Bakan Uraloğlu, gazete ve televizyonların Ankara temsilcileri ve haber müdürleriyle TCDD Genel Müdürlüğü'nde bir araya gelerek gündeme ilişkin soruları yanıtladı. Bakan Uraloğlu, “Hızla gelişen teknolojiler, günümüz toplumunun ekonomik ve sosyal hayat tarzını derinden etkilemektedir. Bunun ulaşım alanındaki en belirgin yansıması ise hız ve hareketliliğin artması olmuştur. Artan hareketliliğe ayak uydurabilmek için "Sürdürülebilir Ulaşım" politikası artık tüm gelişmiş toplumların ortak hedefidir. Bu noktada Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı olarak geleceği bugünden tasarlarken teknolojideki gelişmeleri, küresel trendleri dikkate alıyor dünyadaki gelişmeleri yakından takip ediyoruz” diye konuştu.
Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, “Ülkemiz 4 saatlik uçuş süresiyle, yaklaşık 1 milyar 650 milyon insanın yaşadığı, 43 trilyon 200 milyar dolar Gayri Safi Milli Hasıla’ya sahip ve 11 trilyon dolar ticaret hacmi bulunan 67 ülkenin merkezi konumundadır. Üç kıtayı birbirine bağlayan jeopolitik konumuyla da Avrupa, Asya ve Afrika ülkelerinin ekonomik ve sosyal gelişimleri için çok önemli bir noktada bulunuyor. Bu gerçeklerden hareketle son yıllarda ülke içinde çok modlu ulaşım bağlantıları sağlamanın yanı sıra, uluslararası koridorlar oluşturarak, kıtalar arasında kesintisiz ve kaliteli ulaşım altyapıları tesis ediyoruz” dedi.
Marmaray, Avrasya Tüneli, İstanbul Havalimanı, Yavuz Sultan Selim, Osmangazi ve 1915 Çanakkale Köprüleri, Filyos Limanı, İzmir-İstanbul, Ankara-Niğde, Kuzey Marmara Otoyolları gibi devasa ve önemli projeleri birbiri ardına hayata geçirdiklerini kaydeden Bakan Uraloğlu, “Bu projelerin yanı sıra bir yandan da yeni proje ve hedeflerimizi çağa uygun bir şekilde yenileyerek çalışmalarımıza devam ediyoruz. Çünkü, ulaşım ve iletişim stratejilerimizi küresel ve bölgesel şartlar ışığında yeniden tanımlamak ve bu stratejileri her daim güncel tutmak zorundayız. Bakanlık olarak değişimi yönlendirmek, onu toplumumuzun faydasına olacak şekilde kanalize etmek gibi bir mesuliyetimiz, sorumluluğumuz var. Bakın, bugün, dünya genelinde nüfusun yaklaşık yüzde 50’si kentsel alanlarda yaşamaktadır. 2050 yılında bu oranın %70’e varacağı öngörülüyor. Buna binaen de dünya ekonomisinin 90’ndan fazlasının kentsel alanlarda üretileceği düşünülüyor” diye konuştu.
Bakan Uraloğlu, “2020-2050 yılları arasında ulaşıma yönelik talebin, yolcu sayısı-km cinsinden iki katına çıkacağı öngörülüyor. 2020 yılında 12 milyar ton olan dünya ticaret hacminin 2030 yılında 25 milyar tona, 2050 yılında 95 milyar tona ve 2100 yılında ise 150 milyar tona çıkacağı tahmin ediliyor. Ülkemizde ise nüfusumuzun 2029’da 92,5 milyona, 2035’de 98 milyona ve 2053’te de 112,6 milyona çıkacağını tahmin ediyoruz. Ülkemizdeki araç sahipliği sayısının 2050'de Avrupa ortalamasına yakın olan 1000 kişiye 500 araç oranına ulaşacağını ön görüyoruz. Yani, her 2 kişiden biri araç sahibi olacak. Bu durumda da ülkemizde şu anda yaklaşık 26, 5 milyon olan araç sayısı 2050’li yıllarda 55 milyon civarında olacak. İşte biz de bu gerçekler ışığında çalışmalarımızı hayata geçiriyoruz” dedi.
