Dünya pazarında elektrikli araçlara yönelen bir eğilim olduğunu ifade eden Varank, “Emisyonlarla ilgili özellikle Avrupa’da çıkan problemler bu süreci hızlandırdı. Elektrikli otomobillerin piyasaya çıkmasıyla sürüş teknikleri, akıllı şehircilik uygulamaları, otomobil yazılımları gibi alanlarda teknoloji hızla gelişiyor. Elektrikli otomobile dönülmesiyle bütün sanayi de değişmeye başladı. Dolayısıyla biz Türkiye’nin otomobili projesini sadece bir otomobil projesi olarak değil tüm sektörü dönüştürecek, Türkiye’deki otomotiv endüstrisini dönüştürecek bir proje olarak görüyoruz. Otomotiv sektörünün dönüşümünde gelişecek mobilite ekosistemi de yeni teknolojilerin geliştirilmesinde Türkiye için önemli bir fırsatlar doğuracak. Bu sadece bir Ar-Ge projesi değil, tabiri caizse bir marka yaratma projesi” dedi.
Varank, şöyle devam etti: "Bir Ar-Ge projesi olarak ortaya bir ürün çıkarabilirsiniz ama bu ürünün üretilebilir olması, fabrikasının kurulması, ihtiyacı karşılayabilecek kadar üretilmesi, yedek parçasının, satış ağının, bayi ağının, servis ağının kurulması, bu markanın tutması, gerekiyorsa ihraç edilmesi Bunlar planlanması gereken büyük süreçler. Burada Türkiye’nin otomobilini bir marka olarak ortaya çıkarmaya çalışıyorlar. Şu an için 15 yıllık bir plandan bahsediyoruz. 15 yılda 5 model 3 facelift yapılması düşünülüyor. Bunu özel sektörümüz gerçekleştiriyor, biz de devlet olarak ‘Ne yapabiliriz, nasıl katkılarda bulunabiliriz’ onun gereğini yapıyoruz."