi bir barış sağlıyoruz. Arkasından bu yapım işi devam edecekse işte ağır cezalar o zaman gelmeli diye düşünüyorum." ifadesini kullandı.
Özhaseki, bu yasanın sosyal ve ekonomik faydaları olduğuna işaret ederek, "Yapı kayıt belgesiyle vatandaş devletiyle artık helalleşiyor, rızalaşıyor, barışıyor. Soruşturmalar, mahkemelik durumlar, ihtilaflar tamamıyla bitiyor. Kendi evinde oturduğu yerde parasını ödeyerek kullanmış olduğu kamu hizmetleri dediğimiz su, elektrik, doğalgaz gibi hizmetleri de bundan sonra resmi olarak alabiliyor." diye konuştu.
Bazı yerlerde belediye başkanının gelip kendi partisinden olmayanları tespit edip ceza yazdığını belirten Özhaseki, düzenlemeyle vatandaşların üzerindeki bu tehlikenin de ortadan kalkacağını söyledi.
Yasa ile belediye başkanlarının kanuna karşı yaptıkları ihale listelerinin tamamıyla biteceğini vurgulayan Özhaseki, şunları kaydetti:
"Ekonomik faydası da hazine arazisi vatandaşa en uygun bedelle hazine sattığı için bir taraftan hazine kazanmış oluyor. Bir taraftan da vatandaş kendi evini, iş yerini yasallaştırıyor. Bunu gerekirse bankalar nezdinde bir değer haline geldiği için ekonomik olarak da kullanabiliyor. Burada ikinci bir fayda, bundan sonra belediyelerimiz arsa üzerinden değil, konut üzerinden veya iş yeri üzerinden vergi alabilecekler. Vergi kaybı da önlenmiş olacak. Üçüncü bir fayda da toplamda bir gelir elde edeceğiz. Bu gelir hakkında öngörülerimiz var ama. Bu önümüzdeki günlerde vatandaşın müracaatıyla ortaya çıkacak. Ancak her halde bu 40-50 milyarlardan aşağı olmayacak gibi gözüküyor."
Bu bedelin kentsel dönüşüm ve depreme hazırlık için kullanılacağının altını çizen Özhaseki, buradan elde edilen geliri belediyelere sıfıra yakın faizli, 3 yıl ödemesiz olarak kullandıracaklarını bildirdi.
Bunun böyle tekrar etmesiyle her yıl ortalama 500 bin bağımsız birimi yenilemeyi hedeflediklerini hatırlatan Özhaseki, "500 bin birimin yeniden yıkılıp yapılması demek, bugünkü şartlarda 100-150 milyar civarında piyasaya para girmesi demek. Bu da müthiş bir ekonomik getiri olarak önümüzde duruyor." diye konuştu.
Özhaseki, yapı denetimiyle ilgili bir düzenleme getirdiklerini anımsatarak, burada da denetimi yapacak firmanın elektronik ortamda sıralı sistemde belirlenmesini sağlayarak, yapıyı yapan ve denetleyen arasındaki bağı keseceklerini vurguladı.
Gazetecilerin sorularını da yanıtlayan Bakan Mehmet Özhaseki, imar barışından sonra depreme dayanıklı olmayan yapıların legal duruma geleceği yönündeki eleştirilere şu cevabı verdi:
"Bizim yapmış olduğumuz şey birincisi bir tespit. Elimizde ne kadar stok var, bunu görmeye çalışıyoruz, bunların durumunu anlamaya çalışıyoruz. Bu herhangi bir şekilde kimseye bir avantaj sağlamıyor. Depremsellik ayrı bir konu. Bu konuda 1960-1980'li yıllarda ruhsatını, iskanını almış hiç bir sıkıntısı olmayan bazı binaların depremde tam dayanıksız olduğunu biliyorum. Ama bazı yapıların da ruhsattan sonra iskan almadığı için kaçak durumuna düşmüş, sağlam olduğunu da biliyorum. Bu konunun depremsellikle çok ilgisi yok. Bizim yapmış olduğumuz konu sadece bir tespitten ibaret."
Özhaseki, belediyelere sıfır faizli kredi verirken malzemelerde de yerli ve milli olma şartı arayacaklarını ifade etti.
Bir gazetecinin, "İstanbul'da Avcılar'da 5 kat olan yerde 8 kat çıkılmış, 3 kat ilave çıkılmış, dubleks veya fazladan katlar yapmış. Bunlarla yüzde 3 bedelle barışmış mı olunacak? Boğaziçi'ndeki durumda yasaya tabi olacak mı?" sorusu üzerine Özhaseki, "Zaten devletin takdir ettiği bir ceza var, yüzde 3 diyoruz. Bağışlamıyoruz. Cezanın miktarı, az ya da çok dersiniz bir şey diyemem." dedi.
Burada sıkıntıda olan vatandaşın devletle ihtilaflı olanlar olduğuna dikkati çeken Özhaseki, bu kişilerin zaten yıkım ve para cezalarıyla karşı karşıya olduğunu, şimdi bu miktarı ödeyerek orada rahatça oturabilir hale geleceğini anlattı.
Bu işin bir istisnası olup olmayacağına ilişkin de Özhaseki, "Şu anda bir istisna maddesi koymadık. Bir çok şey var burada. Plan Bütçe Komisyonunda bunlar tartışılırken bir istisna maddesi, konur mu konmaz mı onu da kestiremiyorum." dedi.
Boğaziçi'ndeki mevzuata aykırı yapıların hatırlatılması üzerine Özhaseki, burada ortaya çıkacak imara ve iskana aykırılık sayısının bu çalışmanın 10 binde biri olacağını ifade etti. Özhaseki, "10 bin birimin işini çözerken, bir birimden dolayı bir şeyin feda edilmesi de asla doğru değildir. Orada da zaten değerinin çok üzerinde bir bedel alınarak verilecektir." diye konuştu.
Düzenleme için belirtilen tarihten sonraki yapılar için cezaların neler olacağına ilişkin bir soruya da Bakan Özhaseki, bunu komisyonun kararına bıraktığını belirtti.
Bir gazetecinin "Bugün itibariyle kişilerin arazileri çevirip, hak iddia edebileceklerine" ilişkin sözlerine Özhaseki, "Hava fotoğraflarıyla tespitli her şey. Şu anda bile çekilen hava fotoğrafları var. Gerek kendi kurumumuzun gerekse başka kurumlar tarafından. Ülkede bulunan yapıların tamamı birebir yapı olarak belli. Kimsenin bugün bir şey yapma ihtimali mümkün değil. Yaparsa da kanundan istifade etme imkanı sıfır." karşılığını verdi.
Evin yüzde 3'üne ilişkin usullerin yönetmeliklerle belirleneceğini ifade eden Özhaseki, "Gerekirse vatandaş rahat ödesin diye 3-5 taksit de yapacağız. Bizim gösterdiğimiz hesaba yönetmelikte uygun görülecek hesaba vatandaşın kolayca ödeyebileceği bir taksitlendirmeyle alacağız. İleride detaylar ve usuller yönetmeliklerle belirlenecek." dedi.