Bakan Uraloğlu, “Son 21 yılda ülkemizin ulaşım ve iletişim altyapısına harcadığımız yaklaşık 194 milyar dolar ile bu alanlarda çok önemli mesafeler kat ettik. Cumhuriyetimizin 100. yılında kaydetmiş olduğumuz önemli yatırımlar ve gelişmeler ile stratejik konumumuzun gereğini en iyi şekilde değerlendirerek ülkemizi uluslararası alanda vazgeçilmez bir düzeye taşıdık” şeklinde konuştu.
Bakan Uraloğlu, “Yüksek hızlı trenlerimizle 77 milyon üstünde yolcu seyahat etti. Açıldığı günden bu yana MARMARAY ile yaklaşık 1 milyar insanımızı taşıdık. Havayollarında 2003’te 34 milyon olan yolcu sayımız artık 200 milyonun üstünde seyrediyor. İstanbul Havalimanımız Avrupa’da hem yolcu hem de yük taşımacılığında zirvede yer alıyor. Bu yılın ilk yarısında Avrupa'daki en iyi kargo trafiğine sahip ilk 10 havalimanı arasında İstanbul Havalimanı'mız birinci sırada yer aldı. Geçtiğimiz Kurban Bayramı'nda kara, hava ve demiryolunu kullanarak yaklaşık 35 milyon vatandaşımız seyahat etti. Adeta bir kavimler göçü yaşadık. Bunları birazdan sizlerle paylaşacağım sunumda daha da detaylandıracağımdan uzatmak istemiyorum ama özetle demek istediğim, Türkiye’de altyapıyı tamamladık. Ve bu veriler, birer sayı olmanın çok ötesinde vatandaşımızın hayatında karşılığını buluyor” dedi.
Bakan Uraloğlu, “Yüksek hızlı ve hızlı tren ağlarımızda trenlerimiz daha hızlı mesafe kat ediyor. Havalimanlarımızla insanımızın ayakları yerden kesiliyor. Kısacası Türkiye hızlandı ve daha da hızlanıyor. Bakanlık olarak Türkiye yüzyılı ile yeni bir tarihi başlangıca hazırlanıyoruz ve artık yeni bir ulaşım çağına giriyoruz. Bu çağ; daha güvenli ve çevreye duyarlı, mobilite, dijitalleşme ve lojistik dinamikleriyle şekillenen, yeni bir dönem olacak” diye konuştu. Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, 2003-2023 yılları arısında yapılanları anlattı. Yaptığı sunumla çalışmalara ve icraatlara değinen Bakan Uraloğlu, hızla gelişen teknolojilerin toplumu etkilediğine işaret ederek, bunun ulaşım alanında hız ve hareketliliği artırdığını söyledi. Uraloğlu, Bakanlık olarak geleceği tasarlarken teknolojideki gelişmeleri dikkate aldıklarını belirterek, son yıllarda birçok dev projeyi hayat geçirdiklerini anlattı. Son 21 yılda ülkenin ulaşım ve iletişim altyapısına 194 milyar dolar harcama yapıldığına dikkati çeken Uraloğlu, "Cumhuriyetimizin 100. yılında kaydetmiş olduğumuz bu önemli yatırımlar ve gelişmeler ile stratejik konumumuzun gereğini en iyi şekilde değerlendirerek ülkemizi uluslararası alanda vazgeçilmez bir ülke konumuna taşıdık ve taşımaya da devam edeceğiz." ifadesini kullandı.
Uraloğlu, demir yollarına ağırlık vereceklerinin altını çizerek, "2022'de 2 bin 505 olan sinyalli hat uzunluğumuzu 8 bin 046 kilometreye çıkardık. Şu andaki demiryolu uzunluğunun da yaklaşık 13 bin 900 kilometre olduğunu da bu vesileyle ifade edeyim. 2 bin 122 kilometre olan elektrikli hat uzunluğunu 7 bin 142 kilometreye yükselttik. 181 kilometre olan demiryolu tünel uzunluğunu 373 kilometreye yükselttik. Yüksek hızlı tren ile taşınan toplam yolcu sayısı 76,2 milyona ulaştı." diye konuştu. Tamamlanan 395,2 kilometre kent içi hat olduğuna işaret eden Uraloğlu, 102 kilometresinin devam ettiğini ve bunların İstanbul, İzmir ve Ankara olduğunu söyledi. Uraloğlu, İstanbul'da 340 kilometre kent içi raylı sistem olduğunu ve bunun 127,5 kilometresinin Bakanlık tarafından yapıldığını aktardı.
Karayollarında son 21 yılda 1714 kilometre olan otoyol ağını, 3 bin 633 kilometreye çıkardıklarının altını çizen Uraloğlu, 6 bin 101 kilometre olan bölünmüş yolu 29 bin kilometrenin üzerine çıkardıklarını vurguladı.
Havayolunda İstanbul Havalimanı başta olmak üzere ülkedeki uçuşlarda önemli bir üst konumu sağlandığına dikkati çeken Uraloğlu, "26 olan aktif havaalanı sayımızı 57'ye yükselttik. Yine toplam yolcu sayısını 34 milyondan yaklaşık 203 milyona çıkardık. 81 ülkeye 2003 yılında uçuş yapabilirken, şimdi 173 ülkeye uçuş yapabiliyoruz. 2002'de 150 olan uçak sayımızı 644'e yükselttik." ifadelerini kullandı.
Uraloğlu, deniz yolunda da kapasitenin arttırıldığını anlattı. Haberleşmede mobil abone sayısını 23 milyondan yaklaşık 91 milyona çıkardıklarını belirterek, "Geniş band abone sayısı yokken şimdi yaklaşık 92 milyon civarında abonemiz var. Fiber hat uzunluğumuz 81 bin kilometreyken şimdi 526 kilometre civarında. Uydulara baktığımızda, yaklaşık 12 tane uyduyu uzaya göndermişiz. Şimdi son olarak da 2024 yılının hemen başında 6A uydumuzu inşallah uzaya fırlatmış olacağız." dedi.
Uraloğlu, 6 Şubat'ta depremde çok Bakanlığın bütün birimlerinin bölgede çalıştığına işaret ederek, şunları kaydetti: "11 ilde Bakanlık olarak biz vardık. Demir yoluyla, deniz yoluyla, birçok misafirimize esasında İskenderun Limanı'nda, ulaştırdığımız konaklanabilecek gemilerle beraber misafir ettik. Demir yoluyla taşıdık. Biz sadece karayolları olarak 3 bin 400 civarında makine gönderdik. Bu makinelerin yüzde 20'si kendi makinemizdi. Geri kalanı bizim yüklenicilerimizin makineleriydi. O yüklenicilerimiz aşağı yukarı kırk gün civarında bila bedel çalıştılar."
Depreme hazırlık olma noktasında çalışmalar yaptıklarının altını çizen Uraloğlu, Bakanlık olarak bütün yapıları Deprem Yönetmeliğine göre yaptıklarını anlattı. Uraloğlu, "Önceki yapıları da Deprem Yönetmeliğine göre peyderpey düzeltiyoruz." dedi.
Uraloğlu, depremde zarar gören yolları çok hızlı bir şekilde onardıklarının altını çizerek, Hatay Havaalanı'na şu an boş uçakların indiğini dolu uçakların kalkabildiğini vurguladı. Uraloğlu, şöyle devam etti: "Projemizi yaptık. Şimdi hızlıca ihalesini yapıp havaalanını yeniden yapacağız. Aynı yere yapacağız maalesef. Çünkü başka bir yer yok orada. Havaalanı yapılabilecek yakın civarda İskenderun dahil başka bir yer yok. Ama ya ben bunu tecrübe ettik niye bir daha deniyoruz derseniz şöyle bir örnek vereyim. Artık yaklaşım olarak Rize'deki ve Ordu Giresun'daki havaalanı yaklaşımıyla denizin içerisine nasıl yapmışsak burada da Amik Gölü'nün içerisine aynı mantıkla yapacağız."
Yapılan 194 milyar dolarlık yatırımla yaklaşık 1 trilyon 260 bin dolarlık üretime katkı sağlandığına dikkati çeken Uraloğlu, "Gayri safi yurt içi hasılaya 606 milyon dolarlık bir katkı sağlamışız. İhracata yine yaklaşık 110 milyar dolarlık, vergiye 31,6 milyar dolarlık ve her yılda yaklaşık 1 milyon kişiye kabaca katkı sağlamışız. Peki bunların tasarruf etkisine bakacak olursak bütün sektörlerde yaklaşık 30 milyar dolarlık tasarruf ediyoruz. 2002'de 100 milyar taşıt kilometreye düşen ölüm sayısı 5,72 iken bugün artık yaklaşık 4,5 kat azalarak 1,08'e düştü." ifadelerini kullandı. Türkiye'den demir, kara ve deniz yolu koridorlarının geçtiğine dikkati çeken Uraloğlu, "Irak'ın Fav Limanı'ndan Nusaybin'e, Habur Sınır Kapısı'na ulaşacak bir Kalkınma Yolu Projesi var. Çok yakın zamanda bu netleştirildi. Irak tarafıyla karşılıklı mutabakatlar imzaladık. Körfez bölgesindeki ülkeler de buna katkı sağlayacak. Yaklaşık 1200 kilometre demiryolunu ve 2x3 otoyolu hayata getireceğiz. Yani çok hızlı gelişecek bir koridor ve ciddi de bir alternatif olacak diye düşünüyoruz." dedi. Uraloğlu, 2053'e kadar 168 milyar dolarlık yatırım yapmayı planladıklarını belirterek, bunun milli gelire 1 trilyon dolarlık bir katkısı olacağını söyledi.
Uraloğlu, yerli ve milli raylı sistem araçlarında milli banliyö setini prototip üretimi ve tasarımıyla beraber 2024'te yapacaklarının altını çizerek, "225 kilometre saatlik hızlı tren setinin tasarımına da başladık, 2024'te tasarlamış olacağız. 2025'te prototipini üretmiş olacağız. Sonrasında 250 kilometre hıza sahip yüksek hızlı tren setinin tasarımını ve milli metro projesinin tasarımını da 2026'da inşallah gerçekleştirmiş olacağız. Aynı zamanda özel sektörü de özellikle desteklediğimizi bilmenizi isterim. Yeterince kapasite oluştuğu takdirde biz belki bu sektörden Bakanlık olarak çıkacağız."
Bursa Hızlı Tren Hattı'nı 2026'da bitireceklerini belirten Uraloğlu, "Mersin, Adana, Osmaniye, Gaziantep hattımızı 2027'de bitireceğiz. Biz Kapıkule'den girdiğimizde artık Gaziantep'ten hızlı trenle çıkmış olacağız. Ankara'nın İzmir'e bağlantısını sağlayacak yüksek hızlı treni 2028'de bitirmeyi hedefliyoruz. Yavuz Sultan Selim Köprüsü'nden de geçecek olan ve Uzakdoğu'yu Londra'ya ikinci defa bağlayacak olan demir yolu hattımızı yine planlıyoruz. Karadeniz'e ulaşacak demir yolu hattımızın ilk etapta Kırıkkale ile Çorum arasının 2028'e kadar bitirilmesini planlıyoruz. Ankara-İstanbul arasında süper hızlı tren projemizi bitirdik. Bunun fizibilitelerini yapıyoruz. Ankara ile İstanbul arasını iki durakla yaklaşık 80 dakikada kat etmiş olacağız. Bunu da 2028 için iddialı olabilir ama bunu da inşallah ihalesini yapıp bunun da yapım çalışmalarına başlayacağız." dedi.
Karayollarında 2053'e yaklaşık kadar 31 milyar dolarlık bir yatırım düşündüklerini aktaran Uraloğlu, 2053'te de 38 bin kilometrelik bir bölünmüş yol hedefleri olduğunu vurguladı. Uraloğlu, çevre dostu ulaşım sistemlerine değer verdiklerine işaret ederek, "Elektrikli araçların şarj ve batarya sistemleri üzerinde çalışıyoruz. Bunların şarj istasyonları ile ilgili yine altyapıyla ilgili gerek teşvik ediyoruz gerek imkân sağlıyoruz. Akıllı ulaşım sistemlerini ve otonom sürücü sürüşü destekleyecek altyapıya geçiyoruz. İlk etapta Hasdal ile İstanbul Havalimanı arasındaki 30 kilometrelik kesimi, eş zamanlı olarak Antalya'daki yaklaşık 20 kilometrelik bir kesimde test için hazırlıklarımıza başlamış durumdayız." diye konuştu.
Havayollarında 2053'e kadar yaklaşık 19,5 milyar dolarlık bir yatırım yapmayı planladıklarını belirten Uraloğlu, şöyle devam etti: "2028'e kadar da 57 olan havalimanı sayımızı 61'e yükseltmeye hedefliyoruz. 2028'e kadar havalimanlarının genişletilmesi çalışmalarına başladık. Öncelikle Esenboğa ve Antalya ve Trabzon'da başladık. Çukurova Havalimanı bu sene sonuna kadar bitirmeye hedefliyoruz. Yozgat Havalimanı'nı önümüzdeki sene bitirmiş olacağız. Bayburt Gümüşhane Havalimanı'nı önümüzdeki sene bitirmiş olacağız. Deniz yoluna baktığımızda 2023'te, 217 olan liman sayımızı 255'e çıkarmayı hedefliyoruz. Burada da yaklaşık 3,3 milyar dolarlık yeni yatırım planladık. Mersin ve Adana'da iki ayrı yeni liman düşünüyoruz."
Uraloğlu, haberleşmede 2028'e kadar yaklaşık 10 milyar dolarlık bir yatırım yapmayı planladıklarına dikkati, çekerek, "Buradaki geniş bant abone sayısını 112 milyona, mobil abone sayımızı da 102 milyona ulaştırmayı hedefliyoruz. TÜRKSAT 6A'yı önümüzdeki sene inşallah uzaya fırlatacağız. Haberleşme de internet hizmetini 100 megabit saniyeye ulaştırarak her eve ulaşmayı hedefliyoruz. 5G teknolojisinde 2028'e kadar nüfusumuzun yüzde 100'üne erişim sağlamayı planlıyoruz. 6G teknolojisine yönelik çalışmalarımıza başladık. Fiber geniş bant abone yoğunluğunu uzun vadede tüm Türkiye'yi kapsayacak hale getirmeyi planladık. Mobil geniş bant abone yoğunluğunu 57,2 milyar dolar haberleşme yatırımlarıyla yüzde 100'e ulaştırmayı hedefliyoruz. Siber güvenlik konusunda sertifikasyonla ilişkin altyapı çalışmalarını oluşturuyoruz. Önümüzdeki sene artık bütün akıllı cihazların sertifikasyon ve denetimini Bilgi Teknolojileri Kurumu olarak biz yapmaya başlayacağız."
Uraloğlu, Kuzey Marmara Otoyolu'nun İstanbul'un aort damarı gibi olduğuna işaret ederek, "Biz Kınalı-Malkara dediğimiz Çanakkale istikametinden tahliye ve acil yardımı sağlamış olacağız. Aynı şekilde Osmangazi Köprüsü'nden ve Kuzey Marmara Otoyolu'ndan da sağlamış olacağız. İstanbul'da bir tahliye planımız var." dedi. 11 ilde yaşanan 6 Şubat Depremlerinin etkisiyle bazı arazilerin bile yerlerinin kaymasına neden olduğunu anımsatan Uraloğlu, şunları kaydetti: "Fay Hattı'nın geçtiği yerde yol 3 metre 4 metre ötelenmiş durumda. Sizin binanızın artık koordinatları kaydı. Bu bütün deprem bölgesinde kaydı. Deprem bölgesindeki sanayi ile ilgili bir çalışma var. Bittiğinde bu dert ortadan kalkmış olacak. Vatandaşın sadece geçiş sürecinde belki bazı inisiyatiflerini engelleyecek ama sonrasında serbest hale gelmiş olacak. Bu sanayinin Anadolu'ya doğru kaydırılması noktasında deprem riskinin daha az olduğu bölgeler Konya ve Kayseri'dir. Buralar öngörülüyor. Ama bu hemen olabilecek bir iş değil. Ama süreç başlatılmıştır."
Uraloğlu, Ukrayna-Rusya Savaşı nedeniyle, bölgeye gidecek gemilerle ilgili risk ve sıkıntının devam ettiğini ancak Karadeniz'de Romanya ve Bulgaristan'a gidecek gemilerle ilgili bir sıkıntının bulunmadığını bildirdi.
Trabzon Havalimanı'nın mevcut pistinin 2 bin 600 metre civarında, 45 metre genişliğinde olduğundan da bahseden Uraloğlu, pistin ihtiyacı gördüğünü, şu anda terminal binasının yeterli olmadığını söyledi. Uraoğlu, söz konusu havalimanının günde maksimum 22 bin yolcuya ulaştığını ifade ederek, şöyle konuştu: "Günlük 149-150 civarında uçağa ev sahipliği yapabilecek bir havalimanı. Orada yeni bir havalimanı projesini yaptık. Ve bulunduğu yerin hemen kuzeyine doğru deniz üzerine yapmayı planlıyoruz. Malum Karadeniz'de yer darlığı var. Ve onu yatırım programına da aldık. 3-5 yılda bitebilecek bir iş değil. Dolayısıyla biz onun ihalesini yapmaksızın mevcut havalimanının iyileştirilmesiyle ilgili küçük bir ihale yaptık. İç hatlara 3 köprü ilave ediyoruz. Ayrıca yeni bir terminal binası yapıyoruz. Ve dış hatlar gidiş ve gelişe ayırıyoruz. Bir de CIP binası yapmış oluyoruz oraya. Yapacağımız hizmet Trabzon Havaalanı'nı yaklaşık bir 10 yıl rahatlatacaktır."
Uraoğlu, Cumhurbaşkanı'nın ekim ayında Çin ziyareti olabileceğini ifade ederek, şunları kaydetti: "Çinlilerin Konya, Aksaray, Yenice, Akdeniz hattında bir finansman veya işlerin ortak yapılması konusunda ilgileri var. Yapılmış olan ihaleler var. Dolayısıyla bunların bu süreçte birazcık daha hayata geçeceğini düşünüyorum. Bununla ilgili gerekli görüşmeleri yaptık. Bundan sonra daha iş birliği içerisinde yürüyeceğiz Kuşak Yolu'yla ilgili birçok alternatif var. Her ülke burada rol almaya çalışıyor. Her ülke gerek kendi ülkesinden geçsin gerekse de geçecek güzergahta kendilerinin dahli olsun istiyor. Şu andaki Bakü-Tiflis-Kars hattımız var ve bu komple yenileniyor. Şu an kapalı orası. Sebebi de tamamen yenileniyor olması." Azerbaycan'dan gelip Ermenistan'ın İran sınırına yakın Zengezur Koridoru'ndan geçen ve Kars'a ulaşan bir alternatif koridor da inşa ettiklerini bildiren Uraloğlu, "Şu anda Azerbaycan tarafı Zengezur'a kadar gelmek üzere. Dilucu Iğdır ve Kars'ı da biz yapacağız ve bu sene onu bitirmiş olacağız. Bu ciddi bir alternatif olacak. Kalkınma yolu dediğimiz Irak'ın Fav Limanı'ndan Habur'a çıkacak olan 1200 km'lik bir hat da üçüncü alternatif olacak." dedi.
Uraloğlu, "Yap-İşlet-Devret" modelinin demir yolunda olmadığını, hava yolu ve daha çok kara yollarında olduğunu da hatırlatarak, şu ifadeleri kullandı: "Zaten milli bütçemize aldıklarımız belli, yapıyoruz. Diğer taraftan kredili yaptığımız işler var. Mesela otoyolları dış krediyle yaptık. Yap-işlet-devret değildir. Şu anda Karayolları Genel Müdürlüğünün işlettiği dış kredilidir. Sonrasında yap-işlet-devret diye İngilizlerin icat ettiği ve Fransızların yoğun kullandığı bir sistemdir. Bunu biz icat etmedik. Biz "yap-işlet-devret" modeliyle yaptığımız zaman, hangi araç garantisini ve hangi geçiş ücretini verirsek, buraya kredi bulunabilir. Esasında gerçekten geçecek olan araçtan ziyade, orada elbette bir trafik projeksiyonumuz var. Hangi aracın hangi yıllarda geçeceğini hesaplıyoruz. Vatandaşın kullanabileceği bir ücret de tespit etmeye çalışıyoruz."
Osmangazi Köprüsü'nde trafik öngörülerinin üzerine çıktıklarına da işaret eden Uraloğlu, şu için köprüyü kullanan araç sayının ortalama 70 binlerde olduğunu, daha çok insanın kullanımı için ücrette zam yapılmadığını belirtti.